Yavuz Sultan Selim Han Mısırı fethettikten sonra bir süre daha orada kalır. Bu süre zarfında da bir cariye cihan padişahının çadırını temizler ve gündelik işlerini yaparmış.
Birgün bu cariye bir şekilde cihan padişahı Yavuz Sultan Selim'i görür ve ona aşık olur. Cariyenin aşkı gün geçtikçe artar ve bu durumu padişaha bildirmeye karar verir.
Sen, diyorum. Gelmiyor sonrası. Artık ne geçmiş ne de gelecek zamana itimadım var. Bir geçmemiş, geçmeyecek zaman habercisi bu yılgın akşamlar. Ömür geçse de yeri dolmayacak bir çift gözün karasında vurdular beni. O gözlerden akan yaşta boğdular. Ellerine sakladılar. Benim, düşlerimde evim diye sığındığım ellerine. Beni bir rüzgârla sürgüne yolladılar. Silindim ellerinden. İzlerimden sana sancılı bir yazgı kaldı. Sonrası hep, hasret. Sonrası hep, göğsümüzde kıvranan bir yanardağ.
Nurullah Genç
"kızılderililer, fazla yürüdükleri zaman, hemen bir ağaç bulur, altında oturur ve beklemeye başlarlardı. onlara neyi bekledikleri sorulduğunda şöyle cevap verirlerdi ; bedenimiz hızlandı, ruhumuz geride kaldı, ruhlarımızı bekliyoruz.."