“Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe yürüyeceksin.
Herkes senin aleyhinde bulunacaktır, herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin, önüne sonsuz engeller de yığacaklardır; kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın.
Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin.”
Bir gün birisi demişti ki; “Gönlünde sonbaharın hüznünü taşıyan birine, ilkbaharın güzelliğini anlatamazsın.” O gün bu gündür, sözü dahi incitmeden yaşıyorum. Anlaşılmayacağıma emin olduğum hiçbir yerde kelimelerimi incitmiyorum. Çünkü, böyledir bu sen de öğrenirsin. Öğretirler…
Bazen kendime bile tahammülüm olmazken kişiliği oturmamış kocaman insanlara tevazu göstermemi bekliyorlar. Sizi bilmiyorum ama benim bu dünyaya geliş amacım hastalıklı duygulara anlayış göstermek değil. Mantığımın ve kalbimin anlamlandıramadığı her şey benim için yok hükmündedir.
İnsanlar birbirlerine yardım etmeyi çoktan bırakmış. Herkesin tek derdi vicdanını rahatlat- mak. Sokakta mendil satan çocuğa para vermek bile zor gelir, onun yerine sosyal medyada mendil satan çocuğun fotoğrafını paylaşmak yeter onlara.
Hayat dediğin uzun bir yol. Ve bu yolda senin- le beraber yürüyen insanlar var, yolda kaldığın zaman sana yardım edebilmek için. Yolda rastladıkların var, yanındakilerin bkıymetini daha iyi anlayabilmen için. Yoluna taş koyanlar var, yürüdüğün yolu zehir etmek için. Bir de seni yarı yolda birakanlar var, kendi başının çaresine bakabilmeyi öğrenebilmen için. Herkesin kendi doğrusu var ve herkes kendine göre haklı bu hayatta. Bu yüzden sonuca varmıyor hiçbir tartışma.