Rakımı yüksek uçurumları bir ayağı kırık
şövalede gözlerinin en tepesine çiziyorum
ne zaman niyetlensem ölmeye,tebessümlerine
ayağım takılıyor, kirpiklerinin en karasına düşüyorum
Hasadı gecikmiş zamanlardan içi elem
dolu kaç hatıra varsa bana payidar
uzakları sen olan yolların nasırlı mesafelerine
gizledim, biliyorum dönmeyeceksin
Yetimhanede büyümüş bir çağ, edepsiz
anıların anlatıldığı bir zamanda git, adını
anmak mümkün olmasın şahadetinde bile şairlerin
Bir şiirde bile geçme, ben okumayayım mesela
Birbirimizin uzaklarıydık ikimiz
Kayıp zamanların telafisi olmayan
yaşanmamış mutlulukları, hükmü
bir sılanın yüz kızartıcı özleminde
verilmiş mağrur korkaklardık
Öldürmeyen acılarla aşina olduğumuz
kaç sevdaya çalınmışsa adımız ve kaç
şarkıda düşük yapmışsa mutluluklar
biz hep aynı içli karanlıkların nakaratı olarak
Tepesine kuş pisleyen çatılı
evlerde kötü kalpli yalnızlıklar
kalıyor payımıza, içinde ışıkları
eksik olmayan kalabalıklarda
Ve en çok bekleyenleri kırıyor bu hayat
sadakat en büyük yeminimiz oldukça