Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ece Aleyna

Ece Aleyna
@Aferzem
Gönlün kefareti akılla ödenmiyor Ibrahim instagram.com/zevaher Burası benim mabedim.
modelist
Antalya
42 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Baba olmadan yaşanır da Tanrı olmadan yaşanmaz.
Sayfa 39
Reklam
Ece Aleyna tekrar paylaştı.
"Ne diye benim ruhumun ahengini bozdun?"
Müziğin insan ruhundaki en derin, en saklı yaraları bile iyi edeceğine inanırmış…
Sayfa 43

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asla arzu ettikleri şekilde sevilmeyeceklerini bilen âşıklar gibi…
Sayfa 42
Ne tuhaf diye düşündü Binnaz. Başka kimse göremiyor muydu canının nasıl da beter yandığını?
Sayfa 38
Reklam
Ağla canım! Hiç utanma gözyaşlarından. Ağla ki yaşadığını anlayasın.
Sayfa 32
Velev ki alıştın… neye yarar? Güvenli de olsa, insan bir yere ait değilse eninde sonunda terk etmeli orayı. Bazen en alışkın hissettiğin yer aslında en az ait olduğun yerdir.
Sayfa 31
Bir kadının kocasını düşündüğünde aşk değil, sevgi değil korku hissetmesi ne acıydı.
Sayfa 26
Tekinsizler. Hani şu havaya atılan madeni para misali, kişiliklerinin iki yanı, iki apayrı yüzü olan insanlar: biri dünyevi, biri uhrevi. Ne zaman hangi yanlarını göstereceklerini kestirmek mümkün değildi.
Sayfa 22
Henüz küçüktüler belki ama ne zaman uyanıklık edip ne zaman aptal taklidi yapmaları gerektiğini bilecek kadar deneyimleri vardı bu zor şehirde.
Sayfa 17
Reklam
Leyla’ya kalsa, insanlığın başına gelebilecek en kötü şey kıyamet değildi. Medeniyetin bir anda toptan silinip gitmesi ihtimali ürkütücüydü, doğru. Ama çok daha ürkütücü olan bir şey vardı: tek tek bizim kendi bireysel ölümlerimizin dünyanın düzenine zerre kadar etkisi olmadığını ve hayatın bizle ya da bizsiz ertesi sabah aynı şekilde devam edeceğini kavramak. En korkutucu olan bu değil miydi?
Sayfa 14
Velhasıl hayat birbirinden kopuk ve kesik kategorilerden değil, birbirine iplik iplik dolanan süreçlerden örülüydü.
Sayfa 12
Ve mutlu bir anın yadigârı gibi parlak ve ulaşılmazdı.
Sayfa 11
Son nefesini verdikten sonra insan, işlerin nerede tökezlediğini sormanın ne yararı vardı!
Sayfa 10
- Ayakta dikilme yabancı, gel şöyle otur. - Oturacak halim yoktur. Beklediğim gelmek üzere. - Ayakta durursan daha mı tez gelecek sanırsın beklediğin? - Tez gelmez elbet, ama eğer gösterdiğin kürsüye oturursam onu beklemenin zevkini seninle paylaşmış olurum. Oysa o zevk sadece bana bahşedilmiştir.
Sayfa 141
Ama hep engeller girdi araya; dağlar, denizler, şehirler, medreseler, insanlar. Uzadıkça uzadı ayrılık.
Sayfa 140
375 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.