‘Biz o kadar uzak olduğunu zannederken, geçmişin bu kadar yakında olması ne tuhaf. Bir cümleden fırlayıp sizi çağırıvermesi tuhaf. Her bir nesne ve sözcüğün , içinde bir hayalet barındırabilmesi
tuhaf.’
‘Ama son zamanlarda, şimdi,duygularda hesapçılık yapılamayacağını hissetmeye başladım. Kendimizi acıdan korurken yepyeni, daha sinsi bir acı yaratabileceğimizi. Çelişki. Ama bu çelişkiyi bu gece çözecek değilim.
Hayat çok karmaşık.’
‘Pencereden içeri dolan güneş Rose’un yüzünü aydınlatarak siyah saçlarındaki kumral telleri altın rengine çevirdi ve ruhum - ya da ruhum sandığım şey- dört gündür ilk kez, kısacık bir an için, o tahammül edilmez azabın dışında bir şeyler hissetti.’
‘Ama bir yanım -ufacık ama tehlikeli bir yanım- beni nereden tanıdığını öğrenmeyi çok istiyor. Ya da belki yalnızca çözülmeyi isteyen ufacık bir yanım var.’