Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Esma Akyol
Esma Akyol
@Esmakyl
Psikolojik Danışman
Burdur
35 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
"Mutluluk içsel bir duygudur. Sevgi, ilişki sıcaklığı, duyulma, kabul edilme, takdir edilme, beğenilme, desteklenme, yakınlık gibi davranışlar sonucu hissedilen bir haz, coşku, yaşamla barışıklık duygusudur. Bu gibi davranışların sürekliliği mutluluk dönümü sağlandığında, çocuklar diğer 'yapay mutluluk' göstergelerine pek de ihtiyaç duymazlar. Alışveriş yapma, her gördüğünü elde etme konusunda ısrarlı olmazlar. Çünkü, onlar için doyumlu ilişki artık ön plana geçmiştir."
Gerçekten Beni Duyuyor Musun genel olarak ebeveynler ve çocukları arasındaki ilişkiyi nasıl daha iyi hale getirebilir sorusu üzerine yazılmış bir kitap diyebiliriz. Kitapta bir çocuğun olumlu ve olumsuz davranışları karşısında nasıl hareket edilebileceğini yönelik kuramlar bilgiler yer aldığı gibi bu bilgiler gündelik yaşamdan örneklerle de desteklenmiş. Öğrenme ve gelişim psikolojisi bilgisine sahip alan uzmanlarının genel anlamda bildiği bilgilerden oluşması sebebiyle okuması ve anlaşılması da oldukça kolay.
Çocuklarına yaklaşımları konusunda sorun yaşayan velilere gönül rahatlığıyla tavsiye edilebilir. Okuyalım, okutalım
"Zira, hayat her zaman mücadele değildir, ama mücadelede hayat vardır."
"Sevgi yaşama karşı sergilenen bir tavırdır. Hepimizi kurtarabilir"
Yazarla Gece Yarısı Kütüphanesi ile tanıştım ve kitap önceki okuduğum kitaplara göre gerçekten sıradışı ve güzeldi. Yazarın bu kitabında ise ismine bakıldığında sadece bir kişisel gelişim kitabı gibi izlenimi verse de depresyon ve kaygı bozukluklarıyla mücadele eden bir kişinin yaşamını kendi ağzından anlattığı, yaşadığı zorluklar, verdiği mücadele ve sonucunda ulaştığı başarılar anlatılıyor. Genel olarak bakıldığında kitap çok çabuk ilerliyor dili aşırı basit elinize aldığınızda bir gün içinde bitirebilirsiniz.
Depresyon ya da kaygı bozuklukları konusunda basit dille anlaşılır bir kitap okumak isterseniz aklınızın bir ucunda bulunabilir.
Köy enstitüleri hakkında genel geçer bilgilere sahibim, daha çok bilgi sahibi olmak istiyorum diyorsa kesinlikle bu kitaptan başlayabilirsiniz. Kitap köy enstitüsünün kuruluşundan kapatılışına tanıklık etmiş Fikret ve Sabia' nın hikayesini konu ediniyor. Bunun yanında dönemin önemli olaylarına da yer verilmiş. Hem edebi hem de tarihsel bir şekilde çok güzel harmanlanmış özellikle ortalarından sonuna doğru hiç sıkılmayacağınız şekilde yazılmış. Okuyalım ve okutalım. Sema Soykan' ın diğer kitaplarını da takibe alacağım :))
Okur Takip Önerileri
Kendini bildi bileli cinsel bir obje olarak görülen, ne zaman kendi başının çaresine bakmak istese bu durumun karşısına çıkmasıyla kendi adaletini sağlayan Firdevs'in yaşam öyküsü.
Üzerinde söylenecek çok şeyin olduğu ama kelimelere dökülürken oldukça zorlanılan mükemmel bir kitap kesinlikle. Okuyalım ve okutalım.
"Ben bir insanı öldürdüğüm zaman, onu bıçakla değil, gerçekle öldürdüm. Bu yüzden korkuyorlar; beni yok etmek için bu yüzden mücadele ediyorlar. Bıçaktan korkmazlar. Onları korkutan gerçeğimdir."
