Eskiden kuşları yüzünden severdim doğduğum yeri,
kelebekleri,
Okul kaçağı günleri, hurma çubuğu anamın.
Şimdi gene seviyorum, ama her karış toprağında
Senin tenin ve kanın var diye sevgilim...
Gecenin sonsuzluğundan sesleniyorum ben
Karanlığın sonsuzluğundan
Ben gecenin sonsuzluğundan sesleniyorum
Gelirsen benim evime ey sevgilim
Bir lamba getir bana
Ve küçücük bir pencere
Seyredeyim oradan kalabalığını mutlu sokağın
-Furuğ-
Yapamıyordum artık yapamıyordum
Yadsıyarak yükseliyordu yoldan ayak seslerim
Daha büyüktü umutsuzluğum sabırdan
Ve geçiyordu bahar o yemyeşil düş
Penceremden
Sesleniyordu yüreğime:
"Bak
Hiçbir zaman ilerlemedin
Battın sen!"
Bütün bir gün boyu bütün bir gün
Terkedilmiş bir ceset gibi su yüzünde
İlerledim ürkütücü kayalıklara
En derin deniz mağalarına ve
En etobur balıklara
Durmadan gerildi sırtımın incecik omurgası
Bir ölüm duygusuyla