Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muslihiddîn

Muslihiddîn
@Bay_bars
İlâ-yı kelimetullâh El mülki lillâh Asâkir-i İslâm Hâsibû kable en tuhâsebû İslâm diyarında cehalet, mazeret sayılmaz.
MERİH
24 Temmuz
70 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
Temel görevi
Günümüzde, toplumun genel ahlâkını, kamu düzenini ve adaleti korumak için farklı kurumlar ve mekanizmalar olsa da Hisbe Teşkilatı’nın temel görevi olan “iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak” kavramı, hâlâ geçerliliğini koruyor…
Reklam
Hisbe Teşkilatı, İslâm devletlerinde uzun yıllar boyunca icra edilmiştir. Bütün Müslüman devletlerince kullanılmış, varlığını Osmanlı Devleti’nin son dönemine kadar sürdürmüştür.
Muhtesipler
İyiliği emrederek kötülükten sakındırma vazifesini uhdesinde bulunduran muhtesipler, toplumun huzuru için önemli bir rol üstlenmişlerdir. İdarî ve adlî yetkilerle donatılarak çarşı ve pazarda görev yapmışlar, merkezden taşraya kadar uzanan güvenlik ağı içerisinde, devletin gören gözü, işiten kulağı, tutan eli olmuşlardır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hisbe teşkilatı
Müslüman, ne aldanandır ne de aldatan. Bu maksatla, Efendimiz (s.a.v.) devrinden başlayarak “emr-i bi’l-ma‘rûf nehy-i ani’l-münker” prensibi doğrultusunda pek çok düzenleme yapılmış ve bunlara bağlı birtakım kurumlar ihdas edilmiştir. Bu müesseseler arasında Hisbe Teşkilatı ve dolayısıyla da muhtesiplerin ayrı bir önemi vardır.
Hisbe teşkilatı
İslâm’a özgü bir müessese olan hisbe, İslâm toplumlarında genel ahlâkı ve kamu düzenini koruma ve denetleme faaliyetini ve bununla görevli resmî bir kuruluşu ifade eder. Müessesenin başında muhtesip bulunurdu.
Reklam
Hisbe teşkilatı
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Medine-i Münevvere pazarında dolaşırken hububat satan adamın yanına gelerek, buğday yığınına elini daldırdı. Buğdayın ıslak olduğunu fark edince, sebebini sordular. Satıcı, yağmurdan dolayı ıslandığı cevabını verince Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.); “Öyleyse insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi? Bizi aldatan bizden değildir!” buyurdular.
Bitmeez
İngiltere ve Fransa arasındaki sömürge yarışı had safhaya ulaşmıştı. Avusturya, 1740-1748 Veraset Savaşı’nda kaybettiği Silezya’yı geri almak ve Orta Avrupa’daki hegemonyasını artırmak istiyordu. Güçlü bir devlet hâline gelen Prusya ise Alman devletlerini kontrol altına almayı hedefliyordu. Kısacası, Avrupa’da kazan kaynamıştı. Tarihte, 7 Yıl Savaşları olarak bilinen ve sonuçları itibariyle günümüzü dahi etkileyen, dünyanın küresel çaptaki ilk savaşı, 1756 yılında başladı. 10 Şubat 1963 sona erdi.
Bu gözle bakmak
“Lâtife, lâtif gerek” sözünün müşahhas misali Nasreddin Hoca’yı, “komik-i şehîr” olarak değil de “ehl-i hikmet, ehl-i nükte ve ehl-i tasavvuf” olarak görmek daha evlâ olsa gerek. Zira bu gözle bakarsak, hangi fıkra ona ait hangisi değil, ayırt etmek kolaylaşacaktır.
Hamsin günlerinin bir kısmı bahara denk gelse de havalar hâlâ soğuktur. Yağmur çoktur. Onun için hayvanları dışarı salıp beslemek mümkün değildir. Stoklar da azalmıştır. Daha dayanıksız olan yavruların da ölme riski yüksektir. “Hamsin, salın danaları emsin.” denilerek en azından yavruların beslenmesi istenilir.
Hamsin günlerinde Mısır yönünden Anadolu’ya esen rüzgâra da hamsin denilmektedir. Genellikle ilkbahar aylarında güneyli yönlerden esen kuru, sıcak rüzgâr, havada bulut hâlinde toz ve kum katmanı oluşmasına sebep olur. Bu durum, insan sağlığı açısından zararlı olsa da çiçeklenmeye başlayan ağaçların tozlaşması ve verimi için çok faydalıdır.
Reklam
Hamsin günlerinden 4-5 Şubat tarihine “Kasım 90” denir ve Kasım günlerinin yarısının tamamlandığı ve soğukların etkisinin azalacağı düşünülür. 14-15 Şubat tarihlerinde de “Kasım yüz, yaz düz.” denilerek artık yazın yaklaşmakta olduğu ifade edilir.
Cân la'lin eyler ârzû yâr içmek ister kanumı. Yâ Rab ne vâdidür bu kim cân teşne cânân teşnedür.
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.