Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül

Betül
@Betulbaskurt
Dünyayı değiştiremiyorsan, kendini değiştir.
21 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
1724 syf.
9/10 puan verdi
·
28 günde okudu
Öncelikle herkese merhaba, Evet kitabı sonunda okuyabildim. Gerçekten çok okumak istediğim kitaplar arasındaydı "Sefiller". Ben Victor Hugo'dan  okuduğum ilk kitap "Notre Dame'in Kamburu'ydu" ve çok beğenmiştim. Yani az çok Hugo'nun anlatım şekline aşinayım. Ama bu kitabı okurken biraz daha zorlandığımı söyleyebilirim. Çünkü yazar çoğu kez araya girip kendi düşüncelerini anlatıyor veyahut çok sık tarihi olaylara ilişkin şeyler anlatıyor. Ya da bazen çok fazla betimlemeye giriyor bu da bazen ister istemez insanı sıkıyor. Bu yüzden biraz sıkıldım ve okumaya biraz ara vermiştim. Ama onun haricinde kitabı çok beğendim.  Kitapta birçok duyguyu hissedebiliyorsunuz. İyilik, kötülük, dürüstlük, hüzün... Sefillik deyince sadece maddi olarak sefillik akıla gelir. Ama bu kitapta sefilliğin birçok çeşidine şahit oluyorsunuz. Kitapta sadece bir kişinin sefilliğine değinmiyor. Her karakterin sefilliğine değiniyor. Bazen çok sinirlendiğiniz anlar ya da içinizi ısıtan yerler de olabiliyor. Zaten altını çizdiğim o kadar çok yer var ki... Bir kez daha Hugo'nun zekasına hayran oldum. Aslında o kadar çok ders alınacak yerler var ki okumanızı öneririm. Keyifli okumalar dilerim♡
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202187,5bin okunma
Reklam
463 syf.
9/10 puan verdi
"Esir Şehir" üçlemesinin ilk kitabı olan, Esir Şehrin İnsanları Birinci Cihan Harbi' nin yaşanıldığı dönemde esir altında olan İstanbul'da yaşanan aydın kesimin yaşantısını ele alıyor. İstanbul'daki bir kesim İstanbul Hükümeti'nin tarafını tutarken diğer kesim ise Kuvayi Milliyecileri tutanlar olarak ayrılmıştır. Ha bir de hiçbir şey umurunda olmayan bir grupta vardır. Genel olarak İstanbul'daki insan profili bu şekildedir. Başkarakterimiz paşa oğlu olan Kâmil Bey eğitim görmüş kendini geliştirmiş. Bir insandır. Avrupa' da yaşarken yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle İstanbul'a ailesi ile birlikte gelir. Başta Kâmil Bey bu olan bitene çok fazla karışmasa da sonrasında Milli Mücadele' ye elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışan bir karakterdir. Özellikle kitabın sonundan başına kadar Kâmil Bey' in yaşadığı değişim o kadar güzel yansıtılmış ki yazara hayran olmamak elde değil. Özellikle İstanbul'daki insan profillerini o dönem de yaşanılan olayları çok iyi bir şekilde ele alındığını düşünüyorum. Kemal Tahir'den okuduğum ilk kitaptı ve sevdiğimi söyleyebilirim. Serinin diğer iki kitabını da okumayı düşünüyorum. Şimdilik bu kadar herkese keyifli okumalar♡
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,3bin okunma
164 syf.
9/10 puan verdi
Kitapta doğuştan beyin felçli olarak dünyaya gelen yazarın kendi hayat hikâyesine ortak oluyoruz. Yazarın hiçbir zihinsel engeli yoktur. Fakat sol ayağı dışında hiçbir uzvunu kullanamaz. Çocukluk zamanlarında bu durum onu çok fazla etkilemez fakat yaşı ilerledikçe diğer insanlar gibi olmadığını fark eder. Ve bu durum onu iyice insanlardan soyutlar. İçine kapanık bir hale getirtir. Sol ayağını kullanmasıyla resim yapmaya, yazı yazmaya başlar. Sol ayağıyla hayata tutunur. Ve kendi hayat hikâyesini yazmayı başarır. İnsanın sadece sol ayağıyla bile neler yapabileceğini bizlere çok güzel bir şekilde göstermiştir. Yazarın azmi hayata tutunma çabası beni çok fazla etkiledi. Beni etkileyen bir diğer şey ise yazarın annesi. O kadar fedakar ve iyi bir anne ki yazarın bu kadar şey başarmasında ki en önemli etken hiç şüphesiz annesidir benim gözümde. Annesi olmasa yazar bu kadar şeyi başarabilir miydi bilmiyorum. Annenin, hayatımızda ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu bir kez daha bu kitapta anlıyoruz. Herkesin okuduktan sonra ders çıkarabileceği bir kitap olduğunu düşünüyorum. Eğer hala daha okumadıysanız bir şans vermenizi şiddetle tavsiye ederim. Hepinize keyifli ve bol okumalı bir gün diliyorum.
