Ömrümün bu en güzel gecesini, ömrünün bu en korkunç hününün takip etmesi mi mukadderdi? Neydi bu içimden çıkılmaz meseleler? Neydi bu mavi göğe veya sevgili bir yüze bakmayı zevk olmaktan çıkaran hisler ve üzüntüler?..
Niçin hayatının bu en büyük arzusunu, şimdiye kadar belki içinde, fakat en gizli yerlerde saklı duran bu arzuyu, hapsedildiği yeri parçalayarak ortaya çıkar çıkmaz, öldürmeye mecbur kalıyordu?.. Niçin? Kimin için?..