Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Nurcihan

Sabitlenmiş gönderi
Ey insan, hiç mümkün müdür ki: Sana bu simayı veren, o simada böyle bir sikke-i rahmeti ve bir hâtem-i ehadiyeti vaz'eden zat, seni başı boş bıraksın, sana ehemmiyet vermesin, senin harekâtına dikkat etmesin, sana müteveccih olan bütün kâinatı abes yapsın, hilkat şeceresini meyvesi çürük, bozuk, ehemmiyetsiz bir ağaç yapsın? Hem hiçbir cihetle şüphe kabul etmeyen ve hiçbir vechile noksaniyeti olmayan, güneş gibi zâhir olan rahmetini ve ziya gibi görünen hikmetini inkâr ettirsin. Hâşâ! Ey insan! Bil ki o rahmetin arşına yetişmek için bir mi'rac var. O mi'rac Bismillahirrahmanirrahîm 'dir. Ve bu mi'rac ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak istersen, Kur'an-ı Mu'cizü'l-Beyan'ın yüz on dört surelerinin başlarına ve hem bütün mübarek kitapların iptidalarına ve umum mübarek işlerin mebdelerine bak. Ve Besmele'nin azamet-i kadrine en kat'î bir hüccet şudur ki İmam-ı Şafiî (ra) gibi çok büyük müçtehidler demişler: "Besmele tek bir âyet olduğu halde, Kur'an'da yüz on dört defa nâzil olmuştur."
Reklam
Eğildi kalbine ve dedi ki; "Sakin ol başına Allah'ın yazdığından başkası gelmeyecek..."
Nihayetinde bütün bu telaş ölümü unutmanın hikayesi
Senin nasibin olan, senin zaafına rağmen sana gelir. Nasibin olmayanı ise gücünle elde edemezsin. Bir gün biri Hz. Ali'nin yanına giderek; "O kadar dertliyim ki sıkıntıdan ölüyorum." dedi. Hz Ali "Sana iki soracağım yanıtlayıp dermanını bulacaksın." diye cevap verdi. "Dünyaya geldiğin zaman bu dert seninle birlikte mi dünyaya geldi?" diye sordu. Adam "Hayır." dedi. Hz. Ali ikinci soruyu yöneltip "Dünyadan giderken, bu dert seninle birlikte olacak mı?" diye sordu. Adam yine "Hayır." dedi. Hasılı; her şeyin düzeleceğine inanarak dua etmek gerek. Her şeyi düzeltebileceğimize inanarak mücadele etmek gerek. Her şeyin biteceğine inanarak sabretmek gerek. Nihayetinde bütün bu telaş ölümü unutmanın hikayesi...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zekat
Mali bir yükümlülük olan zekât, kişinin dünya malına karşı dengeli bir duruş içinde olmasını sağlar. Toplumsal boyutları açısından değerlendirildiğinde, kardeşlik ve paylaşma duygularını geliştirir. Zekâtını veren zengin, servetini mü’min kardeşiyle paylaşmanın hazzını, güzelliğini yaşar. Bilir ki verdiği zekât hem bu dünyada arınması hem de ahirette ecir kazanması için Hz. Peygamberin deyişiyle “delil” olacaktır (İbn Mâce, Tahâret, 5). Yine Sevgili Peygamberimizin müjdelediğine göre, “Sadaka/zekât vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları yok eder.” (Tirmizî, Cum’a, 79). İhtiyaç sahiplerinin bu paydan yararlandıkları sırada yaşadıkları sevinç ve memnuniyet, verenin gönlünde huzura ve genişliğe dönüşür. Böylece zekâtın tam olarak verildiği yerlerde denge ve sükûnet egemen olur. Yoksul, zengin kardeşinin malına kem gözle bakmak şöyle dursun, kendisi de yararlandığı için o malı kendi gözü, kendi malı gibi korur, kollar. Böyle bir ortamda, hırsızlık, kapkaç ve gasp gibi mali suçlar azalır, zamanla yok olur.
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.