Kör Noktalarımız-Yavuz Selvi
"Bazı hatalarımız var. Duygularımızı, isteklerimizi, zaaflarımızı tanımıyor oluşumuz aynı hataları tekrar tekrar yapmamıza neden oluyor. Kör noktada kalan ve fark edemediğimiz, dolayısıyla da düzeltemediğimiz sorunlarımızın sonucunda da hayatımız dar görüşlülük, çatışmalar, ilişki sorunları ve huzursuzlukla geçebiliyor. Bazen de mutluluk zannettiğimiz küçük hazlarla dolu yaşamımızda kendimizden habersiz, bencil ve çevresine zarar veren bir insan olarak yaşamımızı sürdürüyoruz."
Kitap; kör noktalarımızın nasıl var olduklarını, kişiliğimizi, davranış şekillerimize etkilerinin neler olduklarını, hayatımızın hangi alanlarında var olduklarını ve bunların nasıl farkına varabileceğimizi anlatıyor. Bunları anlatırken de yazar; sadece bilindik noktalara değil birbirinden farklı çok güzel yerlere değinmiş.
Kitabı okurken kesinlikle kendiniz ve etrafınızdaki bireylerin kör noktaları hakkında farkındalık kazanıyorsunuz, aslında eleştirmenin ve eleştirilmenin de hayatınızdaki belirgin olmayan taraflar için ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
"Kendimizi tanımanın, kör noktalarımızı azaltmanın ve bu noktalara sensör takmanın yolu zamanında ve yerinde doğru kişilerden alınan duygulardan arındırılmış geri bildirimlerdir."
@dryavuzselvi' yi bir psikiyatri kongresinde dinlemiştim ve çok beğenmiştim. O gün bugündür de kendisini takip ederim yazdığı kitapları alıp okumaya çalışırım. Daha ince 'Sosyal Jetlag' isimli kitabını okuyup cok beğenmiştim. Bu kitabını da aynı şekilde çok beğendim, her sayfası dolu dolu farkındalık.
Okuyalım, okutalım
"Bu dünyada her şeye rağmen yola çıkanlar vardır. Gidip, o derenin nerede bittiğini öğrenmeleri gerekir. Korkuları da vardır elbet; ama korkunun hiçbir türü, denizleri hiç düşünülmemiş balıklarla yaşamaktan daha kötü değildir. Bilirler ki, ileriye her adım attıklarında, korku da o kadar eksilecektir. "
Evrim Kuran bu kitapta günümüz dünyasında oldukça gündemde olan bir konu hakkında konuşmuş: 'Göç'. Göç kavramının kuramsal temelleri, ülkemizde göç tarihi ve en önemlisi de ülkemizdeki yeni nesil göç edenlerle yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaşmış. Aslında yapılan bir araştırmanın raporu niteliğinde diyebiliriz. Dünyanın dört bir yanına dağılan bireylerin göç etme nedenleri, ettikleri yerlerdeki hayat şartları ve en önemlisi mutluluk.. Bu gibi değişkenler açısından oldukça bilgilendirici bir araştırma yapmış yazar, göç edenlerin kendi ağızlarından hikayeler paylaşmış. Son olarak da bu göç dalgasının bu kadar yoğun olmaması için neler olması gerek bunlar üzerinde durmuş.
Evrim Kuran'ın daha önce kuşaklarla ilgili yaztığı kitaplarını okumuştum, bana kuşaklar hakkında oldukça doyurucu bilgiler sağladığını söyleyebilirim. Kendisi bu konularda severek ve beğenerek takip ettiğim iyi bir araştırmacı kesinlikle.
Göç konusu hakkında güzel bir araştırma okumak isteyenler için tavsiyedir
"Hayatta zorluklara karşı koyduğun her çaba bir gün mutlaka meyvesini veriyor. Gün geliyor geçmişin 'of' ları 'iyi ki' lere dönüşüyor. Bir bakıyorsun, kendine ait olmayan bir oda, kendine ait bir kitaba evriliyor.