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nokta Yayınları · 200678,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
272 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, edebiyatımızın çok değerli bir eleştirmeni, yazarı ve denemecisi olan Nurullah Ataç'ın deneme türünden olan bir eseridir. Kitabın yazılması üstünden yetmiş beş sene geçmiş olmasına rağmen sanki dün yazılmış gibi zevkle okunan canlılığını ve diriliğini yitirmeyen  bir eser olduğunu belirtmek isterim. Yazarın kendine has bir üslubu olduğunu düşünüyorum. Biraz huysuz, hırçın ve yerine göre patavatsız. İlk başlarda biraz yadırgamıştım bu durumu ama kitabın ilerleyen sayfalarında alıştım. Yazılan çoğu denemeler edebiyat, yazar ve şairler üzerine. Yazarın üstünde en çok durduğu konu ise Türkçe, Türkçe dilinin sadeliği ve Türkçede yabancı kelimelerinin kullanımı. Çünkü yazar özelikle Türkçe konusunda çok hassastır. Hatta Türkçeye takık biri olduğunu söyleyebilirim. Kitabın bazı yerlerinde çok eğlendiğim, beğendiğim kısımlar ve beni düşündürten tarafları olsa da bazı bölümlerinde sıkıldığımı söylemek isterim. Yazarın bazı düşünceri ile benim düşüncelerim arasında zaman zaman ters düştüğümüz oldu. Mesela "Samimilik Üzerine" adlı denemedeki düşünceleri bana biraz ters geldi yazarın kendisine gönderilen kitabın yazarına karşı yersiz ve biraz da haksız bir şekilde eleştirdiğini düşünüyorum. Ama başta da söylediğim gibi yazarın biraz huysuz bir tarafı da var. Ne yapalım onun kişiliği de bu şekilde ve böyle kabul etmek lazım. Velhasılıkelam ben kitabı beğendim okurken zevk aldığım bir kitap oldu zaten deneme türünde olduğu için ve yazar sanki sizinle sohbet edercesine yazdığı için sıkılmadan okuyabileceğinizi düşünüyorum. Ha birde Türkçeye devrik dili kazandırmış biridir.  
Günlerin Getirdiği - Sözden Söze
Günlerin Getirdiği - Sözden SözeNurullah Ataç · Yapı Kredi Yayınları · 2014383 okunma
688 syf.
10/10 puan verdi
Suç ve Ceza Kitabı okumayan bile az çok konusuna hakim olduğunu düşünüyorum. O yüzden  konusuna girmeyeceğim. Açıkçası söylemek gerekirse kitabı okumak gözümde büyüyordu. Hem rus edebiyatı biraz beni germekle birlikte karakterlerin isimlerinin birden fazla olması bununla beraber betimlemeler, tasvirler derken bir türlü okuma fırsatı bulamamıştım. Bir kitap için gerekenden fazla zaman ayırmış olabilirim. Fakat sindire sindire okumak istedim ve sonunda kitabı bitirebildim. Başkarakterimiz Raskolnikov'un cinayet işlemeden önceki ve sonraki süreçlerde psikolojisini, bunalımlarını, kendi içinde iç çatışmalarını, bilinçaltını yazar o kadar ustaca yazmış ki hayran olmamak elde değil. Cinayet kitapta ikinci planda kalıyor. Temelde karakterlerin psikolojilerini esas alıyor aslında kitap. Kitap sizi o kadar içine çekiyor ki (en azından benim için öyle oldu) sanki bende St. Petersburg sokaklarında dolaşıyormuşum gibi hissettim. Başlarda okumakta zorlanmadım değil tabi gerek karakterlerin birden fazla ismi  olması yoğun betimlemeler ama ilerleyen sayfalarda bu duruma alıştığımı söyleyebilirim. Kitabı kesinlikle bir kere daha okurum çünkü bir kerelik okumalık ondan sonra kitaplığa kaldırabilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Ve kitabı okumadıysanız okumanızı ve eğer okumuş olsanız bile tekrardan okumanız öneririm. Velhasılıkelam ben kitabı çok beğendim  Şu ana kadar okuduğum klasiklerden şüphesiz en etkilendiğim eser oldu. Aslında yazmak istedim pek çok şey var ama ne yazsam eksik kalacağı için yavaş yavaş yazımı sonlandırmak istiyorum. Ve herkese bol okumalı günler diliyorum:)
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015159,8bin okunma