Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ediz

Ediz
@Erleg
Sıkı Okur
Yaz kızım; altı kişinin öldürüldüğü Forbes cinayetleri zanlısı olarak yargılanan doktor Ferit Özerdem artık ölmeye başladığı için teslim olmuştur.
302 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Metropol Oteli
Moskova'da Bir Beyefendi
Moskova'da Bir Beyefendi
kitabının geçtiği otelin hala aktif olduğunu fark ettim bugün. Bir gün de olsa kalmak lazım.
Reklam
"Biz zaferle değil, seferle mükellefiz."
Bütün didinmelerden sonra büyük kâinat manzumesinde meçhul bir zerre olacağımızı düşünüyor ve bu kadar boş bir neticeye varmadan önceki şu kısa misafirlikte insanların vicdanına karışmak hamakatını gösterenlere acıyorum.
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İki yanımda iki gızıl nefer, Ellerim arkadan bağlı, gidiyrem. Bağrımda bir gızıl hançer, Men Türkem. Hürriyet bir mavi düş oldu, Onu da göremiyrem.
Doç. Dr Çağla Gül Yesevi'nin 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü için yaptığı Kardeşlik ve Güvenlik Üzerinden Pakistan'ı Okumak adlı çalışma.
Ümit Özdağ
Ümit Özdağ
'ın
Saray Rejiminin Çöküşü
Saray Rejiminin Çöküşü
içinde alıntılayarak kullandığı bu raporun (Kardeşlik ve Güvenlik Üzerinden Pakistan'ı Okumak) tam halinden alınmış özel bilgiler şöyle: - 2002 yılında Pakistan'da
Reklam
Ötüken Dergisi - Sayı 196 (Ocak-Şubat)
Ötüken Dergisi - Sayı 196 (Ocak-Şubat)
'de yayımlanan Onur Büyük'ün "Türkmen Adının Kökenine Dair" yazısından: Oğuz ve Türkmen adlarıyla ilgili olarak şimdiye kadar üç türlü fikrin ileri sürüldüğü görülmektedir. 1) Bunlardan ilki Köprülü ve Houtsma tarafından ileri sürülen görüştür. Bu görüşe göre Türkmen adı Oğuzlara sonradan verilmiştir ve Müslüman olan Oğuzlara, Türkmen denilmiştir. 2) İkinci görüş Barthold'un görüşüdür. Bu görüşe göre Türkmen adının eski olduğu, aslı hakkında yeterli bilginin olmadığı ve Oğuzların Türkmen adı ile de anıldığı şeklindedir. 3) Üçüncü olarak İbrahim Kafesoğlu ve Pritsak tarafından öne sürülen görüşe göre ise Türkmen adı eski bir siyasi topluluk adıdır ve Oğuzlar ile Karluklar bu siyasi topluluğa giren kavimlerdendir. Birbirinden farklı görüşler olsa da ortak bir görüş noktasında birleşilir. O görüş Fuat Köprülü'nün görüşüdür. Köprülü,
Divanu Lugati't-Türk
Divanu Lugati't-Türk
'e dayanarak Türkmen adının Müslüman olan Oğuzlara verildiğini ifade eder. Türk tarihinde "Türkmen" adının, Oğuzların Müslüman olmalarından sonra "Oğuz" adının yerine geçmeye başladığı bir süre sonra da tamamen "Oğuz" adının yerini aldığı genel kabul gören bir yaklaşımdır.
Orwell ve Sosyalizm
1984
1984
"Asansörü denemeye gerek yoktu. En iyi dönemlerde bile nadiren çalışırdı." "Londra her zaman, yanları kalaslarla desteklenmiş, pencereleri mukavvayla yamalanmış, çatıları oluklu demir plakalarla kaplanmış, dört bir yanında çökmüş bahçe duvarları olan, on dokuzuncu yüzyıldan kalma çürüyen evler silsilesi miydi?" "Saçları oldukça açık renkliydi, yanakları pespembeydi, derisiyse adi sabun kullanmaktan, kör bıçaklarla tıraş olmaktan ve daha yeni bitmiş kışın soğuğu yüzünden pürüzlüydü." Kitabın ilk birkaç sayfasından alının bu örnekler, sadece anlatılan distopyayı tasvir etmek etmek için kullanılan gelişigüzel cümleler değil.
George Orwell
George Orwell
, olası bir sosyalist dünyanın getireceği fakirliği okuyucusuna hatırlatıyor. Bu kült kitapta verilen ilk mesajın konuşma ya da düşünme özgürlüğü ile ilgili değil, baskı rejimi ve sindirme ile ilgili değil, yokluk ve yoksulluk üzerinden verilmesinin sebebi, Orwell'in, okuyucusuna, daha kitabın başından, "Sosyalizm her şeyden önce sefalete mahkum eder." demek istemesidir.
