Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ensar.

Ensar.
@EcrasezLinfame
Not defteri olarak kullanıyorum burayı. Kendimden bahsediyorum, sadece kendimden. youtu.be/UlwxGUv2nHY
Istanbul
307 okur puanı
Temmuz 2015 tarihinde katıldı
Reklam
Mes'ut bir tesadüfe ikinci mektup
Seninle geçen her akşamın saçları var, neden inkâr edeyim ki şimdi? Daha güçlü, daha mesafeli mi olmalıyım? Yüzüme bir yolculuk anısı yakıştırıp başının üstünden uzaklara mı bakmalıyım? Anlıyorum, herkesin bir kalbi var elbet senin de. Haftada yedi gün, senede dört mevsim vardır, kabul ediyorum. Dünya diye bir yer var, dağ gölleri var, huzursuz yamaçlar var. Ama seninle kanıtlanan bir varlık isem, ısrarcı değilse de, kederli olmakta haklıyım. Birinin balkonunda uzun uzun durmasını ciddiye almalısın. Evlere sığmayan her bir kişinin sözcükleri yayvandır. Başaklarla akraba olan dizlerimin bu devletlû şehirde ağrıması da bundan. Sığınmak için değil, sığmak için sana muhtacım. Soğuk ve gerçek sözcüklerinin bu kalbe bir çevirisi yok. (...) Bilmeli, hatta öğrenmelisin ki hayat, iri laflara gelmez. Onun hakkında, sakın ha, bir şey söyleme.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar Bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan" -Bir kitabın sayfaları - İşe yarar bir şey youtube.com/watch?v=-baSUc-...
Yok abi yok, toparlayamam ne yaparsam yapayım, salcam artık
Reklam
Geleceğe Nefes!
GÜNCELLEME: %38'den %78'e yani 8 milyon 200 bin civarı fidan sayısına 1 günde ulașıldı ve yapılan bağıșlarla birlikte 11 milyondan fazla fidan dikilebilecek gibi görünüyor🥺. Paylașan, fidan sahiplenen herkese, hepinize çok teșekkür ederim. 🌱🌱🌱 Arkadaşlar Tarım ve Orman Bakanlığının Geleceğe Nefes fidan dikim kampanyası var.11 Kasım’da Saat 11.11 de 2023 noktada aynı anda 11 milyon fidan dikilecek. gelecegenefes.com sitesine girip kayıt olursanız istediğiniz şehirde adınıza ücretsiz 5 fidan dikimi yapılacak.. Dilerseniz ücretsiz 5 fidan sahiplenebilir ya da fidan bağışı yapabilirsiniz. Hedeflenen sayının sadece %38'ine ulaşılabilmiş. Eğer bu gönderiyi yayabilirsek çok daha güzel olur. Kopyalayıp kendi hesabınızda yeni bir gönderi olarak veya bașka sosyal medya hesaplarinda paylașabilirsiniz hiç problem değil. Șimdiden çok teșekkür ederim. 🌱🌱
Muğlada bir tatil köyünde butik bir otelde, servis elemani olarak calisabilecek ise ihtiyaci olan varsa bana ulasabilir mi ya da ișe ihtiyaci olan birine gitmesi için yayabilir misiniz?
Yardım
Herkese merhaba, geçen hafta kütüphaneden Engin yayınevinden yayımlanmış Ecinniler kitabının 1.cildini aldım ama 2.cildi yokmuş orada, sonradan öğrendim bunu. Kütüphanesinde bu kitap olan birileri varsa aranızda, satın alabilirim kitabı, satmak istemiyorsanız ödünç de alabilirim, yeter ki bulup okuyabileyim. Kitabı bulabilmem için yayabilir misiniz, teşekkür ederim şimdiden.
"sîpano sîpano, sîpanê xelat ê serê te befr û mij e, bine te behra Wan'e"
Reklam
"Ey gece, nereden yol bulacağız?"
Parçalanıyordum kimse bilmeden, Ateştim cevizin içinde, Ve bir gece içinde bilmeden öldüm. Ey gece, nereden yol bulacağız, ey yaralı göğsüme düşen yelken, Ya sen kürek, solmuş rüzgar gülüm, Ya sen ne diyeceksin, söyle!
