İşte o zaman, tek başına oturup çalışırken elindeki işin üzerine gözyaşları damlayan Margaret, paranın satın alabileceği şeylerden çok daha değerli bir zenginliği olduğunu hissetti; sevgi, korunma, huzur ve sağlık yaşamın gerçek lütuflarıydı.
Hiç kimse bu deneyimin bir karakter sınavı olduğunun farkında değildi ve ilk heyecan yatıştığında, iyi iş başardıklarını ve takdiri hak ettiklerini hissettiler. Doğru, hak ediyorlardı ama asıl hataları iyi işler yapmayı bırakmak oldu; bu dersi de büyük bir sıkıntı ve pişmanlık yaşayarak öğrendiler.
Jo'nun nefesi bu noktada kesildi, başını gazeteye gömerek hikâyesini birkaç damla gözyaşıyla ıslattı; çünkü özgür olmak ve kendisini seven insanların takdirini kazanmak kalbindeki en büyük dilekti ve bu, o mutlu sona doğru atılan ilk adımdı
"Babanız, Jo. O sabrını hiç kaybetmez, asla şüpheye düşmez, şikâyet etmez; hep ümitlidir, hep çalışır ve öylesine keyifle bekler ki, insan karşısında başka türlü davranmaya utanır. Bana yardımcı olup rahatlattı beni"