Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Esrahanım
Esrahanım
@Esra655
Herşey bir kitapta altını çizdiğimiz bir satır ile başlar ...
Önce ruhumuz sonra dünyamız değişir ...
92 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Madame de pirie ‘nin yalnızlığının kaleme alınmış olduğu okunması gereken bir eser …
Bazen sizi siz olduğunuz için değil statü (konum) yada para (mevki) ve çıkar doğrultusunda yükseltir insanlar sonrasında bunlardan birini kaybedince bununla birlikte değerinizi de yitirirsiniz insanların gözünde …
Madame da sahip olduğu mevki elinden alınınca yalnızlığı yaşayıp , hayatın dibini görenlerden .
Para ile yanında tuttuğu sevgilisi yada parasıyla yanında bulunan onlarca insan ve sahte gülüşler sonrası mı ???
Kitaptan bir kesit ile ;
Aslında sırf insanların yokluğunu çektiği için kendisini ölümün kollarına atmıştı , küçücük bir komediyle kolaylıkla kandırılabilen bu aklı noksan insanların . Ölüm denen bu şey kolay geldi ona hatta ölürken gülümseyebilirdi insan …
Ancak ölüm aldatılmaya müsade etmemiş ve gülümsemeyi kırmıştı . Madam de prie’yi bulduklarında yüzü korkunç bir şekle bürünmüştü .
Ayakları ıstırap dolu acıyla büzülmüştü, elleriyle perdenin birine öylesine sımsıkı asılmıştı ki parmaklarının arasında bez parçaları kalmıştı , ağzı çığlık atmak istercesine açık kalmıştı .
Onun garip ölümü Fransa ‘da fazla uzun bir ilgi görmemiş , unutulmaz bir komedi oynamak için harcamış olduğu çaresiz çabada boşa gitmişti .
Hz Mevlana bir gün eve gelir , oğlu sultan veled’i üzgün görür sebebini sorar
Oğlu ; hiç “ … der
Hz Mevlana dışarı çıkar kapıda asılı kurt postunu üzerine geçirir tekrar içeri girer . Ellerini havaya doğru açarak kurt gibi ulumaya başlar .
Oğlu babasına bakar ve güler
Hz Mevlana ; evladım gördün mü ? Dünya dertleri işte böyledir kurt aslında korkutucu bir hayvandır , fakat sen postun arkasında babanın olduğunu bildiğin için korkmadın ve güldün işte bütün dertlerinin arkasında da Rabbinin olduğunu bil ve ona güven …
Eserde çokça hikaye ve düşünceye yer verilmiş bir mola tadında okumak iyi geldi , kesit kesit ilerlemesi iyi fakat tekrar var şimdiden okumak isteyenlere iyi okumalar )
Kitaptaki bir kesitten özetle ; önceden bildiğin şeyleri papağan gibi sürekli tekrar edersen yeni bir şey öğrenemezsin .
Sigmund freud diyor ki : “ifade edilmeyen duygular asla kaybolmazlar . “ Onlar diri diri gömülür ve bir gün çok feci bir şekilde patlarlar . Sen küçüklüğünden beri birçok sıkıntı yaşadın seni üzen, mutsuz eden, enerjini çalan ve canını yakan durumlara tepki gösterebildin mi ?
Hayır
İçine attığın bu duygular nereye gitti peki ?
Bilmiyorum
Hiçbiri bir yere gitmedi ve hepsi vücudunda birikti . Dışarıdan bakıldığında gözle görülmeyen bu zararlı hisler boş durmadı ve bulunduğu yerde sana zarar vermeye devam etti. Bazen sebepsiz yere ağladığın , bazen durduk yere öfkelenip aniden patladığın , bazen hiçbir sebebi yokken baş ağrısı çektiğin olmadı mı ??? (S/135.136)
Hayatın özeti niteliğinde , yaşadığımız her durumun psikoloji ile bağını çözen değerli yazar altını çizdiğim her sayfa için teşekkürler
İyi okumalar .
Okur Takip Önerileri
Her değişim insanda bir çatışma getirir. Eski ile yeninin çatışması. Eski galip gelirse adına alışkanlık , yeni galip gelirse değişim denir .
Her değişim bir sorumluluk getirir bu sorumluluğu alabilenler çözüm üretir . Alamayanlar ise şikayet eder ve vazgeçip eski alışkanlıklarına döner …
Kitaptan kesintiler ile yer vereceğim değerlendirme , kitabın özet ve altı çizili önemli kesitleri ile önemli ve değerli …
# Herkesi bırak kendine yönel hangi konularda eksiğin var , hataların neler önce bunları belirle . Sonra kendinin , sahip olduğun değerlerin , içindeki potansiyelin farkına var .
