Tanrı yalnızdır, fakat şeytan yalnız olmaktan çok uzaktır; birçok arkadaşı vardır, bir lejyondur…
Hayatımda hiç yalnızlık kadar cana yakın bir dost bilmedim…
Ya Rab, senden başka sığınağımız yoktur. Şu an hastanelerde veya evlerinde senden şifa bekleyen kullarına, Şafi isminin hatırına şifa eyle ve dertlilere deva gönder Allah’ım. Amin!
Ya Rab…🙏
Vazgeçmem gereken yerde vazgeçme azmi ver; ayrılmam gereken yerde ardıma baktırma. Devam etmem gerekiyorsa zahmeti al benden, zoru kolay ve kullukta beni daim kıl, rahmetinden mahrum bırakma… Amin…🌹
youtu.be/x66_O8ks1fc?si=...
Sen yağmurlu günlere yakışırsın…💙
Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
Işırsa beni unutma…
Gülten Akın
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma
Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
Kahredersin başın önüne düşer
Düşerse beni unutma
Seslendiren: Mehmet Kemal
Küçük şeylerle mutlu olmayı öğrettiler bize.
Ne her gördüğümüzü isterdik,
ne de her istediğimiz olurdu.
Ama öyle bunalımlara depresyonlara girip çıkmazdık.
Ertesi gün unuturduk.
Bir giydiğini bir daha giymemek,
önüne konan yemeği beğenmemek ne haddimize.
Bunları sorgulayacak kadar zengin değildik.
Hani bir kıyafetin miras gibi büyükten
küçük
Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkla kurtuldu.
Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı… Ve gerçekten çok arkadaşçaydı.
Sordum, ‘Neden bunu yaptınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.’ Taksi şoförü bana, şimdi ‘Çöp Kamyonu Kanunu’ dediğim şeyi öğretti.
Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı.
‘Her tarafta çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler. Kişisel almayın. Sadece gülümseyin. Onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.’
İşin ana fikri şu ki; başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler.
Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla; ‘Size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.”
Zaten hayatımız tamamen zannetmekten ibaret değil midir? Dünyada ne hakkında emin olabiliriz? Kendimizi sağlıklı zannederiz, bir gün, senelerden beri müthiş bir illete tutulduğumuzu öğreniriz. Mesuduz zannederiz, saadetimizin rüya olduğunu, aldandığımızı öğreniriz. Geleceğimizi güvende zannederiz, o anda mahvoluruz, harap oluruz... Dostlarımızı sadık zannederiz.. Velhasıl hep zannederiz,sadece zannederiz. Zaten bütün insanların hayatı yalnızca zannetmek üzerine kurulmuş değil midir? İnsanların asırlarca devam eden zanlarla neler çektiğini tarih bize ispat etmez mi?