Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Aynur Metin
Aynur Metin
@Azizeaynur
Öğrenci
Üniversite
26 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Muhteşem bir kitap
Kitabın ismi kadar içeriği de çok güzel. Bugüne kadar bu konularda birçok kitap okumuş biri olarak bunu açıkça söyleyebilirim ki hayatımda okuduğum en iyi kitaplar arasında yer alabilir. Konusunun hem hikaye akışında gitmesi, öğretileri bu şekilde vermesi benim ayrıca hoşuma gitti. Hem hikayenin merakı hem de öğrenecek bilgilerin heyecanıyla su gibi akıyor. Gerçekten yüreğinizi açarak okuduğunuz da hayatınızda büyük bir değişim olacağına inanıyorum.
Necip Fazıl'ın ''Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.'' sözünü kitabı okurken kavramamla yaşanan bir farkındalık süreci diyebilirim kitap için. Belki defalarca duyduğum bu söz sayfalar ilerledikçe ilk kez bu kadar anlamlı geldi. Her sayfasında şaşırdığım, duygulandığım ve keşkeler okuduğum bir kitap oldu. Mustafa Armağan'ın da kalemiyle anlatış biçimiyle daha farklı açılardan baktım olaylara. Kitabın sonlarına doğru gerçek kimlikleriyle tanıştığım insanların yıllarca nasıl da masallarla bizden gerçek yüzlerinin saklanmış olduğunun acısı hissettim. Yalanlarla büyümüş bir nesilin bir acısıydı bu. Gerçekten Abdülhamid'i anlamak her şeyi anlamakmış..
Münib Engin Noyan... Bu kadar geç tanıştığım için gerçekten üzüldüğüm sayılı yazarlardan olabilir. Naif kalemiyle içime işledi. Okurken her sayfasında duygulandım kendime dersler çıkardığım çok güzel bir kitaptı. Her ne olursa olsun Allah'a olan teslimiyet beni hayran bıraktı. Öyle güzel bir sevgiydi ki kitabın neredeyse son 10 sayfasını ağlayarak okudum. Uzun bir süre etkisinden çıkamayacağım bir kitap oldu. Bu güzel kitap için teşekkürler Münib Engin Noyan..
Okur Takip Önerileri
Bu Nasıl Bir Son?
Tarık Tufan'ın ilk okuduğum kitabıydı. Hakkında çok fazla övgü aldığım bir kitap olunca başlamak istedim.
Başlangıçta gerçekten sevdim merak duygumu harekete geçirdi ve elimden bırakamadım, ama iş bir yerden sonra klasik türk filmi senaryosuna dönünce biraz sıkmadı desem yalan olur.
Başlangıçta oldukça iyi başlayıp sona doğru nasıl bu hale gelmiş, üzücü bir olay. Madem bu kadar türk filmi takıldık sonu da keşke türk filmlerinde ki gibi bitseydi.
Betimlemeler, kişilik analizleri gayet güzeldi. Sanırım Tarık Tufan'ı da Tarık Tufan yapan özelliği geniş bir betimleme yeteneğine sahip olması. Evet okunabilir bir kitap en azından sıkılmadan okuyup bitebilirsiniz. Başka bir son olsaydı yazacaklarım daha olumlu olabilirdi. Her zaman savunduğum bir düşünce olarak, ' Son baştan daha iyi olmalıdır'.
Kitap iki kısımdan oluşuyor ilk kısımda kendimizi nasıl tanırız ya da günlük hayatta gelişen olaylara olan yaklaşımımızla alakalı bilgiler veriyor. İkinci kısım da ise ilişkiler konusunun üzerinde durup kadın erkek ilişkileriyle ilgili ayrıntılara inip bizi bu konuda aydınlatıyor. Akıcı ve eğlenceli bir kitap bildiğimiz şeylerin üzerinde durarak daha farklı yönlerden bakmaya olanak sağlıyor.
Anna Karenina kitabını okurken en çok dikkatimi çeken yazarın yıllar önce yazdığı kadın karekterlerin hikayeleriyle zamanımızda ki kadın profillerin yaşadıklarının büyük benzerlik göstermesiydi. Kitabın ana konusu zaten Anna Karanina adında soylu bir rus kadının bir rus askeriyle olan yasak aşkı. Yasak aşkın ilk başlarında Anna karakterini pek suçlamasak da, Kiti'ye karşı yapmış olduğu büyük ayıp kitap boyunca Anna'dan nefret etmeme neden oldu. Kitap da bir kere daha anlamış olduk ki kadının kadına yaptığını kimse yapmıyor. Vronskyle yaşamış olduğu bu yasak aşk konusunda Anna tabii ki büyük bir bedel ödüyor. Hikâyede gerçekten Anna'nın yaşadığı o derin çaresizliği iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Kişiler arasında sıkışıp kalmış bir kadının öyküsü. Kitap boyunca yüksek zümrenin iki yüzlü tavırlarını gizli kapaklı kapılar arkasında dönen olayları okumakta o zaman ki rus toplumunun ahlâkî acıdan anlamanıza yardımcı oluyor. Hikaye boyunca kâh Anna'dan nefret ediyorsunuz kâh sarıp korumak istiyorsunuz yaşadıklarından. Vronsky içinse kitap boyunca sadece ölmesini isteyebilirsiniz. Kitabın benim açımdan tek sıkan noktası Levin karakterinin öyküsünün ana karakter olan Anna'nın hikayesini bastırması olmuştu. Kitabın yarısını Levin üzerinden gitmesi artık insanı baymaya başlıyor. Bir görüşe göre Levin karakterinde Tolstoy kendisini anlatmış, bundan kaynaklı yine sesimizi çıkarmadan okumaya devam ediyoruz. Baş yapıt olmaya hakkeden bir eser.
