Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mazlum

Mazlum
@AnaksimandrosDarwin
Kendi içine yolculuk eden biri
Kadınlar tecavüze uğradıktan sonra bir et parçası gibi hissettiklerini söylediklerinde, birinin iradesi dışında içine girilmesi ile yenmesi arasında bir bağlantı olduğunu mu söylüyorlar? Bir kadın şöyle bildirir: “Bana ken­dimi bir et parçası gibi hissettirdi, bir delik gibi. Kocam bana bir kızın yalnızca düşünme becerisi olmayan bir hizmetçi ol­ duğunu söyledi, bir delik, bir et parçası.”
Reklam
erkek şid­deti vakalarını dikkate almak yol gösterici olabilir. Dayakçılar, tecavüzcüler, seri katiller ve çocuk istismarcıları hep hayvanları da hedef almıştır. Bunun çeşitli sebepleri vardır: Evlilik içi te­cavüzlerde, tecavüzcüler eşlerini korkutmak, yapmak istedikle­rini zorla kabul ettirmek, tahakküm kurmak ve istismar etmek için bir evcil hayvan kullanabilir. Seri katiller genellikle önce hayvanlara şiddet uygular. 1990’larda çeşitli toplumlarda sınıf arkadaşlarını öldüren erkek öğrenciler çoğunlukla avcıydı ya da hayvanları öldürmekle tanınırdı. Çocuk istismarcıları genellikle kurbanlarının itaatini sağlamak için evcil hayvanlara zarar verir ya da kurbanlarını hayvanlara zarar vermekle tehdit eder. Dayakçılar bir evcil hayvana zarar vererek ya da onu öldürerek partnerlerini sıradakinin kendisi olabileceği konusunda uya­ rır; bunu kadını anlamlı ilişkilerden biraz daha koparmak için, kendi eril güçlülüğünü ve onun dişil güçsüzlüğünü sergilemek için kullanır.
Hayvanlar ve insanlar benzer şekilde acı çeker ve ölür. Eğer domu­zunuzu yemeden önce kendiniz öldürmek zorunda olsaydınız bü­yük ihtimalle bunu yapamayacaktınız. Domuzun çığlık attığını duymak, kanın sıçradığı, bebeğin annesinden koparıldığını ve hayvanın gözünde ölümü görmek midenizi bulandıracaktı. Dolayı­sıyla sizin yerinize öldürmesi için fabrikadaki adamı tutuyorsunuz. Benzer bir biçimde, eğer gettodaki koşulları kötüleştiren varlıklı aristokratlar gerçekten orada acı çekenlerin çığlıklarım duysa, kü­çük çocukların açlıktan yavaş yavaş ölümünü görse ya da insanlığın ve haysiyetin boğazlanmasına şahit olsaydı, öldürmeye devam ede­mezdi. Ama zenginler böyle dehşetlerden muaftır.... Eğer et yemek için öldürmeyi haklı çıkarabiliyorsanız, gettodaki koşulları da haklı çıkarabilirsiniz. Ben ikisini de haklı göremiyorum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Keith Thomas’a göre çocuklar, gençler, yoksullar, siyahlar, İrlandalılar, deliler ve kadınlar canavar gibi kabul ediliyordu: “İnsanlar bir kez canavar gibi algılandıktan sonra buna göre davranışlara maruz kalıyordu. İnsan egemen­ liğinin ahlakı, yalnızca hayvanları insanın ilgi alanının dışında bırakmadı; aynı zamanda hayvan mevkisinde olduğu kabul edilen insanlara kötü muamele edilmesini de meşrulaştırdı.”
Kathy Barry bize altı ya da yedi kızın her birinin gecede 80 ila 120 müşteriye hizmet ettiği “maisons d’abattage”da.n bahse­ der (tam anlamıyla tercümesi: kıyım evi, mezbaha). Buna ek olarak, pornografinin kölelik gereçleri (zincirler, gütme sopa­ları, kementler, köpek tasmaları ve ipler) hayvanların zaptını çağrıştırır. Böylece şiddetin mağduru kadınlar olduğunda akla hayvanlara yapılan muamele gelir.
Reklam
Hiç kimse gerçekten bir et parçası gibi hissedemez. Tere­sade Lauretis’in yorumuna göre: “Kimse kendisini gerçekten atıl bir cisim ya da algılamayan bir beden olarak göremez” ve birisi gerçekten bir et parçası gibi hissedemez; çünkü et, tanımı gereği tüm hislerden şiddetle mahrum bırakılmış bir şeydir. “Bir et parçası gibi hissetmek” kalıbı, mecazi bir dil sistemi içe­ risinde ortaya çıkar.
221 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.