Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Adile Kantaroğlu

Adile Kantaroğlu
@Elidakitap
Sınıf öğretmeni
Lisans
istanbul
İzmir/Ödemiş
24 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
272 syf.
·
Puan vermedi
Oturunca 2 günde en fazla 3 günde bitebilevek bir konu ve anlatıma sahip. Lakin bizim sınav haftamız olduğu için ve karne dönemi biraz uzadı ama gönülden tavsiyedir Uykusuzluk sorunu çeken West 1887 'de hipnotik bir uykuya yatar ve kendini 2000 yılında bulur. Aslında bir nevi ütopik bir kitap da diyebiliriz. 1887'den West 2000'li yıllardan Dr. Leete arasında geçen sohbet tadında 19. Yüzyılı anlatan tam bir dönem kitabı gibi. Ve tespitler , dönem analizi, toplumsal sıkıntılar ve kaoslar, ozellkle ekonomik alandaki değişim ve gelişmelerin etkisiyle sosyalizmi de öven bir kitap. İlginiz varsa ve ütopik türde kitap okumayı seviyorsanız kesinlikle tavsiye . Yoksa bir yerde sıkabilir. Sohbet eşliğinde ama felsefik, sorgulayıcı ve bilgi aktarımının daha yoğun olduğunu belirteyim.
Geriye Bakış 2000’den 1887’ye
Geriye Bakış 2000’den 1887’yeEdward Bellamy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2020455 okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
"Son zamanlarda elektrik ışığıyla öyle bir uyuşturulduk ki fazla aydınlatmanın yarattığı tüm sıkıntılara kayıtsız hâle geldik." "Sanırım insan yaş aldıkça geçmişin her konuda şu andan daha iyi olduğunu düşünmeye başlıyor." Gölgeye Övgü - Cuniçiro Tanizaki Japon mimarisini anlatan edebi bir kitap. Gölge olarak da aslında kastedilen Japonlarda yaşam alanlarına vuran gölgenin , ışığın hayatlarına yansımasının nasıl olduğu ve etkilediği. Kitapta genel olarak japon mimarisi, kültürü, günlük kıyafet ve eşyalarını Batı ile karşılaştırıyor. Bir yandan ozentilik ve ortaya çıkan sonuç ile kendi kültürüne sadık kalmak ya da değişime bir ölçüde ayak uydurmanın hayatlarına etkisini bize yalın,az, öz ve net bir şekilde yazmış. Özellikle günlük hayatta aklımıza gelmeyecek ve gelmeyecek bölümler ve eşyalar üzerine detaylı açıklamalar yapmış. En basitinden tuvalet, çatılar, kalem, kağıt, yemek takımları vb. Ki her biri için ayrı bölümler var birkaç cümle değil sadece Japon edebiyatı sevenler ya da merak edenler için, yani ilgilileri için güzel bir kitap diyebilirim 69 sayfa şipşak okunuveriyor ama sevmeyenler için bu 69 sayfa bitmez bir hal de alabilir. Ona göre kararı siz verin
Gölgeye Övgü
Gölgeye ÖvgüCuniçiro Tanizaki · İthaki Yayınları · 20222,022 okunma
276 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Eski Dostlar
Eski Dostlar -Hıfzı Topuz Hep sevdim zaten gerçek hayat hikayelerini, anıları, mektupları okumayı. Yaşanmışlıklar beni daha çok etkiliyor kitap okurken. Hele ki benim görmediğim bir dönemi anlatıyorsa daha kıymetli bir okuma oluyor. Burada da aslında bir döneme değil birçok döneme anılarıyla ışık tutuyor Hıfzı Topuz. Özellikle 1945 -2000 arası. O zamandan bu zamana Türkiye'nin geldiği noktaları görmek... Bazen o dönem olmuş bitmis deniliyor ama aradan yıllar geçmiş sanki benzeri tekrar yaşanıyor. Pek de geçmemiş aslında ya da tarih tekerrürden ibarettir bilemedim... Gerçi bununla ilgili de Mehmet Akif Ersoy'un sevdiğim bir lafı var; " Tarih tekerrür diye tarif ediyorlar Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi." Tarihi bilmediğimiz, arastırmadığımız, düşünmediğimiz için aynı olayları kişi ,zaman farkıyla tekrar yaşıyoruz. Hızlı bir film şeridi gibi gözünüzün önünden olaylar geçiyor ama okurken hemen yerleşiyor öyle bir anlatım var. Özellikle Atatürk'le ilgili anılara sıkça yer vermesi gönlümü ayrıca fethetti. Ki bunların da çoğu kendi anıları değil başka şair, yazar ,gazetecilerin anılarından öğreniyoruz. Uzun lafın kısası bir tarihe tanıklık etmek istiyorsanız okuyun #hıfzıtopuz #eskidostlar #remzikitabevi #bookreader #bookchallenge #okuryorum #okudumbitti #tavsiyekitap #önerikitap
Eski Dostlar
Eski DostlarHıfzı Topuz · Remzi Kitabevi · 200859 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
376 syf.