Nihâl Atsız, Sabahattin Ali ve Bozkurtlar Kitabı İlişkisi
Ötüken Dergisi - Sayı 195 (Kasım-Aralık 2021)
Ötüken Dergisi - Sayı 195 (Kasım-Aralık 2021)
,
Bozkurtlar
Bozkurtlar
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun'un, "Atsız-Kürşad-Bozkurtlar" adlı yazısından aldığım bilgilerle:
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
, Kürşad ve 40 Çerisi hikayesini tarihin derinliklerinden çıkaran adamdır. O dönemler, bir piyes için hikâye arayan
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'ye, Kürşad'ın hikâyesini verir. Piyes hazırlandığı vakit,
Forbes Cinayetleri
Forbes Cinayetleri
Yazar
Mehmet Anıl
Mehmet Anıl
, aileyi, daha da özel olarak baba-evlat ilişkisini o kadar güçlü cümlelerle anlatıyor ki; böyle bir mecrada bunun yazılmadan, belki de kaybolup gitmesine gönlüm razı olmadı. Kitabın çeşitli sayfalarından bir aile derlemesi: "Hastalığım boyunca babam yanımdan hiç ayrılmadı Hâkim. Emin değilim ama Sadık'ı da birkaç defa
Nefret üzerine
Kesin İnançlılar
Kesin İnançlılar
Yazar, nefret ile ilgili şunları söylüyor: "Hakir gördüklerimizden nefret edemeyiz. ... Uluslararası ilişkilerde Amerikalılar sıkı kinci değillerdir, çünkü onlar kendilerini bütün diğer uluslardan daha üstün zannederler. ... Eğer Amerikalılar yabancılardan tüm kalpleriyle nefret etmeye başlarlarsa, bu durum Amerikan halkının kendi yaşam tarzına duyduğu güveni yitirmiş olduğunun bir işareti olacaktır. ... Hitler: "Bir Nazinin tavrının değerini, inancındaki samimiyeti ve iradesinin kuvvetini ölçecek en iyi şey, düşmanının ona gösterdiği husumettir." ___ Bir insana ya da topluluğa karşı nefret duymamızın altında hayranlığın yattığı, hayranlık olmasa dahi nefret edilende imrenilen, kıskanılan ya da beğenilen bir şeyler olması gerektiği fikri genellikle gözden kaçırılmış bir gerçektir. Nefret duygusu, aşağılık bulduğumuz, seviyemizin altında gördüğümüz, dengimiz olmadığına inandığımız insanlara ya da topluluklara karşı gelişmiyor. Dünya'nın el değişmemiş noktalarında, yapraklardan ve dallardan yaptıkları çadır evlerde yaşayan kabileleri düşünelim, hayatlarını gözlemlemek için yolladığımız dronelara oklarıyla saldırdıkları zaman onlardan nefret etmiyoruz, varlıkları bizi sinirlendirmiyor, kendilerine bir husumet beslemiyoruz, sadece, en basit tabirle, umursamıyoruz.
Reklam
Milletlerin Zenginliği
Milletlerin Zenginliği
Çin ile ilgili, yaklaşık 250 yıl önce yazılmış şu notlara bakalım: "Bütün seyyahların, başka birçok bakımdan birbirini tutmayan ifadeleri, Çin'deki düşük işgücü ücretleri ve bir işçinin çocuk yetiştirmekte çektiği güçlük üzerinde mutabıktır. Şayet bütün gün toprağı kazarak, akşama azıcık pirinç satın alabilecek kadar para
İntibah
İntibah
Diyor ki: "Bu sözler de Ali Bey için yeni bir fikirdi. Çünkü kalemine(kalemden kasıt devlet dairesindeki işidir.), hizmetine, eğitimine her zaman devam ediyor oluşu, bu çalışmayı kendince bir vazife bilip, o vazifeyi bir zevk şeklinde yerine getirdiği içindi. Yoksa hiçbir vakit büyümek, büyük adam olmak hatırına gelmemişti. O
Milletlerin Zenginliği
Milletlerin Zenginliği
Kitabın ilk bölümünde Adam Smith, iş bölümünün önemine yer veriyor. Her bir işçinin tek başına bir iğne yapmasındansa, her bir işçinin iğnenin farklı bir noktasını yapmakta uzmanlaştığı zaman ortaya çıkan üretim miktarı fazlalığı ve kalitesini örneklerle sunuyor. Gelişmiş ülkelerde iş bölümü uzmanlığının, bu ülkelerdeki zenginliğin
Milletlerin Zenginliği
Milletlerin Zenginliği
Adam Smith hakkındaki yapılan eleştirilerin en bilinenlerinden bir tanesi, "Homo-Economicus"un mucidi olduğudur. Bu düşünceye göre Adam Smith şahsi çıkarından başka bir şey düşünmeyen insanların meşrulaştırıcısıdır. Oysa Adam Smith'in yaptığı, bir meşrulaştırma ya da temenni değil, bir tespittir. İnsan çoğu zaman şahsi çıkarını önceleyen, başkalarından önce kendisini düşünen, kişisel menfaati peşinde koşan bir yaratıktır. Bu tespit yapıldıktan sonra geriye aslında iki seçenek kalıyor. Kişisel menfaati peşinde koşan, yıkıcı ve acımasız olma konularında büyük başarılar gösterdiğini ve gösterebileceğini bildiğimiz biz insanlar, zenginleşmeye çalışırken Merkantilist mi olacağız, yoksa Adam Smith'in teorisinde belirttiği gibi, herkesin serbest ticaretle, savaşsız zenginleşmesinin mümkün olduğunu görüp, doğamızdaki bu dürtüyü kendimizin ve aynı zamanda herkesin refahını arttırmak için mi kullanacağız?