Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Okyanus Işığı
Okyanus Işığı
@Fairy_
Okul Öncesi Öğretmenliği
233 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Çocuk kitabı olarak yazılmış olsada bence herkesin okuması gereken bir kitap. Küçük Kara Balık, yaşadığı yerden sıkılıp dünyada bulunan başka yerleri keşfetmeye çıkmak istiyor. Bu macerasında ona engel olmaya çalışan, onu küçümseyen, sığ düşünceli kişilere karşı verdiği mücadeleyi ve onlara karşı gelip vazgeçmeden aklına koyduğu şeyi yapmasını anlatıyor Çok derin ve güzel anlamları olan, düşündüren, sorgulatan, farklı bakış açıları kazanmamızı sağlayan mesajlar içeriyor. Okuyun, okutturun...
Kitabın konusu şu şekilde; burjuvalardan olan rahat, sıkıcı ve toplumun kalıplarına göre hayatını sürdüren bir adamın; at yarışının olduğu gün hayatının ne kadar değiştiğini anlatıyor. Bahsedilen o olağanüstü geceye kadar hayattan hiç zevk almamış, insanlara karşı hiçbir şey hissetmemiş olan adamın, hayattaki heyecanı ve mutluluğu araması ile kendi özünü bulmasını anlatan güzel bir kitap.
Kitap kısa ve akıcı bir dille yazıldığı için kısa sürede bitti. Başlarda konu nereye bağlanacak acaba diye beklerken son sayfalarına doğru kitabı heyecanla okudum ve sonu beni çok etkiledi. Stefan Zweig"in sevdiğim özelliği; yaşanan olayları sanki ben de yaşıyormuşum gibi hissettirmesi oldu. Zweig'in okuduğum ilk kitabi olduğu için başta betimleri çok uzun gelse de kısa sürede alıştım ve duygularını bu kadar yoğun bir şekilde kağıda dökmesine hayran kaldım. Kitaptan çıkarılacak bir çok ders olduğunu ve herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Stefan Zweig ile ilk tanışma kitabım bu oldu ama kesinlikle son olmayacak... İncelememi kitapta çok beğendiğim bir söz ile bitirmek istiyorum.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin hayatta yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan herkesi anlar.
Kitapta; insanların toprak hırsı yüzünden, Kızılderili halkını nasıl katlettiklerini, onlara acımasızca davranmalarını ve bu zulümlere karşı sessiz kalmayan, Kızılderililerin dostu olan bir doktorun hayatını konu ediniyor. Bu doktorun çocuğu bir hastalık sonucu sağır kalıyor. Babası insanların hastalıklarına şifa olurken ne yazık ki kendi çocuğunun sağırlığına tüm uğraşlarına rağmen bir çözüm bulamıyor. Oğlunun sağırlığını iyileştiremeyen baba, çocuğunu iyi yetiştirmeye ve topluma kazandırmaya çalışıyor. Olumsuz şartlar ve eleştirilere rağmen çocuk tüm hayallerini gerçekleşiyor. İmkansız bir durumun olmadığını, istenildiği zaman yapılamayacak hiçbir şeyin olmadığını anlatan güzel bir kitap. Sayfa sayısı biraz fazla olsa da kitap konu bütünlüğünü güzel bir şekilde işlediği için akıcı bir şekilde okunuyor. Tavsiye ederim.
Okur Takip Önerileri
Scrooge, her yıl olduğu gibi Noel arifesini mutsuz, huysuz, ve Noel'in tamamen bir palavra olduğunu düşünerek geçirir. Tek başına yaşayan Scrooge, evine gittiği zaman yıllar önce ölen iş ortağının hayaletinin onu ziyarete geldiğini görür. Önce buna inanmak istemez ve gerçek olmadığını düşünür ama olanlar karşısında yaşadıklarına inanmaktan başka çaresi kalmaz. İş ortağının hayaleti onu 3 tane hayaletin ziyaret edeceğini söyler. Daha sonra bu üç hayalet sırasıyla Scrooge'yi ziyaret eder. Bunlar geçmişin, şimdiki zamanın ve geleceğin hayaletleridir...
