Handan yeşili, Tina’nın çilleri, Kara kedi...
Mustafa Çiftci zannediyorum birçok insanın Gönül Dağı dizisiyle tanıdığı bir isim. Ben diziyi izlemiyorum, kütüphanede tesadüfen denk geldim Bozkırda Altmışaltı’ya. (İyi ki de denk gelmişim 2016 Yazarlar Birliği En İyi Hikaye Kitabı Ödülü’nü alan bu kitaba. )
Kitap yalnızca bu toprakların insanına hitap etmiyor ya da Anadolu güzellemesi yapılmıyor. İyisiyle kötüsüyle anlatılıyor bizim topraklar.
—Anadolu’nun bağrında yer alır Yozgat ve burda yarım kalır bazı şeyler. Bir elektrik kesilmesi gibi kesilir hayaller bazen. Mecbursundur bazı şeylere. Bu mecburiyetin getirdiği garanticilik vehmi hakimdir birçok kişi üzerinde. Risk almak kolay değildir çünkü buralarda. Yiyecek ekmeğin, başını sokacak bir evin varsa kalanı maceradır..
Okursanız öykülerde bunu net bir şekilde hissettiğiniz anlar olacak. Yarım kalan sevdalara, yarım kalan hayallere tanık olacaksınız çoğu kez. Sıkça kullandığımız ya da aşina olduğumuz kelimeler vardır bizim. “Fındılı fıstık,ensesi sararmak, ivilini civilini bilmek, öpçelenmek ...” birçoğunuz bunları ilk kez duyacaksınız belki. Belki tebessüm ettirecek bu kelimeler size...
Taşrayı, kıtlığı, aşkı, evlat ana-baba ilişkisini, yorgunluğu, yorgunluğun yaşamak gibi bir sebebi olduğunu bu yer yer gözleri yaşla dolduran, yer yer güldüren hikayelerde tadacaksınız.