Ahmetcan
@Cankohen
"Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküntü vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir."
11 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Bu kabileler, geri olmalarına karşın, bir yüzyılı aşkın bir süredir Avrupalı altın arayıcılar, koyun yetiştiriciler, misyonerler, polisler ve bizim kültürümüzün daha başka savunucularıyla sürekli bir ilişki içinde olmuşlardır. Tanrıya inanmanın yanı sıra, özel mülkiyete saygıyla duymayı öğrenmişlerdir.
Sayfa 82 - Payel yayınları - 3. baskı 1995
Okur Takip Önerileri
Öze Dönüş
Dolayısıyla, bu işlemler, ölülerin yeniden doğabilmeleri için bedenlerinin tümü ya da bir parçasının alıkonulduğu gömme törenleriyle belli bir koşutluk gösterir. Yeryüzünün birçok yerinde, ölünün, kollarıyla bacakları göğsünün üstünde toplanmış olarak iki büklüm durumda gömülmesinin temelinde de aynı ilke yatar; böylece çocuğun dölyatağındaki duruşu benzetlenmiş olur.
Sayfa 53 - Payel yayınları - 3. baskı 1995
Bu törenlerin yaygın özelliklerinden biri de bedenin bir parçasının ameliyat edilmesi ya da kesilmesidir. Kızlık zarının delinmesi, sünnet derisinin kesilmesi ya da alttan yarılması, dişlerden birinin çekilmesi, saçların kesilmesi gibi işlemlerdir bunlar. Kızlık zarının delinmesi
dışında, bunların hiçbiri yararcı bir değer taşımaz; sünnetin de başlangıçta kızlık zarını delme töreninden örnek alındığı ileri sürülmüştür.Bütün bu örneklerde, kesilen parçanın özenle saklanması zorunludur.
Sayfa 53 - Payel yayınları - 3. baskı 1995
Erginleme Töreni
Daha ileri kültürlerde tören daha ince biçimler alır. Sözgelimi, büyü uykusu ya da büyü düşünde çırak bir çocuk olarak yatırıldığı uykudan bir yetişkin olarak uyanır ya da yeni kimliğine bürünmeden önce eski kimliğinden kurtulması gerektiği düşüncesiyle erkek çocuksa kız çocuk gibi, kız çocuksa erkek çocuk gibi giydirilir. Erginleme töreninden geçecek adaylar köyden alınıp götürüldüklerinde, anaları, sanki ölmüşler gibi arkalarından yas tutar. Adaylar törenden döndükleri zaman konuşmasını ve yürümesini bilmeyen ya da akrabalarını tanımayan küçük çocuklar gibi davranırlar.
Sayfa 53 - Payel yayınları - 3. baskı 1995
Dededen toruna
Yeni doğan bir çocuk, klan atalarından birinin yaşama geri dönmesi, klan toteminin yeniden bir bedene kavuşması olarak karşılanır. Dünya'nın hemen her yerinde çocuğa dedelerinden birinin adını verme göreneği buradan kaynaklanmaktadır.
Sayfa 51 - Payel yayınları - 3. baskı 1995
Antropoloji Ve Arkeoloji
İnsan toplumunun tarih öncesine değin bütün bilgilerimizi bu iki araştırma alanından, budunbilim ile kazıbilimden elde etmemize karşın, bu iki bilim dalı henüz verimli bir eşgüdüm içine girmiş değildir.
Sayfa 38 - Payel yayınları - 3. baskı 1995
Tarih, çevremizi saran ve bizi işgal eden bugünün sorunları –hatta kaygı ve sıkıntıları– adına geçmiş zamanların sürekli sorgulanmasından başka bir şey değildir.
Sayfa 6
Namık Kemal
Söz Namık Kemal'den açılmışken, küçük bir anımı da burada anlatmak isterim. Bir gun üç beş arkadaş, yenilgiyle sonuçlanan 1877- 1878 Osmnanli Rus Savaşı'nı konuşuyorduk. Mustafa Kemal, birden üzüntüyle Namık Kemal'in:
"Vatanm bağrna düşman dayamış hançerini
Yokmuş kurtaracak bahtı kara máderini." dizelerini okumuştu. Milli Mücadele yıllarıydı. Heyeti Temsiliye, merkezini Ankara'ya taşimak kararini vermişti. 18 Aralik 1919'da arkadaşıylarıyla beraber Sivas'tan ayrilan Mustafa Kemal, 24 Aralık'ta Kirşehir'e gelmişti. Burada Gençler Derneği' nde bir konuşma yapmıştı. Geceleyin onuruna fener alayları düzenleyen halka, yukaridaki dizeleri aşağıdaki biçimde değiştirerek okumuştu:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini
Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara máderini."
Düşman Izmir'e çoktan çıkmış, vatanın bağrına hançerini dayamıştı. Fakat onu kurtaracak Türk bulunmuştu. Bu büyük Türk, benim aziz arkadaşım Atatürk'tü.
Sayfa 41 - İnkılap yayınları - 2021 Baskısı
