Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eren Çelik

Eren Çelik
@Bullet_Soldier
Öğrenci..
Lisans
.....
....., 14 Mayıs
128 okur puanı
Haziran 2016 tarihinde katıldı
İnekler ve Algoritma
"İşin aslı, ineklere duygular atfetmek onları insanlaştırmaz. Onları 'memelileştirir'. Duygular sadece insanlara özgü değildir, tüm memeliler ( ek olarak, bazı kuşlar ve muhtemelen sürüngenler, hatta balıklar) tarafından sahip olunan bir özelliktir. Tüm memeliler duygusal yetiler ve ihtiyaçlarla evrimleştiğinden, memeli olan ineklerin de kesinlikle duyguları olduğu sonucuna varabiliriz. Yakın dönemde, yaşambilimleri alanında çalışan bilim insanları duyguların şiir yazdıran ya da senfoni besteleten gizemli, ruhani bir olgu olmadığını keşfettiler. Bilakis, duyguları memelilerin hayatta kalmasını ve üremesini sağlayan hayati biyokimyasal algoritmalar olarak görmeye başladılar. Peki bu ne anlama geliyor? Önce algoritmanın ne olduğunu açıklayarak başlayalım. Gelecek birçok bölümde karşımıza çıkacak bu kavramın açıklanması, algoritmaların 21. yüzyıla hükmedeceği düşünülünce çok daha önemlidir. Tartışmaya açık olsa da 'algoritma' hâlihazırda dünyamızdaki en önemli kavramlardan biridir. Yaşamımızı ve geleceğimizi anlamak istiyorsak, algoritmanın ne olduğunu ve duygularla ilişkisini kavramaya çalışmak mühimdir."
Reklam
Dünya ve insan
"Bu daha önce eşi benzeri görülmemiş bir olgudur. 4 milyar yıl önce yaşam ortaya çıktığından beri, hiçbir tür tek başına küresel ekolojiyi değiştiremedi. Ekolojik devrimler ve kitlesel yok oluşlara her devirde rastlansa da bunların hiçbiri belirli bir kertenkele, yarasa ya da mantar türü yüzünden gerçekleşmedi. Aksine tüm bunlar iklim değişikliği, tektonik plakaların hareketi, volkanik patlamalar ya da asteroit çarpışmaları gibi muazzam doğal süreçlerin sonuçlarıydı. Bazı insanlar devasa volkanik patlamalar ya da çarpışan asteroitler karşısında bugün hala tehlike altında olduğumuzu düşünüyor. Hollywood yapımcıları bu endişeler üzerinden milyarlar kazandı. Ancak gerçekte bu ihtimaller oldukça düşüktür. Kitle ölümleri milyonlarca yılda bir görülür. Büyük bir asteroidin önümüzdeki 100 milyon yıl içinde gezegenimize çarpacağı doğru ama bunun önümüzdeki salı gerçekleşmesi yok denecek kadar düşük bir ihtimal. Asteroitlerden korkmak yerine; kendimizden korkmalıyız."
Bilginin Edinimi
"Yüzyıllar önce, insan türü yavaş yavaş bilgi biriktirebiliyor, siyaset ve ekonomi de sakin bir ritimde değişiyordu. Bugün bilgimiz aşırı bir hızla artıyor ve teoride dünyayı gitgide daha iyi anlıyoruz. Ancak aslında tam tersi gerçekleşiyor. Yeni bilgiler daha hızlı ekonomik, sosyal ve siyasi değişimlere neden oluyor; biz ne olduğunu anlama çabasıyla bilgi birikimini çoğaltıyoruz ve bu da daha büyük dalgalanmalara yol açıyor. Zamanla günümüzü anlamakta ve geleceği öngörmekte daha da zorlanır hale geliyoruz. 106 yılında Avrupa'nın 1050'de nasıl bir yere benzeyeceğini tahmin etmek görece daha kolaydı. Şüphesiz hanedanlıklar yıkılabilir, işgal edilebilir ya da doğal afetler olabilirdi. Ancak 1050'de Avrupa'nın hala krallar ve rahipler tarafından yönetilen, çoğu sakini kıtlık, salgın ve savaşlardan perişan olmuş köylülerden oluşan bir tarım toplumu olacağı açıktı. Oysa 2016'da, 2050'de Avrupa'nın neye benzeyeceği hakkında hiçbir fikrimiz yok. Siyasi sistemin ne olacağını, insanların nasıl istihdam edileceğini ya da çalışanların nasıl bedenlere sahip olacağını bile söyleyemiyoruz."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tarihsel Bilgi
"Tarihsel bilginin çelişkisi budur. Davranışı değiştirmeyen bilgi işe yaramaz, ama davranışı çok hızlı değiştiren bilgi de hızla bağlamını yitirir. Daha çok veriye sahip oldukça tarihi daha iyi anlarız ama tarih rotasını hızla değiştirir ve bilgilerimiz de hızla miadını doldurur."