Şunu beynine kazı : Davranışa dönüşmeyen bilginin insana hiçbir yararı yoktur .
Değişim içten dışa doğru gerçekleşir . Önce düşünceler sonra duygular değişir . Değişen duygular davranışlarımıza yansımaya başlar .
Hayatın %10 başımıza gelenler , %90 onlara gösterdiğimiz tepkilerdir yani davranış biçimimizdir . Eğer sen davranış biçimini değiştirirsen hayatın gidişatı da değişir .
Her değişim insanda bir çatışma getirir eski ile yeninin çatışması … Eski galip gelirse adına alışkanlık, yeni galip gelirse adına değişim denir .
Her değişim bir sorumluluk getirir . Bu sorumluluğu alabilenler çözüm üretir . Alamayanlar ise şikayet eder ve vazgeçip eski alışkanlıklarına döner.
Değişim samimi ve güçlü bir kararın sonucudur (S170. 171)
Değişenlerin değişmeyenlerden tek farkı var : kararlarından vazgeçmemeleri …
Değişim ve gelişime açıksanız hayatta her şey , her durum kolaylaşır.
Zorlaştırmadığımız bir hayatta iyi okumalar …
Henriette ! Henriette ! diye haykırıyordu .
Ve derken anlatılması çok korkunç bir şey oldu : Şişman ve iri kıyım adam birden gıcırdayan basamaklardan oldukça bitkin ve asık bir suratla aşağıya indi. Elinde bir mektup tutuyordu . Personel şefine , 'bütün herkesi geri çağırın , aramaya gerek kalmadı . Karım beni terketmiş ' (s13)
Kitabın başlangıcında yaşanan bu olayda dışarıdan insanların bakış açıları ve ön yargılarını o kadar güzel anlatmış ki Stefan zweig ; Bir kadının kocasını ve iki çocuğunu bırakıp gitmesini aşağılayıcı ve çirkin bulmuyor musunuz ?
Asla ... diyen birinin ardından kendini anlatmak isteyen bir kadının bir otel odasında kendi hikayesini anlattığı yirmi dört saat böylece başlar ...
Eşinin ölümünün ardından büyük bir boşlukla kumarhanede herşeyini kaybetmiş oğlu yaşında bir genç ile yaşadığı gecelik ilişki sonrasında kadının utancı , kadının gence yardım için gittiği anda tüm gururunun ayaklar altında kalışı , kadının kaçışı ve gencin ölüm haberini alışı ile noktalanan bir hikaye
Yargılamayan birine içini açma öyküsü
Özetle yargılarsanız herseyden habersiz kalırsınız , bakış açınız körelir , ve hiç bir zaman gerçeğin altında yatan nedeni öğrenmezsiniz .
İyi okumalar .
1932 ... Anadolu'da bir kasaba ...
Ezanın türkçe okunma kararının alındığı yılda başlıyor kerime'nin hikayesi .
Bekir ,Kerime , Mehmet , Nezihe 4 kardeş ...
Baskıcı bir babanın çocuklarında bıraktığı travmatik izleri okuyorsunuz satır satır ...
Bekir kardeşi Kerime "ye bulunduğu tacizi babasının şahit olması ile evden kovulan iziné
Eserde 1991-1994 yılları arasında doğu bölgesinde görev yapan Miraç Öğretmenin Hikayesine yer verilmiş ...
Görev yaparken yolların kesilmesi yada bulunan bölgede görev yaparken ki korku , sürekli çatışma sesleri ile girilen psikolojik girdap ...
Eserde o dönem doğu halkının sıcaklığı , eğitime ve eğitimciye duyduğu saygı ve ihtiyactan bahsedilmesi, ara ara dönemin kişilik ve hikayelerine yer verilmesi eseri okutan özelliklerden ...
# Kitap arkasında yazan bir kesit şöyle ; Devlet terörü önlemede harcadığı paranıne yüzde birini , eğitime ayırsaydı bugün örgütler ne vaat ederlerse etsinler , dağa götürecek genç bulamazlardı ...
(Kitap milli Eğitim bakanlığı tarafından tavsiyeli kitaplar arasına alınmıştır )
Mutlu insan gelmez psikiyatriye.
Kimi en sevdiklerini kaybetmiştir , kimi aldatılmış, terk edilmiş , kaldırılmış, kimi hayatta aradığını bulamamış, kiminin hayalleri gerçekleşmemiş, kimi işinden olmuş başaramamıştır ...
