Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe GÜNGÖR SÖNMEZ

Ayşe GÜNGÖR SÖNMEZ
@Fenciokur
Budistlerin şefkatin önemi hakkında çok konuştuğunu biliyordum, ama kendinize şefkat göstermenin başkalarına şefkat duymak kadar önemli olabileceğini hiç düşünmemiştim. Budist bakış açısına göre, diğer insanları gerçekten önemseyebilmek için önce kendinize değer vermeniz gerekir. Başkalarına karşı nazik olmaya çalışırken sürekli olarak kendinizi yargılıyor ve eleştiriyorsanız, yalnızca ayrılık ve yalnızlık duygusuna yol açan yapay sınırlar çizip ayrımlar yapıyorsunuz demektir. Bu hangi gelenek olursa olsun, çoğu ruhsal yolun nihai hedefi olan birliğin, birbirine bağlı olmanın evrensel sevginin tam tersidir.
Reklam
384 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Badem Ağacı
Badem AğacıMichelle Cohen Corasanti
8.8/10 · 3.242 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Toprağımızın Kokusu
Toprağımızın KokusuKenize Mourad
9.3/10 · 348 okunma
“ Kimse başka değil. “ demişti Hurşit, “herkes Allah‘ın kulu. Bir Nasturi köyümüzü yakarken, diğeri nafakamızı verdi. Kürt’ün, Türk’ün ölümü, öldürmeyi seçeni de var, toprağını süreni, hayvanını güdeni de. Türk’ün de Kürt’ün de gâvurun da hem iyisi hem kötüsü vardır. Hepimizi aynı Allah yaratıyor. SEN CİNSİNİN İYİSİ OL.
Reklam
“Amca” demişti Genç Hurşit, “anamdan çok dinledim dağa çıkanın kaderini. Ama bido köyümüzü yakanları, babamı vuranları, arkadaşlarını asanları da bağışlamıyor yüreğim. Bizden olmayana yakınlık göstermek gelmiyor içimden. Onlar başka, biz başkayız.” “ Onlar kim? “ “ Alevi olmayanlar. “ “Oğlum, benim canımı kurtaran, mülküne kabul eden Hoşabe Baba , Alevi miydi? Mara Ana? şu köyümüzdeki Türklerin, komşularımızın ne kötülüğünü gördük?” “ Onlar başka.”
“ Bu topraklarda türlü türlü inanç iç içe geçmiş yaşamaktadır asırlardır. Kürtler, Türkler ve Ermenilerle yan yana yaşadığımız halde, büyük savaşta, hepimiz birbirimizi boğazlayıp durduk. şimdi savaş bitti. Biz, Hoşabe’nin mülkü üzerinde, yıllardan beri ayrı gayrı tanımadan, din kavgası yapmadan, huzur içinde yaşıyoruz yarın öbür gün sizi kışkırtmaya kalkarlarsa, hiç kimsenin kanınıza girmesine, aklınızı çelmesine izin vermeyin. Dünya mülkü kimseye kalmıyor. Bu topraklarda, biz yine biz bize, Kürtler, Türkler ve Hristiyanlar bir arada yaşayacağız. Madem hakkım geçecek size, bana söz vereceksiniz, isyana bulaşmak yok, intikam peşine düşmek, kan davası gütmek yok.
“ Bundan böyle, benim oğullarımsınız. Allah sizi bana nasip etmiş,” demişti Zilan. “ Size öz evladım gibi davranacağım. Neyim var neyim yoksa size kalacak. Ama siz de beni baba bileceksiniz. Ayrıca size önemli bir nasihatta bulunacagim.”
Hoşabe’nin sadık kahyası Zilan on yıldır üç karı değiştirdiği halde çocuk sahibi olamamıştı. Gezmediği dede, adak adamadığı yatır kalmamıştı yöresinde. Doğuda erkek evladı olmayan adam güvende saymazdı kendini. En büyük derdiydi Zilan’ın çocuksuzluk. Hoşabe, üç yaşındaki küçük oğlanı evine almış, sadık hizmetlerinin karşılığı olarak, ikizleri kahyasına armağan etmişti. Zilan elini, eteğini öpmüştü Hoşabe’nin. Sevincinden delilere dönmüştü. Oğlanları hemen yıkamış doyurmuştu karısı, erkek kardeşinin temiz giysilerini giydirmişti üstlerine.
2024 OKUMA HEDEFİ
4/50 kitap - %8 tamamlandı
4 kitap okudu
50 kitap
896 sayfa
0 inceleme
6 alıntı
5 günde 1 kitap okumalı.
Reklam
Onlar elbette ki bizim kadar suçlu değiller. Çünkü biz öğretmedik ki onlara. Biz onları söz konusu bilgilerle mücehhez hale getiremedik. Ama artık zamanı geldi ve geçiyor. Üsküp‘teki gözyaşlarının, Pinaduz Köyü’ndeki Bekir Ağa’nın gözyaşlarına nasıl karıştığını çocuklarımızın, gençlerimizin yediden yetmişe insanımızın öğrenmesi gerekiyor. Elzem olan budur. 
Çünkü biz böyle bir medeniyetinin insanlarıyız, yeni yetme köksüz fikir ve anlayışların bize ders vermesi mümkün değil. Batı’nın bin yıllık hikayesinin bize ders vermesi imkansızdır. Ateşle, yakıp yıkmalarla, kanla dolu bir Batı medeniyetinin insanı kahreden, öldüren, ortadan kaldıran, yakan, tüketen ateş medeniyetinin bize ve insanlığa sunabileceği bir huzur ve saadet yoktur. Lakin bizim çocuklarımız ve gençlerimiz bunları öğrenmedikleri için başka düşüncelerin, başka medeniyet telakkilerinin piyonu ve zavallı savunucusu haline geliyorlar. 
Bizim hikayemiz budur. Anadolu’nun hikayesi böyledir. Bu hikayeyi nesillerimizin, çocuklarımızın, gençlerimizin öğrenmesi lazım. Köyümüzde damdan bakan Bekir’le, Üsküp’te damdan bakan İbrahim’in hikayesini bu ülkenin çocukları ve gençleri öğrenmek zorundalar. Aksi taktirde vatan kavramının ve kardeşliğin bizim için ne ifade ettiğini hiçbir zaman hakkıyla anlayamazlar. Onların merhametini, insanlığını; onların hasretini, şiir dolu yüreklerini, irfan ehli duruşlarını, dünyaya örnek teşkil edecek tavırlarını öğrenemezler. Kuruyup giderler insanlık çölünde.
344 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.