Mesut kağıdı okumaya başladı :
"Ben Mesut Mutlu.Hep okumak istedim ama yapamadım.Kardeşlerimin okuduğunu görünce çok sevindim.Herkes okusun.Ben de okudum.Nesrin anneme teşekkür ederim ."
Allah'ım ne alkış kıyamet koptu bizim aileden.Defne gururla bize bakıyordu .
Başarmışlardı.
Üç Kız Kardeşİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20209,5bin okunma
Bu kaçıncı mabedim,
Sınırlarım...
Yok sayışların.
Ya çaresizliğim,içimin en derininden de derininde en içimde kayboluşlarım.
Vurgunum,
Sahilden değil bu kez denizden vurgunum .
Kayboluşum,
En zifiri karanlıkta değil en aydınlık sabahta gidişin...
Ya yakışın
Ateşin sıcaklığı değil bu bedendeki,buzların acısı tenimdeki ..
Göğsümü döven bu kara
"Sen bana neleri öğrettin biliyor musun?
İnsanın terk edildiğinde değil, unutulduğunda yalnızlaştığını ve unutulmanın insanoğluna verilmiş en büyük ceza olduğunu... İnsanı asıl yalnızlaştıranın, uzağındayken unutulmak değil, yakınındayken hatırlanmamak olduğunu..."
"Sen bana neleri öğrettin biliyor musun?
İnsanın terk edildiğinde değil, unutulduğunda yalnızlaştığını ve unutulmanın insanoğluna verilmiş en büyük ceza olduğunu... İnsanı asıl yalnızlaştıranın, uzağındayken unutulmak değil, yakınındayken hatırlanmamak olduğunu..."
Beni okuyunca yaşadığını anlayacaksın çünkü bütün sözcüklerim, virgüllerim, mürekkebim ve bilincimle seni anlatıyorum.
Seni ve yansımanı biz biliriz. Köşe başında attığın sigaranın izmaritini, komşu kızına hangi gözle baktığını, yattığın yatağın lanetini, aldığın maaşının akıbetini...
Ben senin el değmemiş, balta girmemiş bilincinim. Her gün benimle yaşadığını bil çünkü insanlar da biliyor, her şeyi biliyor ama her şeyi...
Bu döngü böyle devam edecek ve sen kabullenmesen de kâinatın teamülleri üstün gelmeyi vazife seçmişti her yüzyılda. Düşünme yetini ne kadar kuvvetlendirip adım atma evresini sıklaştırırsan, belki evrene karşı söz söyleme hakkına sahip olabilirsin. Ayağa kalk ve taşı olabildiğince sert fırlat yere. Aşağı fırlat ki bir gayen olsun. Sen de aşağıya verdiğin mesajla özdeşleşebil çünkü teamüller aşağıyı dizginleştirmeyi emrediyor. Havaya gönderdiğin her madde, yazgı gereği büyüyerek ve sertleşerek sana geri dönecek ama sen toprağı işaret edersen, belki toprağa geri dönebilirsin.
Can ÇıkmazıSemih Öztürk · Ephesus Yayınları · 2017113 okunma
“Aşk her zaman tehlikeli bulmuştum. Birçok bakımdan hiç bana uygun değildi. Fazla hassas, fazla iki kişilikti. Ama anlıyorum ki aslında bu iki kişilik değil, hatta parçaları oluşturmak bile değil. Kendinden olanın bir başkasına dönüşmesinde.”
“Dawson,” dedi Ada hayret içinde gülümseyerek fısıldarken. “Aşkı sadece sen böyle tanımlayabilirdin.”