10/10 puan verdi
Canetti'nin otobiyografik üçlemesinin ikinci kitabı. Bu kitapta artık hem yaş hem de düşünce itibariyle daha olgun bir Canetti bizi karşılıyor. Düşüncelerinin nasıl olgunlaşıp bugünlere geldiğini ve bunları yazıya döküş yolculuğuna şahit olmak çok değerliydi. Özellikle Canetti diyince akla gelen ilk kitap olan Körleşme'nin de yazılış sürecine bu kitapta eşlik etmiş olduk. Yani aslında edebiyat dünyasında yer alma süreci de diyebiliriz biz buna. Frankurt -Viyana-Berlin üçgeninde geçirdiği yıllar hem sanat hem de edebiyat alanında faklı ortam ve kişilerle iletişim halinde olması kalemini güçlendirilmiş ve bugünkü Elias Canetti'yi ortaya çıkarmış. Daha önce hiç Canetti okumamış ama merak ediyorsanız kesssssinlikle önce bu otobiyografik üçlemeyi okumanızı tavsiye ederim. Diğer eselerinin hangi şartlarda ve ortamda yazıldığını daha iyi anlamlandırabilirsiniz bu sayede.
Kulaktaki Meşale
Kulaktaki MeşaleElias Canetti · Sel Yayıncılık · 201941 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
Doris Lessing bu kitabı kendi anne ve babasından yola çıkarak yazmış. Lessing'in babası savaşta sakat kalıyor, annesi ise yaralı askerlere hemşirelik yapıyor. Biliyoruz gördüğü tek şey yaralı askerler ve onlara hemşirelik yapmak değil, travmalara sebep olacak şeyler yaşayıp görüyor... Bir de üstüne sakat bir koca ve çocuklar... Haliyle özel hayatı da büyük darbeler alıyor. Bundan yola çıkarak Lessing kitabı kitabı iki bölüm halinde yazmış. İlk bölüm eğer savaş olmasaydı hayatları nasıl olurdu şeklinde kurgusal ele almış. İkinci bölümde ise 1. Dünya Savaşı'nın kendilerinde bıraktığı kalıcı izleri yazmış. Bu kitabı pek bilinmese de ve baskısı olmasa da Sahaf vb.yerlerde karşınıza çıkarsa kaçırmayın
Alfred ile Emily
Alfred ile EmilyDoris Lessing · Can Yayınları · 200969 okunma
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Şimdiye kadar hatta büyük konuşmak gerekirse #1nobel1klasik okumamızı başlattığımızdan beri en eğlenceli en delidolu en komik kitabımız olarak tarihe geçmiş olabilir. Adı ve kapağı sizde neyi çağrıştırıyor bilmiyorum ama bende eğlenmeyi seven, komik , esprili üç arkadaşı çağrıştırıyor. Okuyunca da daha fazlası olduğunu görüyorsunuz zaten Yani biz okurken ekipçe baya eğlendik de Bu eserde geçen her şey gerçek. Yani kurgu değil. Birebir yaşanmış bir hikaye ve
Ezgi
Ezgi
nin bizi aydınlatmasıyla tipler. İçimizden, bizden üç kafadarın macerası. Sanırım böyle olması bizi içine çekip etkiledi Hastalık hastası diyebileceğimiz üç arkadaş ve onların sevgili köpeği Montmorency bir gün içinde bulundukları sıkıcı ortamdan uzaklaşmak için Thames Nehri'nde dolaşmaya karar verirler. Ama gidişleri ayrı curcuna gezinti esnasında yaşadıkları ayrı Yani dinlediler mi daha çok yoruldular mı derseniz bilemedim Ne siz sorun ne ben anlatayım sözü bu kitaba tam uyuyor Alttan ince mizahlar zaten hemen kendini belli ediyor. Ve her anlatıkları olayda kendinizden bir parça bulmamanız immmmmkansız o derece gerçek olaylar Klasik okuyamayan, korkan birisinin bile acayip zevk alarak okuyacağı ve unutamayacağı bir kitap.