Eserde Ala'nın hikayesine yer verilmiş
Anne - Babası tarafından sevilmeyen bir çocuğu kim sevebilir ?
Kimsenin dokunmadığı , başını okşamadığı bir çocuk sevgi kırıntısı aramaz mı gördüğü her yüzde, duyduğu her seste ...
Ala babaannesi'nin ölümüne şahit olurken , ardından annesi gözleri önünde intihar eden , hatta babasının ölümüne şahit olan bir çocuk ...
Çocuk ama hiç yaşanmamış bir çocukluk bu ...
Annesi de babası da katil damgası yemiş bir çocuk , erken büyümek zorunda kalmış bir çocuk ...
Kendini sevmek bu kadar zor olmamalı çünkü insan kendini sevmese kimse sevmiyor ...
İyi okumalar .
"Acının ilacı sevgidir "
Gülseren Budayıcıoğlu tek solukta okumak isteyenlerin ilk durağı olmalı ...
Okuma alışkanlığı kazanmak için güvenle okunabilir ( benim açımdan )
Eserde cinsel kimlikler ile kisilere yer verilmiş olması insana farklı bir bakış açısı kazandırırken, sayfayı bir an kapatıp empati kurma açısından da kuvvetli ...
Hepimizin dünyadaki her kimliğin , her kişiliğin , her hayatın , her engelin adayı olduğumuzu bilmeli bunun doğrultusunda bakışımızı karşıya doğrultmalıyız ...
Eserde beğendiğim kısıma gelince Meliha ile başlayan hikaye
Ben Meliha (annesi , ablası ve kardeşi hayat kadınlığı yaparken hayatı uğruna kendini koruyan değerli meliha , kızından habersiz Meliha ...
Diğer bir kısım yıllar sonra gelen Melek (Meliha'nın kızı) Annesinin korumak için kısıtlamalar ile büyüttüğü fakat istediğini yapmaktan çekinmeyen , özgürlük diyerek tutsaklığı özgürlük sanan Melek ...
Annesi Meliha'ñın ardından yıllar sonra aynı koltukta kızı Melek (Hayat diğer adıyla ) göreceğiz heyecanlı bir serüven
Hayat kısa , her yerde her an karşılaşabiliriz diyorum içimden
Birbirini tanıyan insanların aynı klinikteki karşılaşmaları tesadüf mü yoksa kaderin izleri mi bilinmez ama eser okunmaya değer ...
İyi okumalar .
"AŞK ÜÇ KELİME BİR NEFES "
Aşkın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur .
Başlı başına bir dünyadır aşk . Ya tam ortasındadır, merkezinde ya da dışındasındır, hasretinde ...
Bu eseri ikinci okumuşum ilk okuduğumda 2 günde elimden düşmeden okumuştum , bana okuma alışkanlığının tohumunu kazandıran eserde diyebiliriz ...
Mevlana ile şems manevi aşkını işlerken ,
Diğer yandan üç çocuk annesi Ella ile david yürümeyen evlilikleri ella'nın aziz zahara'ya dünyevi aşkını sıkmadan bu denli güzel anlatılabilirdi ...
Eserde Mevlana 'nın ilk vefat eden eşi; gevher hatun
İkinci eşi ;kerra
İlk eşinden çocukları ; Sultân veled ve Alaaddin
Evlatlık kızı ve şems 'in eşi ; kimya hatundan bahsederken
Merak uyandıran Dilenci hasan , Çöl gülü, Sarhoş süleyman ile şems'in verdiği mesajlar dikkatle okunmaya değer ...
Kütüphanemde yerini alan eserlerden ...
İyi okumalar ...
Sen izin vermezsen kim üzebilir seni , kim acıtabilir canını ?(s.375)
Kitapta selim azra ve Ömer aşk üçgeni ile başlayan iki kardeşin aynı kıza aşkı ve iki aile arasında uçurumlar içeren bir aşkın öyküsü ...
Azra gençlik yıllarında ailesinin çalıştığı köşkün küçük oğlu ömer " e içten içe bir hayranlık besler fakat ileride bunun ciddi sonuçlarına katlanacak ve uzun bir süre ailesinden ayrı kalarak doktor olarak döndüğünde selim bey'in bir kaza sonucu değişimine ( doktor azra ile dini değişimine )
Ve kalplerinin birbirine akmasını sayfalarca okuyacaksınız
Azra'ya atılan bir iftira ile selim beyin düğün günü azra'yı terk etmesi ,
Azra'nın yeni bir hayat kurup onu yıllardır çok seven fedakâr adam ahmet 'ı düğün günü terk edip
Selim'i ve aşkını tercih etmesi ...
sonunda ne mi oluyor kültür farkı , aile yaşantı farkı , entrikalara rağmen mutlu son
Eseri ikinci okumuşum fakat her kitabın bir yaş'ı vardır ilk okuduğum kadar keyif almadığımı ifade etmeliyim ...