Asıl mesele içe bakmak, odaklanmak ve derin düşünmek, kafamızın içinde hayallerimiz için yuva yapmak. Kafanın içinde kendine ait bir oda var mı? "
Korkmasaydın ne yapardın adından da anlayacağımız üzere; öğrenilmiş çaresizliğe kapılmadan, etrafımızda bize karşı gösterilen negatif tutumları kendimize motivasyon olarak yükleyerek daha ileri adımlar atmamızı aşılayan çok güzel bir kitap. Tüm bunlardan bahsederken de yazar hem kendi hayatından yola çıkarak hem de dünyaca ünlü bilim insanları, sanatçılar, siyaset adamları gibi birçok insanın hayatındaki kırılma noktalarını ele alarak bize aktarmış.
Aslında odak noktada bireyin hayatındaki sadece olumlu durumlarla değil olumsuzluklarla da var olabileceği ve kendini gerçekleştirebileceği.
Bundan önce @bahareris 'in Her Çocuk Üstün Yeteneklidir ve Gölgedeki Yıldızlar isimli kitaplarını okumuştum çok beğenmiştim bana üstün yetenekliler ve disleksik bireylerle ilgili harika bilgiler katmıştı. Bu kitap da aynı şekilde okumaya başladığımız andan itibaren çabucak biten ve insana güzel bir enerji, umut, mutluluk aşılıyor.
Tavsiyedir
"Siz en iyisi sizi kendi renkleri, kendi mevsimleri, kendi seçenekleri, kendi doğrularıyla sınırlandırmaya çalışanlara şüpheyle yaklaşın. Hayat tek renge, tek mevsime, tek duyguya sığmayacak kadar muhteşem. İyi ki.. "
"Psikolojik istismar yapanlar ara ara normal davranır ama bu davranışları çok kısa sürer. İçtenlikle sevgi ve şefkat göstermek, iyi bir insan olmak onların kitabında yoktur. Dolayısıyla iyi bir insana yaraşır olumlu özellikleleri taklit ederler, iyi insan numarası yaparlar. Ne var ki bu sahte, yapmacık davranışların raf ömrü uzun değildir. Toksik kişiler bir süre sonra aslına yani bozuk haline geri döner."
Kitap; sosyopat, psikopat, narsist kişilik bozukluğu olan yani toksik kişiler adı verilen kişilerin yıkıcı, yüzeysel, aldatıcı ve istismara maruz kalan bireyler için aşırı ölçüde yıpratıcı olan ilişkilerini anlatıyor. Aslında kitap büyük ölçüde istismara maruz kalan bireylerin tedavi süreçlerine yer veriyor yani bireyler bu durumlardan nasıl ve hangi aşamalardan geçerek kurtulabilir uzun anlatıyor.
Kitabı okurken aslında çoğumuzun bulunduğumuz çevrelerde toksik ilişkilere maruz kaldığımızı ya da kalabileceğimizi görüyoruz çünkü bu istismar gözle görülür bir şekilde yapılmıyor ve istismarı yapan kişi de sizde yarattığı yıkımdan büyük zevk duyuyor.
Bunun yanında kitap aşırı samimi bir dille yazılmış zaten yazar da ailesi tarafından psikolojik istismara maruz kalmış bir birey o yüzden her şeyi en ince ayrıntısına kadar akıcı bir şekilde anlatıyor.
İstismarına psikolojik olan tarafı hakkında baslangıç için okunabilecek gayet güzel ve öğretici bir kaynak.
"Psikolojik istismarı, istismarcıyı hayatınıza siz çekmediniz. Size yapılanı siz istemediniz. Şimdi yapmanız gereken, öğrendiklerinizi hayata geçirerek sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve bilgilerinize ihtiyacı olan insanlara yardım etmek."
"Kimi zaman insan kendi içinde kördüğüm olur. Düğümleri nereden ve nasıl çözeceğini bir türlü bilemez. Çözmek için elini attığı her düğüm, bir başka düğüme dolanır, çaresizlik en derinden hissedilen bir duygudur artık ve ardından boşluk gelir."
