“Bu duyguya karşı mücadele etmek mümkün değildi. Ne güzel şeydi sorumlu olmamak… Neler olacağına karar vermemek! Umut olmadığını, kendi yapacağı ya da yapmayacağı bir hareketin sonucu azıcık bile değiştirmeyeceğini bilmek. Herhangi bir yanlış yapmanın olanaksızlığından, bu nedenle de pişman olmanın olanaksızlığından, hepsinden öte suçluluk duyulamayacağından emin olmak. Sürekli olarak böyle bir durumda olabilmeyi ummanın saçmalığını anlıyordu kuşkusuz, ama umut yine de yakasını bırakmıyordu işte.”