Aysun
@A_________________
179 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Sabitlenmiş gönderi
“Ölmüş,bitmiş,tükenmiş,yılgın,bezgin,üzgün ,cenazeleşmiş,heyecansız,ruhsuz,inançsız insanlardan hayır gelmez.Ne ülkesine,ne ailesine…Görevine aşık,hizmet heyecanı içerisinde vatandaşına,milletine hizmet eden, milliyetçidir.Dalgacı,tembel ve miskin insanın milliyetçiliği sahtedir.Laf milliyetçiliğidir.Memur olsun,vatandaş olsun bu böyledir.”
Sayfa 108Kitabı okudu
Bir fikrin inancın davanın doğruluğunu o görüşü savunanların çok olması belirlemez. Tarafını seçerken, çokluğa ve güve bakma! Sayıları az kendileri zayıf bile olsa, haklının haktan yana olanların yanında olmaya Çalış.
Sayfa 782Kitabı okuyor
Onların yalnızlığının bir sebebi de güçlü ve çoğunluktan yana olmayı tercih eden insanlardı.
Sayfa 782Kitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Göğün gürlemesini, bereketin sağanak olarak yere inmesini istiyorsanız, yerde sahabe gibi dertlenenlerin ve inleyenlerin sayısını çoğaltın.Günümüzde gök gürlemiyorsa, bilin ki yeryüzünde fiili dua yapanlarda bir eksiklik var demektir.
Sayfa 782Kitabı okuyor
Şüphesiz Allah insanları küçük gören “Ben bana yeterim” diyen, toplumsal bağlarını gevşeterek kibirlenen ve malla mülkle övünen kimseleri sevmez.
Sayfa 747Kitabı okuyor
Eğer onların bazı yönlerini beğenmediğiniz için onlardan hoşlanmıyorsanız, biliniz ki( dünyada yüzde yüz hoşlanacağınız bir eş bulmak neredeyse imkansızı istemek gibi bir şeydir.Ayrıca evlilik, evcilik oyunu değildir.Her hoşlandığınız şey sizin için hayırlı olmadığı gibi hoşlanmadığınız bir şeyi de hemen bırakmak doğru değildir.Belki Allah onu hakkınızda hayırlı kılmış olabilir.
Sayfa 743Kitabı okuyor
Eğer inanmışsanız Allah’tan ümit kesilmez.İmanınız var olduğu müddetçe bilin ki imkanınız da var demektir.Eninde sonunda dünyada ve ahirette üstün gelecek olan sizsiniz.
Sayfa 723Kitabı okuyor
279 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
“Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk milletini emin ve metin bir bağımsızlık yoluna doğru koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı güvenlik itibarıyla, büsbütün yeni bir hayatın müjdecisi olmuştur. Seneler geçtikçe millî ideal verimleri güvenle çalışmada, ilerleme hevesinde, millî birlik ve millî irade şeklinde daha iyi gözlere çarpmaktadır. Bu, bizim için çok önemlidir; çünkü biz esasen millî varlığımızın temelini, millî bilinçte ve millî birlikte görmekteyiz.” Ankara, 1936
“Türk; yurdun dağlarında, ormanlarında, ovalarında, denizlerinde, her bucağında, nasıl bir bilgi ve kendine güvenle yürüyor, dolaşıyor, yurdun göklerinde de aynı şekilde dolaşabilmelidir. Bu ise Türk’ü çocukluğundan vatan kuşlarıyla, vatan havası içinde yarışa alıştırmakla başlar.”
Ankara, 1935
“Asla şüphem yoktur ki
Türklüğün unutulmuş büyük uygar vasfı, büyük uygarlık yeteneği, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.” Ankara, 1933
“Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki belirli amaçlara ulaşabilmek için maddi ve manevi ne kadar güç varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı yöne yönlendirmek gerekir. ” Ankara, 1931
“Türkiye Cumhuriyeti’nin en esaslı
ilkelerinden biri olan ‘yurtta sulh,
cihanda sulh’ gayesi, insaniyetin ve
medeniyetin refah ve ilerlemesinde
en esaslı etken olsa gerektir. Buna
elimizden geldiği kadar hizmet etmiş
ve etmekte bulunmuş olmak bizim için övünülecek bir harekettir.” Ankara, 1933
“Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması, millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Ankara, 1930
“En büyük hakikatler ve ilerlemeler, fikirlerin serbest ortaya konması ve karşılıklı tartışılması ile ortaya çıkar ve yükselir. ” Ankara, 1930
“Türk milletinin gelişmesine yüzyıllardan beri set çeken engelleri kaldırmak ve genel hayata çağdaş uygarlığın kanunlarını ve araçlarını vermek için harcadığımız çabaların milletin tümünün onayını almış olduğu kesindir.”
Ankara, 1926