Bir Kayıkta Üç Kafadar
Bir Kayıkta Üç KafadarJerome K. Jerome · Can Yayınları · 2020791 okunma
500 syf.
·
Puan vermedi
Keşke (Bir Köy Enstitüsü Romanı) Sema Hanım yine tarihsel gerçekleri kurgu roman içinde ele almış.Tam bir köy enstitüsü romanı dediği gibi. Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç , Atatürk ve daha birçok kişinin ülkenin gelişmesi, kalkınması, enstitüler için yaptıkları, enstitülern kuuruluş amacı, işleyişi, öğrencilerin seçimi, eğitim biçimi
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021776 okunma
·
Puan vermedi
Antarktika yakınlarında harita da görmek için gözlerinizi zorladığınız küçük ,minicik bir adaya bir yıllığına bir meteoroloji uzmanı gelir. Bir de fenerin görevlisi vardır. Dümdüz okuyup bitirince türü gerilim-fantastik-bilimkurgu dersiniz. Ben bunu bir aşamaya gelinceye kadar anlayamadım, bu türde kitaplardan da hep geri durmuşumdur Ama o sadece görünen tarafı. Her cümle detay o kadar canlı ki ister istemez siz de onun içine giriyor, tabiri caizse iliklerinize kadar hissediyorsunuz. İnsanoğlunun kendiyle, kendinden olmayanları düşman belleyip yok etme isteğine olan karşı duramamazlığı gibi felsefik alt mesajlarla birlikte diğer yandan da savaşları ,sömürgeleri özellikle İngiltere'nin sömürgelere yaptıklarını, İrlanda'nın bağımsızlık yolculuğunu ve bunların hazin sonucunu sorgulatması bakımından da çok özel bir eser. Kısacası tarih , felsefe, macera, gerilim, korku, bilim kurguyu kitabın içine harmanlayarak bir nevi savaş kitabı ya da savaş karşıtı kitap yazmış da diyebiliriz. (Bunu sadece fiziksel savaş olarak da düşünmeyin.) Ama kimin kimle savaşı? İnsanın "öteki"yle savaşı. Öteki kim?Cevabı kitabı okuduğunuzda anlayacaksınız
Soğuk Deri
Soğuk DeriAlbert Sanchez Pinol · Jaguar Kitap · 20181,197 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
2022 Ocak ayı ilk kitabımız 1917 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Henrik Pontappidan ın "Sandinge Kasabası"kitabını okuduk. Dün akşam da grupça tartışması yapıldı. Bazı oturmayanlar noktaları da birlikte kendimizce netleştirmiş olduk. İlk olarak "Sandinge Kasabası" Danimarka edebiyatı kitabı. Ve iklim şartları sebebiyle de biraz set koşullar hakim. Ve yazar bu durumu, doğayı yaptığı betimlemelerle göz önüne sermiş. Gözünüzde canlandırmamanız mümkün değil. Hakeza karakterlerin ruhsal durumlarını içinde bulundukları koşullar içinde biz okuyuculara yansıtılmış. Kitapta Danimarka'nın şehirleşme sürecinin bir parçasını(kasabaya demiryolu inşaatının başlaması), taşra -şehir yaşamı,statüler arası farklılıklar ve etkisi, aşk, aile ilişkileri , toplumsal