İyi okumalar ...
Ahh Piraye ...
Eseri ikinci okumuşum, tek solukta yeniden ...
Eserde piraye ile Haşim'in istanbul'dan Diyarbakır'a uzanan aşk yolculuğu kaleme alınmış ,eserde piraye'nin okulunu bitirip Diyarbakır gelini olması ile yapmam dediği şeyleri yaptığı konak evine gelin olarak girdiği , eşinin şiddetine karşılık affedip , erkek evlat uğruna eşinin tekrar evlendirildiği engelli kızının doğumunu, piraye 'nin ihaneti kaldıramayıp kızı dicle ve karnındaki yıllardır beklenen erkek evladı alıp gidişini , Haşim'in ölüm haberi ile gelen duygu yoğunluğu ...
Ve bir Haşim Artukoğlu hayata veda ederken ,bir Haşim Artukoğlu'nun dünyaya gelişi ...
her bölümde farklı duyguların yoğunlaştığı , yeri gelince piraye yeri gelince haşim'e öfkenin büyüdüğü sizi duygular ile harmanlayan akıcı bir eser ...
Sevgi insana neler yaptırmıyor ki ?
İnsan en fazla ne kadar dayanabilir ?
Yada yapamam dediği kaç hikayeyi yaşarken bulur kendini ?
İntikam yada inat uğruna mutluluğunu gölgeleyebilir mi ?
Gurur mu ağır gelir aşk mı ?
" İyi okumalar "
Tanım bellidir ...
Dünyayla arasındaki maddesel ve ruhsal tüm bağları kopmuş fanilerin er yada dişi farketmez kişisel tercihidir "intihar"
Avukat vedat ali Karacan'ın ölümü ile başlayan hikaye kızı avukat Verda Karacan 'ın ölümün ardındaki sır perdelerini aralamaya karar vermesi ile başlıyor ...
Annesi ile babası boşanmış bir kız çocuğu neler hisseder , nasıl büyür , evliliğinde ne gibi sorunlarla başa çıkmaya çalışır , sosyal çevresi , çocuğuna tutumu aslında bu konulara da ışık tutuyor , iki günde elimden düşmeyen eser merak uyandırıyor.
Babasının dışında annesinin âni rahatsızlığı ile babasının ardından annesini de kaybeden , kalabalıklar arasında yalnızlığı yaşayan bir avukatın öyküsü ...
Babasının intihar olayının ardındaki sır perdelerini aralamak için çıktığı bu yolda Verda babasının ikinci eşi , evlilik dışı çocuğunu(kardeşini) de bulması ile babasının almış olduğu davada suçlu tarafı savunduğunu farkedip tehditlere maruz kaldığı ardından davadan çekilememenin verdiği suçluluk ile canına kıydığı , ardından yarım bıraktığı davayı kızının üstlendiği fakat ailenin ardındaki karanlık sırları aralaması ve ardından davadan çekilmesi ile Son bulan bir eser, bu kadar koşuşturma sıkıntı bunun için miydi demekten kendimi alamıyorum ...
İyi okumalar ...
Bu kitabı evlilik öncesi ve evlilik sonrası olmak üzere iki defa okudum
Kitaptan ne mi öğrendim ; hiç
Ama bu kadar sıkıntının içinde kafa dağıtmak için ideal
Ara ara güldüğüm , ara ara her aşkın zorluklarla döşenmiş bir yola gireceğini idrak ettiğim bir anda kitap kapanmış oldu ...
Okunmasa da birşey kaybettirmeyen , okuduğunda da bir şey kazandırmayan kitaplardan ...
Merak edenlere " iyi okumalar "
Eserin sonunda yer verdiği yazıya öncelik vermek istiyorum ; Stratton 1972 yılında Londra'da yayınladığı mimar Sinan 'ın biyografik romanında ikisi arasında bir aşk kurgusu yapmış , " ANCAK BUNU YAPARKEN BELİRTTİĞİ HERHANGİ BİR KAYNAK YOK .O ZAMANDAN BERİ DİLDEN DİLE DOLAŞAN BİR HİKAYE BU .
Sizce kitabı bitirdikten sonra bu yazının
