Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif f

Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen fa'al ve kudretli bir Zâtın hârika işlerine bak. Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş olamazlar. Herbirisi çok hikmetli vazifeler peşinde koşturuluyorlar. Bir Müdebbir-i Hakîm tarafından istihdam olunuyorlar. - Ayetul Kübra
Reklam
Hattâ Kastamonu’ya ilk teşrif ettikleri zaman çocuklar, bir bedbaht şaki tarafından teşvik edilip, abdest almak için çeşmeye çıktıkları vakit taş atmışlar. Fakat Üstadımız daima gördüğü eza ve cefalara ulü’l-azmane sabır ve tahammül eder. Hem safâ i sadre ve selâmet-i kalbe mâlik olduklarından, o çocuklara dahi hiddet etmeyip buyururlardı ki: “Bunlar, Sûre-i Yâsin’den mühim bir âyetin nüktesini keşfime sebep oldular” diye onlara dua ederlerdi. Sonra bu çocuklar, Üstadımızın duaları bereketiyle şâyân-ı hayret bir hal kesbettiler ki; Üstadımızı uzak-yakın nerede görürlerse, koşarak yanına gelirler, mübarek elini öperler, duasını alırlardı.
Bedâvette bir adam dört şeye muhtaç iken, medeniyet yüz şeye muhtaç ve fakir etmiştir. Sa'y, masrafa kâfî gelmediğinden; hileye, harama sevketmekle ahlâkın esâsını şu noktadan ifsad etmiştir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Avrupalılar, terakkîde istikbâle uçmalarıyla beraber bizi maddî cihette Kurûn‑u Vustâda durduran ve tevkîf eden; altı tane hastalıktır. O hastalıklar da bunlardır: 1— Ye'sin, ( ümîdsizliğin ) içimizde hayat bulup dirilmesi. 2— Sıdkın hayat‑ı ictimâiye‑i siyâsiyede ölmesi. 3— Adâvete muhabbet. 4— Ehl‑i îmânı birbirine bağlayan nurânî râbıtaları bilmemek. 5— Çeşit çeşit sârî hastalıklar gibi intişar eden istibdâd. 6— Menfaat‑i şahsiyesine himmeti hasretmek.
Maatteessüf güzel şeylerimiz gayr‑ı müslimler eline geçtiği gibi, güzel olan ahlâklarımızı da yine gayr‑ı müslimler çalmışlar. Güyâ bizim bir kısım ictimâî ahlâk‑ı àliyemiz yanımızda revâc bulmadığından, bize darılıp onlara gitmiş. Ve onların bir kısım rezâili, kendileri içinde çok revâc bulmadığından cehâletimizin pazarına getirilmiş!‥
Reklam
Eğer sivrisinek tantanasını kesse, bal arısı demdemesini bozsa; sizin şevkiniz hiç bozulmasın, hiç teessüf etmeyiniz. Zîra, kâinâtı nağamâtıyla raksa getiren ve hakàikın esrârını ihtizâza veren musîka‑i İlâhiye hiç durmuyor.
Bu kışın devamına ihtimal verebilir misin? Her kışın bir baharı, her gecenin bir nehârı vardır.
Evet böyle istibdâd ve sefâhete ve zilletle memzûc medeniyete bedeviyeti tercih ediyorum. Bu medeniyet, eşhâsı fakir ve sefîh ve ahlâksız eder. Fakat hakîki medeniyet, nev'‑i insanın terakkî ve tekemmülüne ve mâhiyet‑i nev'iyesinin kuvveden fiile çıkmasına hizmet ettiğinden, bu nokta‑i nazardan medeniyeti istemek, insaniyeti istemektir.
Sureten mahkumiyetim, vicdanen mahkumiyetinizi intaç edecektir.
Bir topluma akıllarının idrak edemeyeceği biçimde hitap eden herkes onlar için bir fitneye donusur.
Sayfa 147 - 2.ciltKitabı okudu
Reklam
Haset eden kimseden daha fazla mazlum kimse görmedim. Çünkü sürekli kendi kendini yer ve durmadan için için yanar. ( Ömer b. Abdülaziz)
Fudayl b. İyaz a tevazunun tarifini sormuşlar: "Hakk'a boyun eğip teslim olursun ve hak kimden gelirse gelsin onu kabul edersin işte tevazu budur
Gecelerimiz çok karardı ve çok kararan gecelerin sabahları pek yakın olur.
“Bir kişi, ailesi, malı, nefsi, çocuğu ve komşusu ile imtihana çekilir. Oruç, namaz, sadaka ve iyiliği emredip kötülükten sakındırma ise, bu imtihan için kefaret olur.”
Sayfa 706Kitabı okudu
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.