Kadınlar Neden Evlenir; Birbirinden farklı yedi danışanın evlilik ya da ilişkilerindeki problemleriyle ilgili geçirdiği terapi süreçlerini anlatıyor. Öykülerin hepsi birbirinden farklı ancak aslında yaşanılan problemlerin hepsi geçmiş yaşamdaki travmalar, aile yaşantıları ya da çeşitli çevresel koşullar gibi nedenlere dayanıyor ve seanslar kadınların içsel dünyalarına çıktıkları yolculuk sonrası farkındalıklarıyla sona eriyor.
Daha önce aynı yazarın "Travma Çağı" isimli kitabını okumuştum onu da aynı şekilde beğenmiştim.
Özellikle farklı aile terapisi öyküleri okumayı sevenler için akıp giden ve güzel bir kitap
" Çocuk kendisini güvende hissetmesi için rehberliği, kurallara, sınırlara ihtiyacı vardır. Anne babaların ve öğretmenlerin her şeyden önce bu bilinçle hareket etmesi, çocuğun sağlıklı ve mutlu birey olarak gelişmesine fırsat tanımayacaktır. "
Kitapta; üstün yetenekli hakkında doğru bilinen yanlışlar, üstün yeteneğin farkına nasıl
"Bazen ebeveynlik yapmanın sevmek gibi bir eylem olduğunu unuturuz. Pozitif dönüş almak, çaba ve pratik gerektirir. İyi bir ebeveyn olmak inanılmaz şekilde kişisel farkındalıkla ilgilidir."
Danimarkalılara Özgü ebeveynlik; Danimarkalıların dünyanın en mutlu insanları olmalarının nedeni, cocuk yetiştirirken neler yaptıkları ve yapmadıkları, serbest oyunun içsel odak geliştirmedeki yeri, empati kavramı, özellikle yeniden çerçevelemeyi çocuk yetiştirmede nasıl kullandıkları ve bunlara benzer birçok kavramın Danimarkalıların yaşamlarında nasıl yerleşmiş olduğu anlatılmış.
Kitap aslında bize yabancı olan hiçbir şey anlatmıyor ama asıl vurucu olan bizim kitaplardan okuduğumuz ya da eğitim aldığımız şeylerin onların yaşamında varoluşsal hale gelmesi ve artık geleneksel olarak nesilden nesile aktarılması. Özellikle serbest oyun konusunda çocuklara yönelik tutumlar, çocukları başkalarıyla karşılaştırmak yerine başkalarının iyi noktalarını görmeye yönelik eğitmek, aile olarak birliktelik/zaman gecirme olarak tanımladıkları "Hygge" kavramı ile aileyi ve toplumu nasıl yapılandırdıklarını örnekleriyle birlikte görebiliyoruz.
Sonuç olarak; mutluluğun ve iyi bir geleceğin kaynağını hepimizin teoride bildiği ama uygulama konusunda sıkıntılar yaşadığımız " mutlu bir toplumun sırrı çocuk yetiştirme şeklidir" Sözünün vücut bulmuş halini bu kitapta net bir şekilde görüyoruz. Kitabı okumanın herkese faydası olmakla birlikte özellikle ebeveynler için farklı bakış açıları sunması açısından harika ama bu bakış açılarını tamamıyla uygulamak değil anlamaya çalışmak daha faydalı olacaktır.
"Sorunlar; sakin, mutlu yaşamları alt üst etmez. Tersine böyle yaşamların doğal birer uzantısıdır. Çabalamaya gerek yok. Telaşsız, dikkatle bakın; sorunu değil, çözümü göreceksiniz."
Çözüm bende saklı; çözüm odaklı terapiyi, seans yapılarını, kullanılan teknikleri ve özellikle bu tekniklerin çocuklar ve ergenlerdeki kullanımına yer vermiş. Aslında 114 sayfaya çözüm odaklı terapi hakkında çok fazla şey sığdırmış. En güzel kısmı da teoriyi tadında vererek daha çok tekniklere yer vermesi. Anlatılan teknikler hem anlaşılması kolay hem de çocuklara ve ergenlere ulaşma konusunda da başarılı olabilecek nitelikte. Sonda verilen örnek danışma süreci ise çözüm odaklı çalışmak isteyenler için güzel bir ve taslak olması yanında çocuklarla çözüm odaklı nasıl çalışabilir bunu da daha iyi anlayabilmemize yardımcı.