Neoliberalizm
Neoliberalizmin ne olduğunu anlamaya çalışırken denk geldiğim bir yazı. Ürkütücü bir durum bu. Yani eğer yazılanların bir kısmı bile doğruysa ve bu neoliberalizm sebebiyle oluyorsa, bugüne kadar düşündüğüm/yazdığım şeylerin çoğu bana ait olmuyor. Tamam zaten tepeden tırnağa şüpheyle doluyum ama şüphelerimi doğrulayacak bir şeyle karşılaşmak
İzin ver çocuklar gibi çaresiz olsunlar, çünkü güçsüzlük muhteşem bir şeydir ve güç, hiçbir şey. İnsan doğduğunda güçsüz ve uysaldır, öldüğünde ise, katı ve duyarsızdır. Bir ağaç büyürken hassas ve esnektir, ama kuruduğunda ve sertleştiğinde ölür. Sertlik ve güç, ölümün refakatçisidirler. Uysallık ve güçsüzlük, varlığın canlılığının dışa vurumlarıdır. Çünkü katılaşan hiç bir zaman kazanamaz. -Stalker (İz sürücü) -Andrei tarkovsky- /1972/
Albert Caraco
Merhaba, iyi akşamlar herkese. Albert Caraco'nun hayatını ayrıntılı okuyabileceğim bir kaynak, makale, kitap önerebilecek olan var mı?
Asla anlayamayacaksınız. Hiçbir zaman.
KUM İLE SU Ben, duvar diplerini giyineceğim Kimseye kapısından yakın olmayacağım Ağzımı kuyulara vereceğim Beni kim beklemiyorsa ona gideceğim Otların ıssız mevsimini seveceğim Bir yağmur hükmü olacağım
Köy okullarına kitap yardımı. (TEOG SORU BANKASI VE KONU ANLATIMI)
mobile.twitter.com/ValeaPapalagi/s... Arkadaşlar merhaba. Şanlıurfa da bir köy okulu için 26 soru bankası ve 26 konu anlatımı (TEOG) kitap gerekiyor. Yardımcı olabilecekler varsa bana ulaşsın. Gerekli ayrıntılar yukarıdaki tweette var. Sizi uğraştırmadan buraya yazabilmeyi isterdim, acizliğimi mazur görün. Özür diliyorum bunun için. NOT: Yayılması, daha çok kişiye ulaşabilmesi açısından paylaşırsanız çok faydanız dokunur. Şimdiden herkese teşekkür ederim. Huzurlu geceler.
Reklam
İzah.
Okuduğum bir kitaptan tam olarak anladığımı sanmadığım bir paragraf var. Elbette kitabı okumadan içindekileri bilmeden net bir yorum yapılamayabilir ama yine de şansımı denemek istedim. ''...Oysa insan, tarih boyunca değişime uğramıştır. O, şekilden şekle giren bir varlıktır. İmkanları doğrultusunda var olan bir varlıktır. Birtakım çabalar sonucunda, doğuştan sahip olduğu imkanları geliştirip, kendi ayakları üzerinde durur. İşte tarih dediğimiz şey, budur. 'İnsanın hümanist çabalarla meydana getirilmesine ve insanın yapısının ortaya çıkmasına, dünya tarihi deriz. Bundan dolayıdır ki, insan kendi kendini yarattığını düşünür.' Marx böyle der.'' Marx'ın sözü öncelikli olmak üzere bana bu paragrafı açıklayabilirseniz sevinirim.
Arthur bir de şimdi Türkiye'de olsaydı?..
...Arthur Schopenhauer zamanında geleceği görmüş ve tanrıya şu yakarışı yapmıştı: "şu dünyayı tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"... *Alıntıdır.
Bize ne oldu böyle, doktor?
Sürekli burada oturuyoruz ve hiç bir şey olmuyor. Hepimizin sinir bozuk, bazen birbirimizi öldürecek gibi oluyoruz. Bize ne oldu böyle, doktor? Kalbimizdeki her şeyi kaybettik... -SATANTANGO (1994)
Dinleyin ey zorbalar!..
BU SON YÜRÜYÜŞ OLACAK Alabildiğine derin, alabildiğine kanlı ve alabildiğine korkunçken yaraları neden susuyor bu kalabalık? Dayanılmaz bir yere vardı artık düşmana duyulan nefret, dar geliyor ona göğsümüzün kafesi... Dinleyin ey zorbalar: kuşanıp bin yılın öfkesini ağır ağır doğruluyor mazlumlar; dinleyin: çınlayan zincir sesleridir... Nihat Behram