Tanrı'yla hiçbirimizin tanışıklığı yeni değildir Salih. Daha doğduğumuz gün tanışırız onunla. Bizim ilk Tanrı'larımız bize bakan, bizi büyüten, yedirip içiren, doğruyu, yanlışı gösteren anne babalarımızdır. Zamanla bu küçük tanrıların adedi çoğalır. Ablalar, ağabeyler, dayılar, halalar, öğretmenler, amirler, müdürler, başkanlar ve son olarak toplum. Bizler, işte bu küçük tanrılardan öğreniriz sevmeyi, saymayı, hoşgörüyü ya da isyanı. İşte bu yüzden kiminin Tanrısı sert, katı ve hoşgörüsüz, en ağır cezaları vermeye hazır, çatık kaşlı olurken, kiminin Tanrısı her zaman güler yüzlü ve hoşgörülüdür. Affetmeye her zaman hazırdır. Tanrısı çatık kaşlı olanlar, ondan korkmayı bilir sadece. Cezalar ne kadar caydırıcı olabiliyorsa, o kadar durdurabilir Tanrı onları. Ancak, güler yüzlü Tanrının çocuklarını durdurmak için çoğu zaman cezaya gerek yoktur. Iki taraf da birbirini sevdiği ve hoş gördüğü için, aralarında pek sorun çıkmaz. O nedenle daha kolay, korkmadan sorgulayabilirler hayatı ve kendilerini...