Betül Göller

Betül Göller
@Candace
Okudukça yazmaya çalışan birisi
Tam sırayı bozup ona doğru koşacakken, birdenbire onun bu hattaki bir otobüse binmeyeceğini, cebinde kalan son parayla bile bir taksiye atlayacağını, üstelik çoktan ölmüş olduğunu kavrıyorum. Az kalsın...
PentimentoKitabı okudu
Reklam
Belki Mai ve Siyah'ı gerçekten anlıyordur. O daha da kötü
...kulaklarımdaki bir ses bana sürekli olarak: - Bu şehirde, bu saatte ve buradan uzak olmayan bir başka sarayda, her kapısında nöbetçileri olan, sen ne kadar aşağıdaysan onun o kadar yukarıda olması dışında aranızda hiçbir fark bulunmayan ve bütün toplumun içinde senin gibi kendini farklı hisseden bir adam var. Hayatının her dakikası şan, şöhret, ihtişam, zevk ve sarhoşluk içinde geçiyor. Etrafında aşk, saygı, hayranlıktan başka bir şey yok. Onunla konuşurken en yüksek sesler alçalıyor, en sert alınlar kırışıyor. Gözlerinin önünde sadece ipek ve altın var. Şu saatte hepsi kendisiyle hemfikir olan bakanlarıyla görüşüyor ya da yarınki av partisini, saatinde başlayacağından emin olduğu ve hazırlıkları için talimatlar verdiği akşamki baloyu düşünüyor. Öyle işte! O adam da senin gibi etten kemikten yaratılmış! Ve o iğrenç giyotin sehpasının bir anda yıkılması, hayatına, özgürlüğüne, servetine, ailene yeniden kavuşman için isminin yedi harfini" bir kalemle bir kâğıt parçasının altına yazması ya da seni taşıyan arabanın onun saltanat arabasıyla karşılaşması yeterli! İyi bir adamdır, belki de hiçbir şey sormadan razı olur!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama hayır! Bakın! Numaralarımın doğru olması için ölmeniz lazım.
Hapishane yarısı eve, yarısı insana benzeyen korkunç, kusursuz ve yekpare bir varlık.
Reklam
Ölüler ölüdürler, hele buradakiker. Mezarlarına sıkıca gömülmüşlerdir.
Yarın, belki de bugün ölmem mi gerekiyor? Bu gerçek mi? Aman Tanrım! İnsana başını zindanın duvarlarına vura vura parçalatacak kadar dehşet verici bir düşünce!
3. Baskı Önsözü
-Şövalye Tavizler! Tavizler! Beğeniler bu şekikde sıradanlaşıyor.
Onlar kokular gibi, onlar yaz akşamları gibi, onlar deniz gibi, balıklar gibi tertemizdir.
Şüpheli bir han tabelasıydım sanki orada. -Bir fırtına gelip kovdu göğü. Akşamdı, Yitiyordu ormanların suyu erden kumlarda, Buz parçaları fırlatıyordu göklere Tanrının rüzgarı;
Reklam
Sayıklamalar II
Çölü sevdim, yanık meyve bahçelerini, rengi atmış dükkanları, ılınmış içkileri. Ayaklarımı sürüyerek yürüyordum pis kokulu daracık sokaklarda ve, gözlerim kapalı, sunuyordum kendimi ateş tanrısı güneşe.
Sayıklamalar II
Bir denemeydi bu başlangıçta. Sessizlikleri ve geceleri yazıyordum, not ediyordum dile sığmazı. Saptıyordum başdönmelerini.