Teknolojik Kollektif Bilinç
"Öncelikle kimse bu gidişatın nasıl durduracağını bilmiyor. Bazı uzmanlar yapay zeka, nanoteknoloji ya da genetik gibi tek bir alnadaki gelişmelere hakim ama kimse her konuda uzman değil. Bu yüzden tüm noktaları birleştirerek resmin tamamını görebilme yetisine sahip hiç kimse yok. Farklı lanlar birbirlerini öyle karmaşık şkeillerde etkiliyorlar ki, en iyi beyinler bile yapay zeka gibi bir alandaki gelişmelerin nanoteknolojiyi nasıl etkileyeceğini ya da tam aksi bir durumun tamamını özümseyemiyor, küresel ekonominin on yıl içinde neye benzeyeceğini ya da bu telaşla nereye gittiğimizi bilmiyor. Sistemi tam olarak anlayan biri olmayınca, haliyle onu durdurabilecek biri de olmuyor."
Reklam
Dijital Minimalizm
"Dijital statükoya bağlı olanlar, bu felsefeyi teknoloji karşıtı olarak damgalayabilir. Umarım bu iddianın doğru olmadığına ikna edebilmişimdir sizi. Dijital minimalizmin reddettiği şey internet çağının yenilikleri değil, halihazırda pek çok insanın bu araçlarla kurduğu ilişkinin biçimi. Bir bilgisayar bilimci olarak, dijital dünyanın gelişimine sunduğum katkıyla geçimimi sağlıyorum. Tekno-geleceğin gebe olduğu imkanlar, pek çok meslektaşım gibi beni de heyecanlandırıyor. Fakat dijital hayatlarımızın kontrolünü yeniden ele almak için gerekli çabayı göstermezsek(yani hangi araçları hangi sebeplerle ve hangi şartlarda kullanacağımıza kendimizden emin bir şekilde karar vermezsek) bu geleceğin potansiyellerini hayata geçiremeyeceğimizden de eminim. Tutuculuk filan değil bu, bildiğimiz sağduyu."
Sayfa 217 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Dijital minimalizm; albenili cihazlar yığınında kaybolduğumuz bu çağda yaşamaya değer bir hayat kurmakla alakalı bir felsefe."
Sayfa 218 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Akıllı telefon alışkanlığınızdan bitap düştüyseniz. 'Yeter artık!' demek hem mümkün hem de kolay. Hollier ve Tang'in manifestolarının başında yer verdiği 'vakit sizin, kazanç onların' ifadesini aklınızdan çıkarmayın. Bu kıymetli varlığınızı, yani zamanınızı sizin için önemli olan şeylere yatırmaya başladığınızda, kendinizi çok daha güçlü ve iyi hissedeceksiniz."
Sayfa 213 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Akıllı telefonunuzdan bağımsızlığınızı ilan etmeniz, dikkat direnişini benimseme yolunda atabileceğiniz en önemli adım zira akıllı telefonlar, dijital dikkat ekonomisinin Truva atı işlevi görüyorlar. Bu bölümün başında da bahsettiğim gibi, niş bir sektörün dünya ekonomisinin başat gücü konumuna gelmesini sağlayan şey, daima aktif ve etkileşimli reklam panoları işlevi gören akıllı telefonların gezegen dört bir yanına yayılmasıydı. O halde bu gerçeği göz önüne alarak şu sonucu çıkarabiliriz: Akıllı telefon taşımadığınızda bu kurumların radarından çıkarsınız ve bunun sonucunda dikkatinizin kontrolünü ele alma girişimleriniz ciddi ölçüde kolaylaşır."