Kitabın vermek istediği mesajlar çok güzel...İnsanlara yardım etmenin insanları mutluluğa sürüklediğini, elimizdeki şeylere şükretmemiz gerektiğini, paylaşmanın çok güzel bir şey olduğunu bize anlatıyor. Kitabın anlatım dilini de gayet akıcı buldum ve sıkılmadan okudum. Ne kadar çocuk kitabı olsa da herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum, çünkü kitapta hayat ile ilgili çıkarılacak çok güzel dersler var. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar.
Sarah Finch küçük bir kızken, ağabeyi Charlie dışarıya oynamaya gider, kardeşine döneceğini söylemesine rağmen bir daha dönmez.
Senelerce Charlie’nin başına neler geldiğini aile öğrenemez ta ki on altı yıl sonra öğretmen olan Sarah Finch'in öğrencisinin de kaybolmasına kadar...
Kitap çok sürükleyiciydi, sürekli vaktim olsa da okusam diye bekledim. Sonunu okuduğunuzda bunun için mi okudum demeyeceğiniz, beğeneceğiniz bir kitap olduğunu düşünüyorum.Sadece çevirmenden kaynaklı olan bazı yazım yanlışları biraz dikkat dağıtıcıydı. Onun haricinde müthiş bir kitaptı. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar.
Kitapta; Baskerville ailesinin geçmişinden bugüne kadar gelen lanetli bir köpeğin, ailenin erkek üyelerini esrarengiz bir şekilde öldürmesini anlatıyor. Son olarak Sir Charles Baskerville'yi bir gece bozkırda ölü buluyorlar bunun kalp krizi olduğunu düşünüyorlar ama dostu Dr. Mortimer bunun ailenin geçmişinden beri lanetli bir köpek tarafından öldürüldüğünü ve ailenin son erkek üyesi olan Sir Henry'nin de tehlikede olduğunu düşünüp, olayı çözmesi için Sherlock Holmes'ın yanına gidiyor. Başta Holmes böyle doğa üstü bir olayın varlığına inanmasa da zamanla bu köpeğin sırrını çözmeye başlayacak. Bu romanda Sherlock Holmes yerine dostu Dr. Watson'u daha çok görüyoruz bu da Sherlock Holmes hayranı olan beni biraz hayal kırıklığına uğratsada kitap tek kelimeyle mükemmeldi. Konusu çok farklı ve sürükleyiciydi. Çözülemeyecek gibi görünen olayların bile aslında çözülebileceğini ve soyut gibi görünen olayların ve varlıkların gerçek bir olguya dayandığını da bize çok güzel anlatıyor. Tavsiye edilir.
Kitap reality show yarışmasında başlıyor; ormanda kalan 12 yarışmacının zorlu görevlerde başlarına gelen olayları, görevlerini nasıl tamamladıklarını, televizyonda görünen olayların aslında kamera arkasında daha farklı olduğunu, ama izleyicilere farklı gösterildiğini, anlatıyor. Kitabın konusu diğer kitaplara göre farklı olsa da, kitabın anlatım dilini beğenmedim. Okurken biraz sıkılmış olsamda kitabın sonu beni şaşırttı diyebilirim. Kitap bitince aklımda bazı soru işaretleri kalmasına rağmen okunamayacak bir kitap değil. Farklı bir kurguya sahip kitap okumak isteyenlere tavsiye edebilirim.
Kitabın birinci bölümünde; bir evde yaşanan cinayeti ve cinayetin çözülme sürecini anlatırken, ikinci bölümünde ise kitaptaki John Douglas adlı karakterinin eskiden nasıl işlere bulaştığını, korku vadisi diye bahsedilen yerde başına neler geldiğini ve nelerle başa çıkmak zorunda kaldığını anlatıyor. Kitabın ikinci bölümündeki yaşanan olaylar daha çok sürükleyici olmuş. Özellikle kitabın sonu beni gerçekten çok şaşırttı. İlk iki romanına göre kurgusunun çok daha iyi tasarlanmış olduğunu düşünüyorum. Sherlock Holmes hayranı olarak bu roman kitabını, heyecanlı ve sürükleyici buldum ama bu kitapta Holmes karakterinin daha az görünmesi beni biraz hayal kırıklığına da uğrattı. Onun dışında kitap güzeldi tavsiye ederim.
