Yusuf, Kenan iline dönecek, bırakın matemi,
Ahırlar gül bahçesine dönecek, bırakın matemi.
Bir tufan patlayıp tüm canlıları boğmaya kalkışsa,
En güçlü kasırgayı bile aşacak
Nuh gibi bir kılavuzunuz var, bırakın matemi.
Eğer okuduğumuz kitap bizi kafamızın ortasına inen bir yumruk gibi sarsmıyorsa, niye boşuna okuyalim ki? Bizi mutlu etsin diye mi? Tanrım! Mutlu olmak için kitap okuyorsak hiç kitabımız olmasın daha iyi; bizi mutlu eden o kitapları yeri geldiğinde kendimiz bile yazabiliriz. Bizi yıkıma uğratan ve derin bir kedere boğan kitaplar okumalıyız; öyle ki bir kitap, kendimizden daha çok sevdiğimiz birinin ölümüne tanık olmuş kadar, ormana sürgün edilip herkesten uzaklaşmış kadar, bir intihar kadar etkilemeli bizi. Bir kitap, içimizdeki donmuş denizin ortasına inen bir balta olmalıdır.
...
Kitaplar, bizi bir felaket gibi etkilemelidir.