Bu sabah ilgileneceğini düşünerek adımı söyledim ona. Hiç oralı bile olmadı. Çok garip. O bana adını söylese, bambaşka davranırdım. İşittiğim bütün sesler içinde kulağımı en çok okşayan, onun adı olurdu...
"Yalansızız artık.
Hala birkaç sırrımız var.
Ama yalansızız."
Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar?
Aynı ana babadan oldular diye birbirilerine sahiden kardeş olur mu çocuklar?
Yıllar kalbini dağlasa da içlerindeki o kör söner mi aşıkların?
Herşeyi aşikar olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur?
Kitabın arka sayfasından tüm bu yazdıklarım. Şermin YAŞAR, bu kitabında kalabalık bir ailede yaşananları,aile fertlerinin ağızlarından kendi hikayelerini anlatıyor.
Her bireyin hikayesini dinlerken , çözülen sırlara, yalanlara, hüzne, umuda, korkuya şahit okuyorsunuz.
Kitabı elimden bırakamadım diyebilirim. Çok çok beğendim.
Tüm kitap severlere tavsiye ederim.
Üç Arkeoloğun Göbeklitepe 'de yaptığı kazı çalışması ile başlar herşey. Profesör Gabriel, Pamir ve Rennan Göbeklitepe'de yaptıkları kazı çalışması sırasında bir iskelete rastlarlar. Bu iskelet bilindik bir canlının iskeletine benzememektedir.
Bundan sonra yaşananlar akıl almaz bir serüven, merak ve heyecan içermekte. Gabriel,Rennan ve Pamir ile birlikte tüm yaşanan olayları ve gizemi iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Dr Asel ve Müze müdürü Erva olayın tam ortasında kendilerini bulduklarında , onlarla birlikte tüm gizemi yaşıyorsunuz.
Eski bir inanç merkezi olan ve günümüzde hala kazı çalışmalarının yürütüldüğü Göbeklitepe 'de başlayan macera, Şanlıurfa kalesinin metrelerce altında devam ediyor.
Tüm yaşananlar evrensel bir kargaşaya dönüşüyor. Dünya gezegeni yok olmak üzereyken çok uzaklardan gelen Anka Uygarlığı, gezegeni ve insanlığı kurtarabilecek mi?
Peki tüm bunlar yaşanırken, Yolcular gezegenlerinin yok olmasını seyredecekler mi?
Her sayfasını soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Gizem, macera,tarih,bilimkurgu severler için çok güzel bir kitap.
Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Yazarın yeni kitaplarında buluşmak üzere...