Nedense okuduktan sonra zihnimde; “Bunu bir erkek okusaydı şu an içimde hakim duygu onda da olur muydu?” diye bir soru belirdi. Bu çok derin bir konu olduğu için, kitap incelemesi dışında konuşmalıyız, o yüzden konuyu şimdilik park ettim.
Dün akşam ne okusam diye şöyle kitapların arasında elimi gezdirirken gözüm Cemile’ye takıldı. Saat geçti, çok da uzun saatler uyanık kalmak gibi bir niyetim yoktu. Uyumadan Cemile’yi tanımak istedim.
Türk filmi tadında yoğrulmuş ruhum, yarım saat içinde kurguyu kafasında kurmuştu bile; ama olaylar çok da kurduğum gibi ilerlemedi.
Bu kadar kısa kitaplar için inceleme yazarken bende yarattığı hisleri aktarmaya çalışıyorum genelde. Bir kadın olarak, Cemile’ye herkese ve her şeye rağmen başından beri verdiği mücadele için hayran kaldım. Kitabın adı Cemile değil de Sadık olsaydı bile yüreğime dokunan tek isim Cemile olurdu.
Hiç yabancı olmayan, çok bizden bir konu. Defalarca izlediğiniz herhangi bir Türk filminin içinde var olan bir konu. Farklı olan, kadın kalbinden ve gücünden olayı anlatıyor olması. Cemile’ye kızmayın, Cemile’yi anladığınızda kalbiniz çok kırılır yoksa.
Ah Cemile ah, artık sen de benimle beraber, bir ömür yürüyeceksin. Kimseye karşısındakinin yaşadığı ortamı, seçeneklerini bilmeden, içinde oluşan duygular için küsecek kadar yiğitlenmeyin. Hepiniz birer Cemile olabilir, aynı yolu aynı şekilde yürüyebilirsiniz. Belki daha ayıplayacağınız şekilde!