Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Semire

Semire
@mataradakituzlusuu
591 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Reklam
“niyetin sahih, sabrın tam olup, gayretin korkunu aşsaydı; aradığını bulur, bulduğuna erişir, aldanmaz, istikameti kaybetmez, kalpazan tuzağına düşmezdin.”
200 syf.
·
Puan vermedi
Akışkan Modern Dünyadan 44 Mektup
Akışkan Modern Dünyadan 44 MektupZygmunt Bauman
8.4/10 · 148 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Camus bize isyanın, devrimin ve özgürlük arayışının insan varlığının kaçınılmaz özellikleri olduğunu ama bu hayranlık uyandırıcı arayışların zorbalıkla sonuçlanmaması İçin sınırlarını çizmemiz ve kollamamız gerektiğini söyler. Camus öleli sahiden 50 yıl oldu mu?
Hayat ancak bir sanat eseri olabilir. Şayet insanca bir hayatsa, yani tercih hakkı ve özgürlüğü bahşedilmiş bir canlı olan insanın hayatıysa…
Reklam
Bunca insan potansiyel olarak insanlık suçu işleyebiliyorsa, ben de şans eseri onların kurbanı olabilirim. Bunu yapabilirler. Ama aynı derecede ben de kolayca ‘onlar’ gibi olabilirim: diğerlerine bunu yapabilecek bir başka ‘normal insan’ olarak...
Canavarca eylemlerde bulunan sadece ve sadece canavarlar olsaydı dünya ne kadar güvenli ve rahat bir yer olurdu.
Tarihteki hiçbir şey önceden belirlenmez. Tarih, çok yönlü, dağınık ve benzeşmeyen ve pek nadiren birbiriyle koordineli insan tercihlerinin zaman üzerine bıraktığı bir izdir. Sınırların birbiriyle bağlantılı hangi işlevinin galip geleceğini öngörmek için henüz çok erken. Ancak bir şeyden emin olabiliriz: Biz (ve çocuklarımız) kendimiz için (ve onlar için) hep beraber ne ekersek onu biçeceğiz. Sınırlar çizerek ve sınır bölgelerindeki yaşam normlarını tartışarak bu tohumları ekiyoruz. Bilerek ya da bilmeyerek, kasten ya da kazara, bir amaç doğrultusunda ya da farkında olmadan... istesek de istemesek de.
Bir yerde sınırlar mekansal düzen oluşturmak ve bunu korumak için çizilir: kimi insanları ve objeleri belli bir yer içinde tutmak ve diğerlerini dışarıda bırakmak için. Alışveriş merkezlerinin, lokantaların, idari binaların, kapalı sitelerin, sinema salonlarının ya da ülkelerin giriş kapılarındaki güvenlik görevlileri bazı insanları içeri alıp bazılarını geri çevirir. Bunu bilet, giriş kartı, pasaport ve sahibinin geçiş hakkını gösteren başka belgeleri kontrol ederek ya da giriş talebinde bulunanların hakiki ‘içeridekiler’in uyduğu koşullara ve beklentilere uyup uymadığını anlamak için görünüşlerine bakarak yaparlar. Her mekansal düzen modeli insanları ‘meşru’ (izin verilmiş) ve ‘gayri meşru’ (izin verilmeyen) kodlar üzerinden ‘makbul’ ve ‘sakıncalı’ diye ikiye ayırır.
“Kurallara göre yaşamaktan usandınız mı? Gerçekten çok çalışmanız, büyük borçlara girip bir ev alabilmek için çok para kazanmanız gerektiğini söyleyen kurallar. Emekli olduğunuzda elinizde kalacak avuç kadar evin borcunu ödemek ve nihayet hayatın tadını çıkarmaya başlamak için bu­ gün daha çok çalışmanız mı gerek? Kulağa hiç hoş gelmiyor.”
Reklam
“Aslında hiç kimse kaybetmedi bu yarış uzun zamandır zor geçiyordu. Ve sonra, gümm!”
Evrende terk edilmişliğimiz ve nihai yalnızlığımız, başa çıkamayacağımız bir felaketle karşılaştığımızda başvuracağımız yetkili bir mahkemenin olmayışı, çoğu insanın katlanamayacağı kadar korkutucudur. Böyle bakıldığında Tanrı’nın ancak insanlıkla birlikte ölebileceği söylenebilir. Asla bundan bir saniye önce değil.
Yeri gelmişken söyleyeyim Kolakowski ilahiyatçıların dine faydadan çok zarar verdiklerini söylemekte haklıdır. Tanrı’nın varlığına ‘mantıklı kanıt’ getirmek için başa döndükleri her seferinde bunu yapmaya devam ederler. İnsanlığın, mantığa hizmet etmesi ve mantığı yüceltmesi için akademisyenleri ve diplomalı danışmanları vardır, insan Tanrı’ya mucizelerinden ötürü ihtiyaç duyar, mantık yasalarına uysun diye değil.
4.478 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.