Dine, bilimci bir bakışla yaklaşmak zorunlu olarak onu herhangi bir fenomen olarak görmeyi içerir. Bu şekilde yaklaşıldığında din, insanlığın psikolojik bir unsuru olarak ve insanın fıtratında bulunan bir ihtiyacı -tıpkı uyku, yemek veya eğlence gibi- karşılayan bir şey olarak görülür. Bu ustaca bir yanlış göstermedir; zira bu yorum bir yarı hakikat olup uyku, yemek ve eğlencenin insanın varoluş sebebi olmadığını fakat dinin bu anlama sahip olduğu gerçeğini gizlemektedir.