Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müstesna Kozhelva

YAŞAMAK - III; SON
Kafkas dağlarında dururum belki, Belki Toros, Yahut İzlan, Yahut İskoç dağlarında; Yaşamayabileceğimi düşünmek öldürür beni, Sırça saçıldı mı geri toplanması zor olur, Vazo kırılır; Şıp diye akar su ve başımı okşar, Kedi yanımdan geçer, Kafamda dağlar ve rüzgâr belki, Belki de yaşamak, Yaşayabilmek, Yaşatmak, Yaşatabilmek ve nice nice yaşamak, Aklımda olur.
Reklam
YAŞAMAK - II
Yaşarım bir kedinin evinde; Arz-ı endam belirir, Severim, Kaçar nankör kedi; Yaşayabileceğim, Kışın soğuğu Ve güzün yaprakları ile, Duracağım, Bir sahilde yahut masa başında, Yaşayabileceğim ve: "Hayattayım!.." diye haykırabileceğim; Yaşatamayabileceğim belki, Dünyayı boyayamayacağım, Bitkiler çürüyecek; Belki o zaman on birinci mısra yok olur, Ama yaşamaya devam ederim.
YAŞAMAK - I
Yaşamak, Ellerimde boyalarla, Gözlerimde deniz, Kollarımı saran kıyafetle; Yaşasam, Bilgelerle, okuyup durmayan; Yaşayacağım, Şiirimle, öykülerimle, Kollarımdaki kıl Yahut gözlerimdeki ışıltıyla. Yaşatacağım, Dünyayı, İnsanları ve hayvanları. Bazen mantar ile bitkileri, Elime alacağım, Batıracağım kalemimi onlara, Özlerini çekip kâğıda dökeceğim; Şık bir elbiseyle duran Çeşmedeki suyla, Yaşayacağım, Sonsuza dek belki, Belki sadece yarına kadar; Belki şu an öleceğim.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Safderun
Karamsarlaştırılmış bir şekilde, Oturur kıyı kenarında. Kalbi kırık Safderun, Dinler suyun sesini.
Yeşil Kent
Bütün üstü bağlı, Götürür onu kağnı, Yedirirler onu, Biter yakında. Yeşil Kent ağlama, korkma, Gelip gider hüzünlenme boşuna, Akıtırlar azıcık kan, Ağaçlarını dövüp, Kağnılara bölerler, Yedirirler seni, Bitersin yakında. Düpedüz öldürürler Yedirirler Bir şey yapmaz insanlar. Ağlama Yeşil Kent, Gelip gider onlar, Geçicidir onlar, Güler, söz verirler, Lakin birkaç sanayi bölgesi için Yedirirler seni. Üzülme, Yeşil Kent. Ah be, ağaçların ne güzel Yeşil Kent. Gülümsetirler belki, Yedirenler olmasa. Yeşil Kent ağlama korkma, Gelip gider onlar, o yüzden hüzünlenme boşuna.
Reklam
İğne Battı Mı Parçalar
Işıl ışıl duran zemin, Gözlerini alamazsın lakin zehir. Duvarlarımızı örmüş ulu zemin, Gözlerini alamazsın ancak zehir. Mehtaplı bir gece üstümüzde durur, Ancak sen, ben, zemine bakarız. Gözlerimizi çekemeyi, sanki mehtap zehirdir. Ulu zemin elini kaldırır, yer parçalanır. Elindeki nesne girer her tarafına, Bacaklarına, ayaklarına, ön
Yakın/Uzak
Ormanların içinde, Kuşların ötüş denizinin dalgalarında, Yakın, ama uzak, Bir cennet var, bekle, görürsün. Bölünmüşlerin içinde, Kasvet denizinin dalgalarında, Ormandaki kuşlar öter,
Yavaş
Dur, etrafına bak, Kimler gelmiş gitmiş, Kim ayak basmış, Ölmüş, doğmuş. Dur, etrafına bak, Hangi ağaçlar çürümüş, Hangi ağaçlar ihtiyarca ölümü beklemiş,
YARATICILIĞIN YORGUNLUĞU
Hâli kalmamıştır tek tek, Örmek için mısraları. Kaleminin dokunuşuyla, Kelimeleriyle donatmaya. Hâli kalmamıştır, Çünkü kalemi tükenmiş, Ucu kurumuş, Mutsuz kalmıştır. Duvarlarını örmüştür, Ancak temelini düşünmemiştir, Hâli kalmamıştır, Tekrardan hepsini örmek için. Ölmemek için yapar, Hâli kalmasa bile. Kuru kalemini alır, İşe yaramasa bile. Dener ve dener, Döner ve döner, Yorgundur, fakat döner, Üretir, türetir ve kuru kalemini alıp, İşe yaramasa bile yazar, çizer ve üretir!..