Sendin Benim herşeyimle ,varımla yokumla,
İyimle kötümle yüreğini yüreğime gökyüzü yaptığım.
Sendin,ruhum zihnim ve kalbimle yıllar sonra uykumdan uyandığım.
Sendin,çırılçıplak bir şeffaflıkla ruhuna inanıp kalbine doğru nefessiz kalmak pahasına soluk soluğa koştuğum..
🦋
Konuştum çizdim, söyledim dinlemedin hiç.
Anlattım harf harf kelime kelime şiir şiir,bütün enstürmanları çaldım kulak vermedin.
Bağırdım çığlık attım, sesim yankılandı gökkubbede ama duymadın.
Sustum,sessiz kaldım, seni dinledim onuda kabul etmedin.
Sevdim değer verdim,ilgi odağım hep sanaydı ama görmedin.
Yaşadığımız bütün güzel anların sevincini fırlatıp attın kenara,haklı olduğum bir isyanın ateşinde yanarken sarfettiğim sözlere sattın bütün güzel herşeyi vefasızca.
En mutlu gününde en ince düşünerek en mukaddes değeri verdimde sana , inceliğine inandığım ruhun en mutlu günümde aldanış kokan içi boş sözlerden başka birşey vermedi bana...
🦋
Şimdi ki halim senin eserin.
Önceki halimde senin eserindi.
Benim bütün hallerim senin eserindi.
Toplayıp herşeyimi,geride bırakıp, dimdik tertemizce senin olmaya sana gelmiştim mabedine.
Ve ben artık susarak konuşup yazarak susuyorum günden güne.
Ve biliyorum ki hiç anlamadığın gibi,
Hiçte duymayacaksın beni...!
Hiçbir zaman görmek duymak ve anlamak istemediğin gibi....
Hayatımda yıllar yıllar sonra bu ikinci dönüm noktası oluyordu benim için.
Bir insan İNANÇLA-İNANARAK ; tanıdığı bütün herkesi , içinde ki ve dışındakileri , maddi manevi bütün herşeyi hatta en derini ailesi ve en sevdiği insanı dahi kaybetmeyi göze alarak bir savaşa girmişse , onu kendisi bile durduramazdı.
Böyle bir savaşa yanında kimse olmadan, kimsenin kendisini anlamasını beklemeden, savaşı kaybedeceği olasılığı olsa bile herşeye gözü kapalı girecek kadar cüretkar davranan insan kaybetse bile en büyük kazanan olur.
Böyle bir savaşa yapayalnız girmişse,
Önce kendini , sonra herşeyini kaybetmiş yada kaybetme eşiğindedir.
Çünkü pansuman tutmayan,
Kronik,
Dikiş tutmayan Acılarla dolu yaraları vardır.
Kaybettiği yerde yaraları kanaya kanaya, fışkıra fışkıra kazanmıştır aslında ve bu büyük kudretti.
Kazandığı yerde ise yine kendini bulurdu eskisinden daha güçlü halde.
Bedenim,sesim, yüzüm, varlığım silinmişti belki de.
Hatta bir ihtimal hiçbir zaman varolmamıştı da.
İçimde ki bahçeme aldığım bütün çiçek ve kuşlar bir gün ölüp , solup çekip gitmiş olacak olsalar bile ruhları her zaman bahçemin içinde ebediyen kalacaktır.
Ruhum da öyle , her daim yaşayacaktı dokunduğu her bir ruhta.
Çünkü ruhlar ölümsüzdür.
Dokunduğunda ve dokunulduğunda insana muhakkak hayat verirdi.
Hayata gelmek bile temelde sancılıdır , göbek bağın kesilir,nefes aldığın elementler değişirdi.
Dokunmak ve dokunulmak kimi zaman acı da verse bu muhakkak ki bir yarardı yarın ki günlere. Ruhsal doygunluk için bir güçtü.
Ve ben dokunduğum ruha onların olanı verdim hep.
Ve benim ruhuma dokunanlarda benim olanı verdiler bana.
Kâh gözlerimizi kapatıp kaçtıklarımızı,
Kâh ihtiyacımız olanları.
İnzivaya çekilmiş gönlümün yalnızlığına efendi olurcasına işgal ediyorsun beni suskunluğunla paldır güldür..
Pas tutmuş duygularımın pasını siliyorsun gerek varlığınla gerek yokluğunla..
Kamburumda ki kimsesiz ruhumun elinden tutup
Gökkubbeye çıkarıyorsun onu..
Arşın gölgesinde yıkıyorsun bütün saklı kalmış tozlanmış sevinçlerimi..
Ellerinin yumuşaklığı dokunuyor gecenin bir vakti yine harf harf hece hece ruhuma..
Güçlü olmak zordu,
Güçlü görünmek,
Güçlü yaşamak,
Bunu hissederek yaşamak..
Kırılacak paramparça olacaktın.
Kırıp parçalayacaktın
Sonra pişman olacaktın.
Pişmanlık işe yaramayacaktı.
Çünkü güçlü olmak işe yaramayanlardan da oluşuyordu bir noktada.
Ezilecektin görmezden gelinecektin ama durmadan savaşacak mücadele edecektin.
Bir noktada gurur bile
Olmuyor dostum olmuyor hâla düşüncelerimdesin herşeye rağmen.
Birşeyler var beni sana iten,bir kuvvet var ısrarla beni sana yönlendiren.
Ruhunun ipleri sarmış gibi ruhumu.
Rüyalarımda hüküm sürüyorsun geceleri.
Gündüzleri ışık gibi her bir yanımda.
Şimdi ben nerden nasıl başlasam bilemiyorum.
Haklı olduğum çok zamanlar vardı.
Haklı olduğun
Hayat bu, herşey olacağına vardı.
Derler ki " Bir felaketten kurtulunca ardından güzel günler gelir...
...
" Parada pulda gözüm yok.
Her sene sana yeni bir çift ayakkabı dikebildiğim sürece mutlu olacağım."