Hasan Özdemir

"Ben yalnızlığı istemiyorum ama yalnızlığa gereksinim duyuyorum."
Sayfa 7
Reklam
"Peki ama, iyi sevgi nasıl anlaşılır?" diye sordum, ürpererek. "Sevgi nedir? Dünyada bana sevgi kadar anlaşılmaz gelen hiçbir şey yoktur; ne insan, ne Şeytan ne de başka bir şey, çünkü sevgi her şeyden daha çok işler ruha. Yüreği böylesine kaplayan, böylesine bağlayan hiçbir şey yoktur. Bu nedenle, onu yöneten silahlar olmayınca, ruh, derin bir uçuruma atılırcasına sevgiye atılır.
Sayfa 326
"Sapkınlığın belirgin özelliği, en doğru düşünceleri dönüştürmek ve onları Tanrı'nın yasasıyla çelişen sonuçlara yöneltmektir."
Sayfa 322

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Peki ama nasıl oluyor da, " dedim hayranlıkla, "kitaplığın gizemini içindeyken çözememiştiniz de, dışarıdan bakarak çözebildiniz?" "Tanrı da dünyayı böyle bilir, çünkü onu yaratmadan önce dışarıdan bakıyormuşçasına zihninde tasarladı; dünyanın kuralını bilmiyoruz, çünkü onun içinde yaşıyoruz; onu yaratılmış olarak bulduk.” "Demek insan dışarıdan bakarak nesneleri tanıyabilir!" "Sanat yaratılarını tanıyabilir, çünkü sanatçının işlemlerini aklımızdan geçirebiliriz; doğanın yaratılarını tanıyamayız ama, çünkü onlar bizim zihnimizin ürünü değildir."
Sayfa 311
Kocaman, görkemli bir ırmak düşün; toprağın sağlam olduğu güçlü yatağında kilometrelerce akıp gidiyor; ırmağın kıyılarının, sağlam toprağın nerede olduğunu biliyorsun. Bir an gelir, bu ırmak çok uzun bir zaman, çok geniş bir alanda aktığı, tüm ırmakları kendi içinde yok eden denize yaklaşmakta olduğu için yorgun düşmüş, artık ne olduğunu bilmez. Kendi kendisinin deltası olur. Bir ana kolu hâlâ varlığını sürdürebilir, ama birçok kol ondan ayrılıp her yöne dağılır, kimileri yeniden birbirine karışır; artık neyin neden çıktığını anlayamazsın; bazen hâlâ ırmak olanla, çoktan deniz olanı ayırt edemezsin...
Sayfa 282
Reklam
Gerçek, hiçbir yerde değildir bazen.
Sayfa 224
Basit insanlar kasaplık hayvan gibidir; düşmana sorun çıkarmaya yaradıkları zaman kullanırlar, artık işe yaramaz olunca da kurban edilirler.
Sayfa 223
İnsan gereğinden çok konuşarak da, gereğinden çok susarak da günah işleyebilir.
Sayfa 139
Her gerçek her kulağa göre değildir...
Sayfa 69
"On ya da yirmi yıldır edebiyatta neredeyse hiçbir şey olmuyor. Basılan eser bolluğuna karşın, tam bir entelektüel durgunluk söz konusu. Bunun nedeni de iletişim krizi. Yeni iletişim araçları takdire değer olmakla birlikte, olağanüstü bir gürültüye yol açıyorlar."
Sayfa 54
Reklam
Sömüren sömürülendir.
Motivasyon, inisiyatif ve proje çağrısı, sömürü açısından kırbaçlardan ve emirlerden çok daha verimlidir. Kendi kendinin girişimcisi olan performans öznesi, emir veren ve sömüren bir baş- kasına tabi olmadığı ölçüde özgürdür ama gerçekten özgür değildir, çünkü artık kendi iradesiyle kendi kendini sömürmektedir. Sömüren sömürülendir. Kişi aynı anda hem faildir hem kurban. Kendi kendini sömürü başkasının sömürüsünden çok daha verimlidir, çünkü bir özgürlük duygusu eşliğinde iş görür. Bu sayede, tahakkümsüz sömürü mümkün olur.
Sayfa 17
Depresyon narsisist bir hastalıktır.
Depresyon narsisist bir hastalıktır. Depresyona yol açan şey, aşırı abartılı, hastalıklı bir şekilde çarpıtılmış bir "kendini referans alma'dır. Narsisist-depresif özne kendinden bitap düşmüş, yıpranmıştır.
Sayfa 10
Narsisizm kendini sevmek değildir.
Giderek daha da narsisistleşen bir toplumda yaşıyoruz bugün.Libido esasen kendi öznelliğine yatırım yapıyor. Narsisizm kendini sevmek değildir. Kendini seven özne, Başka'yla arasına kendi lehine işleyen negatif bir sınırlama getirir. Narsisist özne ise sınırlarını net bir şekilde belirleyemez. Böylece kendisiyle Başka arasındaki sınır bulanıklaşır. Dünya ona sadece kendi anıştırmalarının gölgesinde görünür. Başkayı başkalığı içinde tanıma ve bu başkalığı teslim etme becerisi yoktur. Sadece kendini bir şekilde yeniden tanıyabildiği yerlerde anlam vardır. Her yerde kendi gölgesinin peşinde bata çıka ilerler ve nihayetinde boğulur.
Sayfa 10
Aşkın içinde bulunduğu krizin tek nedeni başka Başka'ların bolluğu değil, şu anda yaşamın bütün alanlarında meydana gelen ve benliğin giderek daha da narsisistleşmesinin eşlik ettiği, Başka'nın aşınması sürecidir.
Sayfa 9
Evlerden birer tanrı suretinde çıkıp, daha yalnız birer tanrı olarak dönen erkekler, kahvelere camilerden daha sadıktılar ve çocuklarından çok merak ederlerdi "ajans haberlerini." Hiçbir şey yapmadan, günde on kez hükümet yıkıp hükümet kurmayı; yüksek sesli devlet sevgisinin, ters yüz edilmiş bir yalan olduğunu; kendinden başka kimseye inanmamanın mağrur yalnızlığını; sevmek arzusuyla aldanma korkusunun nasıl bir cehennem yarattığını; duvar diplerinde tanrı diye yağmura nasıl dua edildiğini onlarda gördüm.
Sayfa 62 - Dilsiz Ustalar, Suskun Öğrenciler
239 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.