YALNIZ BİR OPERA
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
" yalnızca beni ürkütene
Açmayı öğrenmişsem bacaklarımı
Nasıl buyur ederim kibarlığını
Seninle yapacak ne bulabilirim
Şiddetse benim için aşkın anlamı
Senin tutku anlayışın bakışmak
Ve bu öyle güzel ki
Benim ki öfke iken
Mümkün mü yakınlaşmak
Keskin uçlar arzuluyorum
Sende ise keskinlik yok
Sadece yumuşak dönüşler
O halde nasıl öğrenirim
Sağlıklı bir sevgiye karşılık vermeyi
Tek bildiğim üzülmekse "
Her birimizin karanlıkta yol alan yalnız gemiler olduğunu biliyorum ama yine de yakınlardaki diğer gemilerin ışıklarını görmek büyük rahatlık sağlıyor.
Sizin sevinçlerinizin,kederlerinizin,anılarınızın,hırslarınızın,bireysel özgür irade dediğiniz şeyin aslında geniş bir sinir hücresi ağının ve onlarla bağlantılı moleküllerin davranışından daha fazlası olmaması,şaşırtıcı bir varsayım.
"Bu hücrelerin boş olması gerekiyordu," dedi kız.
"Özel bir durum söz konusu."
Kız, kaşları çatılmış bir halde, uzun bir süre adamın yüzünü inceledi. "Cinayet mi?"
Thorne'un yüzündeki gülümseme genişledi. "Çok naziksin ama hayır. Sadece bir isyan başlattım." Devam etmeden önce tulumunun yakasını düzeltti. "Sabunu protesto ediyorduk."
Kız, kafası daha da karışmış göründü ve Thorne onun hala kendini savunmaya hazır bir şekilde durduğunu fark etti.
"Sabun," dedi tekrar, belki de kızın duymadığını düşünerek. "Cildi fazla kurutuyor."
Kızdan bir cevap gelmedi.
"Hassas bir tenim var."
Ben kibriti çaktığım zaman
Her şey kırmızıydı yüzün olarak
Ben kibriti çaktığım zaman
Çünkü her yüz bir memlekettir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Çünkü her sigara bir kelimedir
Ben sigaramı yaktığım zaman
Güz günleriydi bir şarkı olarak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman
Nice hüzünlerden yaprak yaprak
Bir güvercin ben öldüğüm zaman
"Önce hepsini yazdım, sonra hepsini çizdim.
Yazıp çizdiklerimden çıktı kara bir resim.
Baktım, orada, bir-bir duruyor sevdiklerim.
Bakıyorlar ardından, yazıp çizdiklerimin,
O, yazarken ya da çizerken bilmediğim..
Bilmeden yazdıklarım, bilmeden çizdiklerim.
Beni çizdi sonunda, yazıp da çizdiklerim.
Bana gülüyor şimdi, yitip-yitirdiklerim..
Çizilmemiş olanlar, yazmayıp bildiklerim.
Ah ''bilip ettiklerim, bilmeyip ettiklerim.""
"Sesleri ancak kitap okuyarak duyabiliriz. Çünkü kitapsız baktığınız sokakta bir soakak görürsünüz. Kitapla baktığınız sokakta, o sokaktan başka bir insan olarak geçme imkanını seyredersiniz."
- Ece Temelkuran-