Bütün dalgalara dayanacak denli yalçın zannediyoruz göğsümüzü.
Bütün rüzgarlara karşı duracak kadar sağlam bastığımızı düşünüyoruz toprağa.
Bütün acılara yetecek sabrı kendimizle birlikte büyüt üğümüzü öngörüyoruz.
Oysa gerçek kurgusundan şaşmıyor.
Yakamozlar doğuyor, kırılıyor ışıklarımız.
Bazen dünyayı içime sığdıracak kadar genişliyor yüreğim, bazen kendi çırpıntılarına bile dar geliyor. Bazen küçük bir gülücük bile yetiyor içimi ısıtmaya, bazen dağlara yükselen kahkahalar bile yetmiyor yüzümü güldürmeye. Bazen inanılmaz derecede uçarı, bazen iflah olmaz biçimde kanadı kırık oluyorum.