Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Baran

Baran
@Baran48
"sabahları sökün eylerken şafak güneşinin sıcaklığını iyi sakla yine geleceğiz!"
358 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
ÖLÜ KENTİN ÇOCUKLARI
Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, Her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, Sevmediği hayatı yaşayan, Sevmediği işi yapan, Sevmediği kişilerle yaşayan, Kalabalıklar yüzünden yaşamaya karşı ne bir sevgi, Ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen, Her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren, Gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yanlız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren bütün ölü kentlerin, Ölü doğmuş çocukları! Size bu ölü yaşamı hazırlayan sermaye sahibi egemen sınıftır. Bu acımasız oyunun varlığı siz izin verdiğiniz sürece sürecektir. Maksim Gorki
Reklam
Marx çok büyük bir eleştirmendi. Var olan her şeyi sorgulayacak kadar cesur, sorguladığı her şeyi mantıksal sonuçlarına götürecek kadar namuslu bir akıldı. Marksist metinleri okurken, en başta Marx'ın kendisinin teorik açılımlarını, yararlandığı, esinlendiği kaynakların yöntem ve içeriğini sürdürüp geliştirerek değil, eleştirip aşarak gerçekleştirdiğinin akılda tutulması gerekiyor.
"Biraz da serüvendi yaşamak Belki yatkındı büyük yolculuklara Ki serüvenler daima büyük aşklar Ve büyük yolculuklarla başlar"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İktidarı emperyalist yapısı kendisi yalnızca bir ezenle ezilen arasındaki ilişkiyle ortaya koymaz: Kendileri de sömürgeleştiren sömürgeleşmiş sömürgeciler ve sömürgeler vardır. Yürüyen, koşan, uçan sınırlar vardır.
"Onlara ne vaat ettiniz? Toprak mı?" "Hiçbir vaatte bulunmadık. Onlara mücadele vaat ettik, onları haklarını ve gereksinim duydukları herşeyi almak için savaşmaya çağırdık."
Reklam
Orada kavşakta bir kralları var. Ama bu kral soyguncuların tanrısıdır.
Sistem sorunu pisliği halının altına süpürerek çözmektedir
Paul Nizan'ın o çok yerinde cümlesi aklıma geliyor: "Varlığıyla dünyayı suçlamayan hiçbir büyük yapıt yoktur." Che Guevara'nın ölümüyle büsbütün altı çizilen yaşamı dünyaya, insanların çoğunluğuna azınlığın yük hayvanı damgasını vuran ve çoğu ülkeyi bir azınlığın çıkan uğruna köleliğe ve yoksulluğa mahkum eden bizim dünyamıza yönelik bir suçlamadır; o aynı za manda da koşulları değiştirmek için hiçbir şey yapmayan bencilleri, korkakları ve bu koşulları kabullenlenenleri de suçlamaktadır. Çünkü onun ölümü bugün ve tüm gelecek için bir suçlamadır.
Che devrimin kardeşliğin en temiz, ama aynı zamanda da en çetin ve en güç biçimi olduğunun canlı bir örneğidir.
Reklam
Tabiat,bize saadeti müphem imajlarla göstererek,fırsatı kaçırmamızı tavsiye eder; bahtiyarlık imkanlarından mahrum kalmışsak yasını tutturur bize.
Che Guevara'nın ebeveynine gönderdiği bu satırlar onun ortadan kayboluşundan kısa süre sonra Buenos Aires'e vardığında annesi Celia oğlunu göremeden ölmüştü bile. Tüm dünyayı duygulandıran bu son kucaklama, bu veda ona ulaşamadı.
Benim ülkemde özgürlük siyasal mahkumlar için bir hapishanenin, demokrasi ise çeşitli terör rejimlerinin adıdır; sevgi sözcüğü insanla arabası arasındaki ilişkinin tanımı sayılmakta, devrim'dense mutfaktaki yeni bir bulaşık deterjanının etkisi anlaşılmaktadır; erinç belli bir firmanın iyi cins bir sabununun sağladığı şeydir ve sonsuz mutluluk duygusu da sosis yerken ortaya çıkar. Latin Amerika'nın birçok ye rinde barış ülkesi, mezarlık sessizliği demektir ve sağlıklı insan diye yazıldığında aslında güçsüz insan diye okunmalıdır.
Sınırlarımızın bilincinde olmak sonuçta gerçeğimizin bilincinde olmaktır. Tüm bu sisin, umutsuzluk ve kuşkuların içinde sorunlarla yüz yüze gelmek ve onlarla kıyasıya mücadele etmek olasıdır: Sınırlarımızı çok iyi bilerek, ancak yanısıra da onları zorlayarak.
Tanrı değiliz ama solucan da değiliz. Sınırlarımızı bilmek güçsüzlüğümüzün bilincine varmak değildir. Bir eylem olanağı olarak edebiyat doğaüstü güçlere sahip değildir, ancak yazar eğer yapıtlarıyla buna değecek kişileri ve deneyimleri yaşatmayı başarabilirse yine de bir parça büyücüyü oynayabilir.
Kimlikleri fatihlerin birbirini izleyen kültürleriyle yokedilmiş ve acımasızca sömürülmeleri dünya kapitalizminin pürüzsüzce işlemesinde önkoşul olan halklar için sistem bir kitle kültürü yaratmıştır. Kitleler için bir kültür demek daha doğru olur, çünkü bu kavram bilinçle oynayan, gerçeği saptıran ve yaratıcı düş gücünü daha doğarken boğan o çok yaygın, aşağılayıcı sanata daha iyi uymaktadır.
3.065 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.