Kitap, kesinlikle bütün ruh sağlığı uzmanlarının elinde olması gereken başucu kitabı tarzında, aşırı faydalı. Özellikle sorunları çözmek için uzun bir süre olmadığı zamanlar ve çocuklara farklı teknikler yoluyla ulaşmak isteyenler için kitapta bulunan teknikler sayesinde kısa zamanda güzel ilerlemeler elde edilebilir.
"Duygular bazen sadece duygudur. Özenle ve emekle farkındalığa dönüştürülen bu zenginliğimizin, ilişkilerimize yön veren, algılarımızı renge ve davranışa kavuşturan boyutu vardır. Duygularımızı bilinçli ele almamız onları derinlikli anlamamızla mümkündür."
Kitap 4 bölüm olarak sunulmuş; öncelikle kadına yönelik şiddet bütün boyutlarıyla ele alınmış, grup uygulamaları ve müdahale süreçlerinden bahşedilmiş daha sonra ise şiddet uygulayan erkeklere yönelik müdahale yöntemleri, kuramsal bakış açıları verilmiş. Bir sonraki bölümde çocuklarına şiddet uygulayan aileler için çatışma çözme konulu grup süreçleri ve etkinliklere yer verilmiş bu bölüm özellikle günlük yaşama uygulama açısından oldukça işlevsel. Son olarak ise genel olarak aile içi şiddeti önlemek için iletişim ve duyguların öneminden bunları kullanarak da sadece fiziksel değil duygusal şiddetin nasıl önüne geçilebileceği açıklanmış.
Kuramsal bilgilerin yanında aile içi şiddetin önüne geçebilmek için; ailenin bu konuda neler yapabileceği, grup çalışmalarının bu süreçteki etkisi ve işlevsel bir şekilde uygulanabilecek uygulamalara yer verilmesi kitabı salt kuramsal kitap olmaktan çıkarmış ve aile içinde iletişim ve duygusal konularda sorun yaşayan bireyler için oldukça güzel bir kaynak haline getirmiş.
"Sevginin yaşanan ve öğrenilen yanları vardır. Sevgi hissedilebilir, sevmek öğrenilebilir. "
"Sistemik perspektifi inanmanın doğal bir getirisi olarak insanların yaşadığı duygusal sorunların, ilişkilerinde güçlendikçe hafiflediğinı düşünüyorum. Çoğumuzun acılarının sebebi anlaşılmadığını, sevilmediğini, takdir edilmediğini hissetmek ve yalnız bırakıldığını düşünmekle ilgili."
Yüz yüze, 10 farklı çift terapisinden ya da bireysel başlayıp aile terapisine dönüşen vakalardan oluşuyor. Her vaka çeşitli kuramsal bakış açılarıyla ve tekniklerle ilerliyor. Aynı zamanda her vakanın danışan öyküsü, vaka formülasyonu, terapi süreci, sonuç ve tartışmaya şeklinde verilmesi vakaların başlangıç ve ilerlemelerinin daha bütünsel olarak görülmesini sağlıyor.
Özellikle aile terapileri konusunda temel düzeyde bilgisi olan, herhangi bir eğitimi olmayanlar ama bu konuda bir şeyler öğrenmek isteyenler için başlangıç için güzel bir kitap. Çünkü kullanılan teknikler ve terapi süreci gayet anlaşılır bir şekilde verilmiş herhangi bir kafa karışıklığına yol açmıyor.
Birden fazla öyküye yer verilmesi aslında çift terapilerinde kullanılabilecek kuramsal çeşitliliği görmek açısından da oldukça faydalı.
