Arda Erel'in bir kadının duygularını, düşüncelerini bir kadın kadar çok güzel yansıtabilmiş. Romanın ana karakteri Derin.. Öyle bir derin hikâyesi var ki onun; kendiyle olan iç hesaplaşmaları aslında tüm kadınların sesi gibiydi. Derin'in öyle çok büyük istekleri yoktu hayattan. Aşkı hissetmek istiyordu ve hissetti de. Ama geçmişi bırakmıyordu onu. Bugünümüz geçmişimizin izlerinin yansıması olabilir miydi? Bunu sorgulamamızı sağlıyordu aslında. Sadece bir aşk romanı değildi. Birçok konuyu da kapsıyordu aşktan, kadından, psikolojiden, felsefeden, sosyolojiden hayatın tam içinden dokunuyordu bize Derin. Son sayfalarına geldiğimde eski Eylül yeni Derin'e çok üzüldüm.Yüreğimin her zaman bir köşesinde kalacak bir Sarsıntı ve hissettiğim en güzel Sarsıntıydı.