Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zehra Aydın⠀ོ⠀⠀ ⠀ོ⠀⠀ ⠀ོ

Zehra Aydın⠀ོ⠀⠀ ⠀ོ⠀⠀ ⠀ོ
@Canguzar
يا الله لا أستطيع أن أغلق الجراح التي فتحت في روحي.
"Umutlarının öyle fazla coşmasına izin vermezsen, hayal kırıklığına uğramazsın." öyle içinden çıkılmaz bir cümlesin ki...
Reklam
İnsanoğlu çocukluk yıllarında henüz ham bir heykel gibidir, hayat da onu ince ince oyan usta bir heykeltraş... Ama bazen hayat keskiyi öyle bir savurur ki, heykelin bir parçası kopuverir. Kenan kendini hep doruklarda görüyor ve asla aşağı düşmeyeceğini sanıyordu. Birgün hayat elindeki keskiyi ona da savuruverdi ve onun da koptu yüreği..
Remzi kitabeviKitabı okudu
Tanrı'yla hiçbirimizin tanışıklığı yeni değildir Salih. Daha doğduğumuz gün tanışırız onunla. Bizim ilk Tanrı'larımız bize bakan, bizi büyüten, yedirip içiren, doğruyu, yanlışı gösteren anne babalarımızdır. Zamanla bu küçük tanrıların adedi çoğalır. Ablalar, ağabeyler, dayılar, halalar, öğretmenler, amirler, müdürler, başkanlar ve son olarak toplum. Bizler, işte bu küçük tanrılardan öğreniriz sevmeyi, saymayı, hoşgörüyü ya da isyanı. İşte bu yüzden kiminin Tanrısı sert, katı ve hoşgörüsüz, en ağır cezaları vermeye hazır, çatık kaşlı olurken, kiminin Tanrısı her zaman güler yüzlü ve hoşgörülüdür. Affetmeye her zaman hazırdır. Tanrısı çatık kaşlı olanlar, ondan korkmayı bilir sadece. Cezalar ne kadar caydırıcı olabiliyorsa, o kadar durdurabilir Tanrı onları. Ancak, güler yüzlü Tanrının çocuklarını durdurmak için çoğu zaman cezaya gerek yoktur. Iki taraf da birbirini sevdiği ve hoş gördüğü için, aralarında pek sorun çıkmaz. O nedenle daha kolay, korkmadan sorgulayabilirler hayatı ve kendilerini...
Sayfa 180 - Bazen bir paragraf, birkaç cümle,öyle çok şey anlatabiliyor ki bütün bir hayatın özeti gibi.Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
-Öyleyse neden yüreğimi dinlemek zorundayım? - Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğünü sana tekrarlamayı sürdürecektir.
-Hiç acımazdı bize vururken. -Bir anne gibi içi sızlamazdı yani. -Ben anne olamadım ama insanın yavrusuna biraz içi sızlar gibi geliyor bana... -Çok canın yanar mıydı ? -Canım değil içim yanardı. Tuhaf ama dayaktan günlerce hasta yattığım zamanlarda bile vücudumda acı hissetmezdim. Yüreğimde volkanlar patlardı. En çok da beni değil, kardeşlerimi dövdüğü zaman kudururdum... "MADALYONUN İÇİ."
Sayfa 236 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Uzun zamandır boğazımın böylesine düğümlendiğini hissetmemiştim.. "Kapısı ve anahtarı olmayan bir kafeste yaşıyor gibiyim."