Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Muhammed Dumanoğlu

Muhammed Dumanoğlu
@Duman0410
Penceremi sana ayarlamıştım Sözüm senden alıyordu büyüsünü Günü sana bölmüş geceyi seninle çarpmış Seninle büyütmüştüm ömrümü İyiliğim de sendin kötülüğüm de. Ben çok yoksul kalacağım, çok..!
675 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Benlik sevgisinin ve insandaki bu ben’in mahiyeti sadece kendini sevip kendini düşünmektir. Fakat elden ne gelir..? Sevdiği şeyin, yani benliğin zaaflarla ve sefaletle dolu olmasını engelleyemez. Büyük olmak ister ama kendi küçüklüğünü görür; mutlu olmak ister ama kendi zavallılığını görür; kusursuz olmak ister ama kendini kusurlarla görür. İnsanların saygı ve sevgisine mazhar olmak ister ama kusurlarının sadece, insanların hoşnutsuzluk ve horgörüsünü hak ettiğini görür. Kendisini içinde bulduğu bu rahatsızlık, hayal edilebilecek en adaletsiz, en cani tutkuları doğurur. Çünkü benlik, kabahatleri konusunda kendisini ikna ve ihtar eden bu hakikate karşı, amansız bir nefret beslemeye başlar..!
Olvido
Reklam
Muhammed Dumanoğlu
Bir kitabı okumaya başladı
Kesin İnançlılar
Kesin İnançlılarEric Hoffer
8.6/10 · 2.741 okunma
“Tüm hayatımı korkarak geçirdim. Olabilecek şeylerden korkarak, olmayacak şeylerden korkarak. Ve sonra fark ettim ki, en kötüsü o korku. Gerçek düşman o. O yüzden, kalk. Kalk ve gerçek dünyaya karış.''

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İslâm Peygamberi
İslâm PeygamberiMuhammed Hamidullah
9.2/10 · 570 okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
Müphemlik Kültürü ve İslam
Müphemlik Kültürü ve İslamThomas Bauer
8.5/10 · 83 okunma
Reklam
Todorov bu zaferin bedelinden de söz eder: "Ne var ki hepi­ mizin, Avrupalıların ve Amerikalıların çıkış noktası olan bu za­ fer, aynı zamanda dünyayla uyum içinde hissetme, mevcut bir düzene aidiyet duyma kabiliyetimizde ciddi bir kısıtlama an­ lamına gelir. (. .. ) Avrupalı bir yanda kazanırken, diğer yanda kaybetti; üstün olduğu şeyle kendini bütün dünyaya kabul ettirirken, kendi içindeki dünyaya entegre olabilme kabiliyetini boğdu."
"Evrende yalnız olmadığımız vakıası, insan hayatının bütün alanlan için büyük önem taşır. İnsanlığın bu gerçeği kabullenmesinin ve evrende birçok başka ırkla paylaştığı yerini almasının vakti gel­ di geçiyor. "
Papageno meselesi, Batı dünyasının travmasıdır. Başka hiç­ bir kültür Batılı kültür kadar ötekilere öyle büyülenmişçesi­ ne gözünü dikip bakmamış, başka ülkeler ve insanlarla o kadar inatçı bir didişmeye girmemiştir.
Demek, anılan maddi saikler yanında, Avrupalıları dünya­ yı "keşfetmeye" ve fethe iten, böylece de modern çağı ve glo­ balleşmeyi başlatan zihinsel hareket saikleri de eksikti. Bu ne­ denle, toplumsal ve iktisadi tarihin modernlik fenomeniyle il­ gili açıklamaları, globalleşmiş modernliğe giden yolun onlar ol­ masaydı açılamayacağı etkenleri tanımlarken, bu gelişmeyi ilk başlatan etkeni gözden kaçırdığı için eksik kalacaktır: bu et­ ken, sadece Batılılara mahsusmuş gibi görünen ve burada ile­ ri sürdüğümüz üzere müphemlik karşısında olağanüstü bir hoş­ görüsüzlüğe dayandıracağımız o evrenselleştirme hırsıdır.
Günümüzde Arap denizcilerin başarı­ larının Batı tarih yazımında neredeyse tarihi tahrif etme paha­ sına görmezden geliniyor olmasının, Fuat Sezgin'e göre iki te­ mel sebebi vardır. llki, "Arap-lslam kültür çevresinin yaklaşık 800 yıl süren bilimsel yaratıcılık döneminin, modern uzmanlık dallarıyla ilgili tarihyazımında hemen hiç dikkate almamasıdır - nerede kaldı ki önemi anlaşılsın." ikinci sebep, "Arap coğraf­ yacı ve haritacılarının kendi kültür çevrelerinin büyük başarı­ larından sadece arada geçerken ve çok çok az bahsetmeleridir. Birçok önemli keşif ve yenilik, bu nedenle günümüz tarihyazı­ mında geç dikkate alınmış veya hiç dikkate alınmamıştır. Bel­ li ki Arap-lslam denizcileri ve haritacıları, kat ettikleri ilerle­ melerin dünya-tarihsel öneminin pek bilincinde değildiler."
Reklam
Hiçbirisi Rio de la Plata'ya ilk o yelken açtı diye Quan Diaz de Solis tarafından 1516'da "keşfedilmiş­ti" ama Piri Reis'in 1513 tarihli haritasında işaretliydi)
Müslümanların Amerika'yı Kolomb'dan önce "keşfet­ miş olmalarının" inkar edilmez bir kanıtını sunmak kolay de­ğildir. O zamanlardan kalan, Müslüman bir müellife ait tek ha­rita, Piri Reis'in 917/1513 yılında yapılmış haritasıdır.
Arap-lslam dünyasının insanları (muhtemelen tüm ls­ lam dünyasının insanları) kendi dünyaları dışındaki insanla­ rın başkalığını bir tehdit ve bir meydan okuma olarak yaşamı­ yorlardı. Kendi mekanlarının dışındaki yabancıların başkalığı­ nı kendi kimliklerine dönük bir rahatsızlık etkeni olarak algı­ lamıyor, bu nedenle ötekileri ötekilikleri içinde kendi halleri­ ne bırakmakta bir sorun görmüyorlardı. Bunun ön koşulu yine müphemliğe hoşgörülü bir kişiliktir; çünkü müphemliğe hoş­ görüsüz bir kişilik ötekini, hariçte de olsa tehlike olarak algıla­ yabilir.
Arapça coğrafya literatüründe bu temel tutum bariz ifadesi­ ni bulur. Arap coğrafyacılan Yunanlılar, Persler ve Hintlilerin bilgisini miras almakla kalmadılar, kısa sürede bunu aştılar ve yüzlerce yıl boyunca yeryüzü ve sakinleri hakkında dünya ça­ pında en kapsamlı ve ayrıntılı bilgiye sahip oldular. Arap hari­ tacıların attıkları temeller olmasa, Portekizli ve İspanyolların keşif seferleri mümkün olamazdı.
Yabancının yurttaş yapılarak müphemlikten arındırılması, yabancının müphemliğini ortadan kaldırmaz, aksine bazı ba­ kımlardan onu ilk o meydana çıkartır; çünkü yurttaşlığa alı­ nan bir kişinin artık yabancı olmaması gerekecektir ve tam da bu nedenle, yabancı-olmama iddiasını ortaya koyduğu için, es­ kiden olduğu gibi şimdi de varolan başkalığından ötürü yaban­ cı olarak algılanacaktır.
7,4bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.