Yüce Allah'ın herhangi bir ayetini yalanlamakla, yine O'nun, Peygamber olarak gönderdiği kimselere iman etmeyi reddetmek arasında -ayeti yalanlama bakımından- hiçbir fark yoktur.
Müslüman halkımızın camilere astığı söz konusu isimler, Peygamber Efendimiz'e, Dört Halife'ye, Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin ile Peygamber Efendimiz tarafından cennetle müjdelenen sahabîlere aittir.
Bu isimlerin cami duvarlarına asılmasının en önemli sebebi de, özellikle Şia'nın Ehl-i Sünnet'e yönelttiği "Ehl-i Beyt düşmanlığı" ithamının yersiz ve dayanaksız olduğunu, yine Şia'nın Sahâbe konusundaki yanlış ve yaralayıcı tutumuna cevap olarak Ehl-i Sünnet'in kucaklayıcı Sahabe anlayışını yansıtmak içindir.
"Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tâğuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır..."(Bakara suresi 257)
Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser,
Sulardan daha derin, yolun karanlıkları.
Dalgalar, yürüyünüz, arayalım beraber,
Başımızı dövecek yalçın kayalıkları!..
9 yaşında hafız, 12 yaşında padişah, 21 yaşında Fatih olmuş, 2 imparatorluk, 4 Krallık, 11 Prenslik yıkmış, 7 Dil bilen, havan tapu mucidi, çağ kapatıp çağ açan,
Peygamber Efendimizin ﷺ övgüsüne mazhar olmuş, şarkın ve garbın Sultanı, Şeriat için cihad eden hanlar hanı başbuğu Fatih Sultan Mehmet Han'ın Vefatının sene-i devriyesi.
Mekân-ı Cennet Makam-ı Âli olsun.