yaşamın idamesi, eğitimsel durumlar ve dini anlayışları hakkında bize fikir vermektedir. Ayrıca genel olarak doğduğun aile , toprak kaderindir anlayışı da hakim bence kitapta. Sevgili Boel bu kaderi yaşamamak için ailesinden ayrılarak şehir de kendine yeni bir hayat kurmaya çalıştı. Başarılı oldu mu, kaderinden kaçabildi mi ya da ne derece mümkün olabilir? Hepsi kitapta. Fakat okurken hepimizin dikkatini çektiği bazı olumsuz durumlar da mevcut. Birçok yerde zamansal rahatsız edici geçişler, atlamalar vardı. Yani bir nevi kopukluk da diyebiliriz. Haliyle parça parça okuma hissiyatı bıraktı bizde. Bu durum da acaba kitap kısaltılmış metin mi sorusunu aklımıza getirdi. Yayınevinden bir açıklama ya da bilgi de gelmedi malesef.
Sandinge Kasabası
Sandinge KasabasıHenrik Pontoppidan · Sms Yayınları · 202024 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Ülker Abla, aslında yazarın Antabus kitabındaki yan karakterlerden biriyken burada ana karakter olarak karşımızda. Okuyanlara ya da okumak isteyenlere tanıdık gelecektir mutlaka zaten. Seray Şahiner, güçlü bir kara mizah duygusuyla yine kaleme almış. Çoğu yerde zaten gülerken hüzünlendirip düşündürtüyor anlatımıyla. Tek isteği yaşamak,
Ülker Abla
Ülker AblaSeray Şahiner · Everest Yayınları · 20211,924 okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
Wolfgang Borchet , İkici Dünya Savaşını yaşamış, 3 yıl cephede savaşmış Alman askeridir. Tutuklanır, hastalanır ve topal bir bacakla Almanyaya geri döner. Ve geri döndüğünde kendisini "kapıların dışında" bulur. Bir nevi kurgu otobiyografi denilebilir kitap için. Kitapta da Berchmann, savaştan dönüyor ama hiçbir şey bıraktığı gibi değildir. Kendisi de gittiği gibi olmasa da insanların onu yok sayması, kapıları suratına kapatması, eksik görmesi(dizi yoktur) , savaşta gördüğü ölümler, bıkkınlık, dini yaradanı sorgulaması, savaşın gereksizliği, isyan ve tüm bunlar birleşince de kafasında intihar etmek en mantıklı fikir gibi gelir. Savaşın insan üzerindeki etkisini hem yaşayan hem de geride kalanlar üzerinde ne kadar yıkıcı olduğunu gösteren bir eser. İnsanların duyarsızlığını çok güzel anlatmış Borchet. Okurken gözünüzde canlandırıyorsunuz. Keşke oyununu izleme şansım olsaydı. Ha unutmadan "Kapıların Dışında" yazarın ilk ve tek oyunu. İlk sahnelenmesi o öldükten bir gün sonra olur. "Kapıların Dışında" ülkemizde de sahnelenmiş. Sahnelenmeden önce ve Behçet Necatigil ilk çeviriyi yapıp teslim ettikten sonra çok sert bir eser olduğuna kanaat getirilir ve yıllar sonra ancak çevirisi kabul edilip sahnelenir.
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
344 syf.
