Öyle çabuk geçiyor ki günler.
Hele sen de bir bak hayatına.
Yarın bitecek sanki her şey.
Yarın ölecek gibiyiz.
Daha doymamışız yaşamasına.
Günlerimiz dün bir, bugün iki.
Sakın bir şey bırakma yarına.
Yarın yok ki.
Bazen böyle avazım çıktığı kadar çığlık çığlığa ağlamak istiyorum, bazen de iyiyim ya diyip hayata tutunmaya çalışıyorum artık hiç bir şeye sabrım kalmadı. Gezmek ilgimi çekmiyor, giyinmek ilgimi çekmiyor, o kadar yorgunum ki yemek dahi yemek istemiyorum bilmiyorum bütün hislerimi gün geçtikçe kaybediyor gibiyim. Kimseye derdimi anlatamıyorum uyumak istiyorum sürekli uyumak aslında uyuyamıyorum da sadece biraz olsun insanlardan uzak kalmak istiyorum. Kafamın içinde dönen o kadar çok şey var ki artık onları bastıramıyorum. Müzik dinliyorum kafamdaki sesleri bastırmak için sesi her açtığımda her yükselttiğimde o kafamdakiler çığlık çığlığa bana geri dönüyor. Çok deniyorum iyi olmayı çok uğraşıyorum ama yapamıyorum ne istediğimi ne yapmalıyım? Kime ne hesap sormalıyım bilmiyorum çıkmazların arasında kaybolup gidiyorum kimse fark etmiyor yavaş yavaş bütün heveslerim tükeniyor ve onları geri getiremiyorum. Kısacası yok oluyorum fark edilmiyor.
"Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Çok yorgunum."
Sabahattin Ali