Sayfa 212 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Kariyeri göz önüne alındığında, Jennifer'ın epey bir vaktini sosyal medya kullanarak geçirdiğini tahmin etmek zor değil. Benim ilgimi çekense Jennifer'ın sosyal medyada geçirdiği toplam vakit değil, sosyal medyayı nasıl kullandığına dair detaylar. Bu bölümle ilgili araştırma yaparken keşfettim ki Jennifer gibi profesyoneller bu araçları sıradan kullanıcılara nazaran çok daha farklı şekillerde kullanıyorlar. İş hayatları ve (bir parça da) kişisel amaçları için bu araçlardan mümkün olduğunca çok değer üretmeye çalışırken, bu servislerin kullanıcıları saplantılı davranışlara itmek için kullandığı düşük değerli özelliklerin çoğundan kaçınıyorlar. Yani disiplinli profesyonel yaklaşımlar, dikkat direnişine katılmak isteyen tüm dijital minimalistlere işsiz birer örnek teşkil ediyor."
Sayfa 201 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Dijital Minimalizm
"Mesela IBM'in ta 1890'larda ABD Nüfus İdaresi'ne otomatik kataloglama makineleri sattığını neredeyse kimse bilmez. Bilgisayara devrim niteliğini veren şey, genel amaca yönelik olmasıydı. Bilgisayarların ortaya çıkışıyla, tek bir makineyi çok farklı görevleri yerine getirecek şekilde programlamak mümkün hale geldi. Her bir hesaplama işlemi için ayrı ayrı makinler üretme zahmetini ortadan kaldıran büyük bir gelişmeydi bu. Tam da bu yüzden, hesaplama teknolojisi 20. yüzyıl ekonomisini dönüştüren güç oldu."
Sayfa 198 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Dijital minimalizin en tipik stratejisi bu: Sosyal medya servislerine her an erişme imkanınızı ortadan kaldırdığınızda, hayatınızdaki daha büyük boşlukları fark etmenizi engelleyen birer payanda işlevi göremeyecekler artık."
Sayfa 195 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Bu türden servislere hiçbir zaman bulaşmamın en büyük sebebi, şirketler ile insanlara arasındaki bu mücadelenin orantısız oluşu. New Yorker yazarı George Packer'ın sözlerini tekrarlayacak olursam, '[Twitter] beni ürkütüyor. Bunun nedeni de kendimi ahlaken üstün görmem filan değil, bilakis onunla başa çıkamayacağımı düşünmem. Twitter bağımlılığım yüzünden oğlum aç kalırdır herhalde.' Fakat bu servisleri kullanmanız şartsa ve bunu yaparken zamanınız ve dikkatiniz üzerindeki kontrolünüzü yitirmek istemiyorsanız, bunun öylesine verilmiş basit bir karar olmadığını kavramanız önemli. Akıl almaz derece zengin olan ve sizi bu kararınızdan caydırma yolunda servet dökmeye hazır kurumlara karşı, tabir caizse Davut'un Golyat'a karşı verdiği savaşa benzer bir mücadelelere giriyorsunuz esasen."
Sayfa 192 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Facebook için ideal bir durum, zira bu sayede somut faydalar vadetmek zorunda kalmadan insanlara bu servisi kullanmaları yönünde baskı yapabiliyor. Muğlaklık atmosferi, insanların akıllarında belli bir amaç olmadan bu hizmete kaydolmasına yol açıyor. Böylece insanlar dikkat mühendislerinin zekice tasarlanmış kancaları ve istismar araçları için kolay hedef haline geliyorlar. Facebook'un akıllara durgunluk veren 500 milyar dolarlık değerini koruyabilmesi için insanların akıllara durgunluk verecek kadar çok vaktini Facebook ürünlerine harcaması gerekiyor."
Sayfa 191 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
Dijital Minimalizm
"Day, okurlarının ürün, reklam verenlerin de müşteri olabileceğini fark ederek bir yeniliğe imza attı. Hedefi, okurlarının dakikalarla ölçülen dikkatinin mümkün olduğunca büyük bölümünü reklam verenlere satmak haline geldi. Bu amaçla Sun'ın fiyatını bir peniye düşürdü ve kitlelerin ilgisini çekecek haberlere daha çok yer vermeye başladı. Wu, bir konuşmasında Day'den şöyle bahsediyordu: 'Etrafına bir kalabalık topla ama onun parasıyla ilgilenme, çünkü bu kalabalığı, onun dikkatini isteyen birine yeniden satabilirsin' fikrini gerçekten hayata geçiren ilk insandı."
Sayfa 189 - Metropolis YayıncılıkKitabı okudu
556 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.