Eylül Güneşi

Karadeniz rüzgarı altında kımıldanan tütün tarlasını giizden geçirmiş, sonra tabakasını çıkararak bir sigara sarıp tüt­türmeye başlamıştı. Parmakları uzanıp çıtır çıtır yaprak kırmak istiyordu. Bu işe öyle alışmıştı ki, bir başına şu koca tarlayı kır­sa doymazdı. Ne zevkli işti bu rençperlik.
Reklam
Arabistan güne­ şiyle yanıp kavrulmuş yüzü ve kuru gövdesiyle bir hayalet gibi hemşerileri arasına karışmış, birkaç akrabasından başka hiç kimsenin ilgisini çekmemişti. Demek ki onun yedi yıl yaptığı kanlı iş, hiç de kahramanlıktan sayılmıyordu. Binlerce kilomet­ re uzaklıktaki Arapları gidip öldürmek, halkın gözünde bir kah­ ramanlık destanı niteliğine erişemiyordu. Oysa yaylada bir ayı ile boğuşan, bir kurdu öldüren ya da bir eşkıyaya tüfek atan herhangi bir hemşeri, halkın gözünde birden bire bir kahraman olup çıkıyordu. Demek ki Yemen çölünde yedi yıl boşuna ömür tüketmişti. Aklı mı ererdi hükümetin işine?
Ben, sizleri buraya getirerek artık usanç veren bu ayaklanmaların önüne geçmek istedim. İnşallah sizin yüreklili­ ğiniz, atıcılığınızla ayaklanmaların köküne kibrit suyu ekece­ğiz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Konuşulan konu ne kadar feci de olsa; Şimon, elinde bir bardak çay olduğu takdirde uygarlığın geri döndürülmeyecek kadar uzakta olmadığına inanırdı.
Sayfa 58 - Perseus YayıneviKitabı okudu
Para dışında hiçbir şey midesindeki açlığı ve çaydan daha kuvvetli bir şey içme ihtiyacını gideremezdi.
Sayfa 12 - Perseus YayıneviKitabı okudu
Reklam
Reklam
587 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.