İstiyorsun ki onun üzerinde hiç kimsenin, hatta babasının bile bir hakkı olmasın, o sana ancak sana ait olsun. Sonra bu bencil aşkın katlanamayacağı ufak bir şey gördüğün zaman ona düşmanlık etmeye başlıyorsun, düşman oluyorsun. Zaten aşka kin kadar yakın bir duygu yoktur.
(...) Zaten kadınların hepsinde var olan bir bedbaht olmak zevkiyle kendini zorla mesut görmemeye çalışarak, o acılıktan adeta bir zevk duyarak kendine yazık ediyorsun.
"İnsan bedbahtlığının , mutluluğunun mucididir, İkbal kendisine her şeyi iyi tarafından gösteren bir nokta bulsun , mutlu olur,"diyor,daha sonra,"Fakat onu o noktaya getirebilmeli," diye bir tamamlayıcı görüi ekliyordu.
Bazen birden , hiç beklenmedik bir zamanda zihne çarpıvermiş hakikatler vardır ki senelerden beri damla damla, çeşitli zamanlarda döküle döküle birikmiş izlerin; küçük küçük , başlı başlarına manasız nişanelerin birdenbire doğuveren neticesidir.
Aman Yarabbi! Sevmek bu muydu? İnsanı sanki bir mengene içinde sıkıp sıkıp da birisinin ayakları altına ezik,bitik,can çekişerek atmak isteyen bu öldürücü şey,sevmek bu muydu?
İnsanlar tuhaftır! Kötü bir şey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en önce vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar. Kötü işler yapanlara sorunuz, hepsinde kendi kendilerine yaratılıp özenle pekiştirilmiş sebeplere rastlarsınız.