8/10 puan verdi
1981 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Elias Canetti'nin otobiyografik üçlemesinin ilk kitabını okuduk, bitirdik. @serpilsimseek ve @kitapsemasi ablamla Otobiyografi okumayı oldum olası zaten severim ama bundan ayrı, doyumsuz bir tad aldım. Sohbet havasında, samimi, içten, esprili bir anlatımı vardı. Hani bazen deriz ya sen konuş saatlerce ben dinlerim , sesi huzur verir. Hah burda fiziksel sesini duymuyoruz belki ama kaleminin sesi için ben aynı şeyi söyleyeceğim. Bu kitapta çocukluğundan gençliğine kadar olan yıllarda onu kişisel, düşünsel, edebi, sosyal vb. alanlarda etkileyen kısacası onu bugünkü Elias Canetti yapan kişi, durum, olay ve olguları olumlu olumsuz tüm açık seçikliğiyle anlatmış. Özellikle babası, annesi, dedesi ve öğretmenlerinin etkisini net olarak görüyoruz. Farklı ülkelerde geçirdikleri yıllar sebebiyle oraların kültürü ve dili de gelişmesinde büyük rol oynamış. Özellikle annesinin dil öğrenme ve eğitim üzerindeki düşünce ve yaptırımları dikkat çekiciydi. Dikkatimizi çeken bir nokta da çok küçük yaşlarda dahi birçok olayı ve kişiyi çok net hatırlayıp , hatırlamakla kalmayıp bunu aradan uzun yıllar geçmesine rağmen kaleme alabilmesiydi. Bu da sanırım büyük yazarların önemli özelliklerinden biri. Otobiyografi okumayı sevenlerin kaçırmasın derim
Kurtarılmış Dil
Kurtarılmış DilElias Canetti · Sel Yayıncılık · 201875 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Uzun zamandır okuduğum en zorlu bir o kadar da ilginç kitaptı.Kısaca tanıtım yazısında beş yıl boyunca kendini ve tekerlekli sandalyeye mahkum eşini hapsettiği kireç ocağındaki tuhaf İŞİTME deneyleri ve bunların yazıya dökümüyle birlikte karısını öldürmesinden bahsediliyor.Lakin okumaya başlayınca resmen bir girdabın içine girdiğimi
Kireç Ocağı
Kireç OcağıThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2021311 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
GÜLLEYLAYA ANILAR
Azra Erhat'a başlangıç kitabı olarak seçtiğim kitap oldu. Ki en doğru tercihi yaptığımı bir kez daha gördüm. Zira çocukluk ve ilk gençlik yıllarını anlatıyor. Yazarı tanıyınca diğer yazılarını, kitaplarını okumak daha anlamlı olacak. Cumhuriyetin kuruluşuna tanıklık etmiş, Atatürk 'ü görmüş tam bir cumhuriyet kadını Azra Erhat. 12 Mart askeri darbesinden sonra İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığınca 1971'de tutuklanır. Maltepe Askeri Cezaevinde dört ay tutuklu kalır. Burada kaldığı sürece, yeğeni Gülleyla'ya ithafen anı-mektup-günlük karışımı şeklinde ele aldığı yazılarını yazmaya başlar. Gülleyla'ya ithaf etsene de aslında tüm Türk Gençliğine seslenmektedir. İlim, bilim, kültür, eğitim vb. alanlarda nasıl kendimizi yetiştirmemiz, yükselmemiz için nelere ihtiyaç duyduğumuzu satır aralarına koymuştur. Azra Erhat'ın , yurt dışındayken aldığı eğitimler , özellikle lise ve üniversitede aldığı klasik Batı eğitimi almasına rağmen özünden uzaklaşmaz körü körüne bir Batı hayranlığı oluşmaz kendisinde. Aksine o eğitimleri alırken keşke memleketimi daha iyi bilseydim de bu eğitimleri öyle alsaydım diye belirtir. Ki yurda döndüğü zaman Atatürk Türkiyesiyle karşılaşır ve aklında olanları yapmak için en iyi fırsatı bulmuş ve çok çalışmalar yapmıştır, desteklemiştir.
En Hakiki Mürşit
En Hakiki MürşitAzra Erhat · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045 okunma