Seni tanımadan önce yalnızlık güzeldi sevdiğim.
Yemyeşil kırlarda özgürce uçardım rüzgarın sırtında.
Nerde akşam orda sabah yalnız başıma gezinir dururdum gönlümün güneşli sahillerinde.
Seni tanımadan önce yalnızlık güzeldi sevdiğim.
Bir yatak bir yastık bir oda yeterdi uykular için.
Şimdi ne yatağa sığıyorum ne odaya , taşa kesmiş yastığım.
Firar etmiş uykularım...
Yine gecenin en sağır vaktinde sıçradı yüreğimden sana dair tüm sevinçlerim.
Taş gibi parçalara bölündümde taş diye basmadım bağrıma seni.
En güzel pınarlardan sular akıttım gülüşlerini ektiğim bahçelerime.
Evsiz yurtsuz vatansız kaldım, sığınacak bir yuva bulamadım.
Mülteciler gibi şehir şehir gezdim durdum .
Heybemde senli şiirler, düşlerimde yaşanacak günler, avuçlarımda dikenli tellerden kalma yaralarla sana koştum durdum
Sığınmak için vatan diye sana,durmadım hiçbir ülkenin en güzel şehirlerinde.
Mevsimler geçti yağmur oldu aktı saçlarımdan.
İlkimler değişti, şakaklarımda sessizliğin terleriyle nefes nefese sana koştum ...
Seni tanımadan önce yalnızlık güzeldi sevdiğim.
Aklım berduş, ruhum çakır keyif, yüreğim derin uykudaydı.
Şimdi aklım sende, ruhum sarhoş, yüreğim diken üstünde.
Seni tanımadan önce yalnızlık güzeldi sevdiğim.
Umursamazdım hiçbir şeyi, düşünmezdim geçmişi yarını.
Şimdi geçmişim geleceğimi hapsetmiş ,benide sana kilitlemiş.
Seni tanımadan önce yalnızlık güzeldi sevdiğim.
Yalnızlığımın bahçelerinde koşardım hep kendime doğru.
Şimdi yalnızlığıma çivi gibi sen çakılmışsın.
Çitleri kırılmış bahçelerimin, ne yöne gideceğini bilmeden savruluyor yalnızlığım..
Güneş dogarken batıyor aslında gönlümün kıyılarında.
Alabora olmuş tüm sevinçlerim ağır ağır vururken ince kumlu sahillerime, ben hayal kurmamayı öğrendim, kurduğum hayallerin yel gibi esip geçtiğini görünce..
Göçebe ve seyyah yüreğim nöbet tutarken gün doğumlarında, içimde gün batımları yaşanıyor ışıksız rehbersiz..
Yüreğimin sokaklarında şimdi ışıklar sönük. Güneş batmış karanlığa hapsolmuş tüm duygularım..
Yarım kalmış şiirler duygular hisler...