"DEHB'leri tedavi edilen insanlar, mücadeleyle gecen bir hayattan başarıyla dolu bir hayata geçerler. Üzerlerindeki kara bulut kalkar, olumlu yönleri ön plana cikar. Endişeli, dışlanmış, yanlış anlaşılmış, başarısız çocuklar sınıfın başarılı, gururlu, kendine güvenen öğrencilerinden birisi haline gelebilirler. Erişkin DEHB olanlar için de aynı şey geçerlidir. DEHB tedavisine başladıktan sonra kişinin ilişkileri, kariyeri hızla olumluya döner. Evlilikler kurtulur. En önemlisi de kisi kendisiyle barışır. "
Kitap DEHB'in tanımından başlayıp; tedavisi, aile üzerine etkisi, kullanılan ilaçlar, anne baba eğitimi, okul sürecinde eğitim ve eşlik eden sorunlar başta olmak üzere bu konuyla ilgili aklınıza gelebilecek bütün soruların cevaplarını sizlere veriyor. Özellikle aileler için aşırı anlaşılır olması ve uygulabilir çok sayıda etkinlik bulunması DEHB'le uğraşan aileler için başucu kitabı niteliğinde.
Kitabı okurken kesinlikle bu konuyla ilgili çok fazla farkındalık kazanıyorsunuz ve anlatılan her şey açık ve net, spesifik olan hiçbir şey yok. Aslında DEHB'li bireylerin yaşadıkları bu süreçte çevresindekiler tarafından ne kadar anlaşılmadığını ve toplum olarak bu konuda çok fazla bilgi eksiğimiz olduğunu kitabı okudukça daha iyi görebiliyorsunuz.
Sadece eğitimcilerin değil herkesin elinde bulunması gereken mükemmel ve literatüre armağan niteliğinde bir kaynak
"Yalnızca insan olarak ilişki kurduğumuzda, ilişkide insan olarak kendimizi riske attığımızda, öteki insanı kendisi olarak yaşadığımızda, derinden faydalı oluruz. Ancak bu şekilde hem danışan hem de terapist olarak yalnızlığın acısını söküp atacak kadar derinden bir buluşma gerçekleşir."
Yarının insanı, aslında hepimizin danışmalarımızda kullandığımız insancıl kuramı anlatıyor. Kuramın ortaya çıkış hikayesi, kuramda yer alan temel kavramlar ve dönemine göre karşılaştığı karşıtlıklar kitabı oluşturan ana tema. Bunların yanında Rogers'ın düzenlemiş olduğu çalıştaylar ve etkileşim gruplarından kesitlere de yer vermiş. Özellikle son kısımlarında insancıl kuramın kuramın eğitime entegresinde geleneksel eğitime karşı verdiği savaş birçok yönden günümüz eğitim sistemindeki çatışmaları çağrıştırıyor.
İnsancıl kuramı ve Rogers'ın bakış açısını daha yakından tanımak isteyenler için okunabilir ve anlaşılabilir bir kaynak
"Tüm bastırılmış duygular, çözülmemiş duygusal düğümler ve iyileşmemiş yaralar hayattan zevk almamızı engeller. Duygularımızı serbest bırakın, üzüntülerinizi paylaşın, ağlayın, bağırın ve neşe size geri gelsin. Çünkü aslında insanın doğasında bu var. Neşe insanın yaşadığını hissetmesi için vardır"
Duyguların gelişimde önemi ne? Ebeveyn olarak çocukların duygusal dünyasında neleri doğru yapıyoruz, neleri yapmalıyız ya da yapmamalıyız, duyguları yerinde zamanında yaşamak çocuğun gelişimini nasıl etkiler ve ebeveyn olarak bu dünyanın içindeki yerimiz neresi? gibi soruların cevaplarını burada rahatlıkla bulabiliyoruz.
Kitap, duygusal gelişim sürecinde ebeveynlere rehber olacak nitelikte yazılmış okunması anlaşılması oldukça kolay iyi bir yol gösterici.
Bunların yanında günümüzde yaşadığımız travmatik günler için de çocukların duygusal dünyasındaki değişimleri görebileceğimiz ve ne şekilde müdahale edebileceğimizi göstermesi açısından da kullanılabilir bir eser.
"Her şeyi bilemeyiz. Ama çocuklarımız bizden bir şeyler istediğinde neden onları bir dinleyip kendimize şu soruyu sormuyoruz: Bunu neden söylüyorum?
