Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Soner Kandemir

Soner Kandemir
@Genckalemler
Ne efsunkâr imişsin âh ey dîdâr-ı hürriyet, Esîr-i âşkın oldum, gerçi kurtuldum esaretden.
Bu ihanetlere mukabil Simav'da Kuva-yı Milliye'yi örgütleyen Belediye Başkanı Etrakoğlu Ahmet Efendi Girit'e sürgün edilecektir! Etrakoğlu demek, Arapça Türkoğlu demektir. Bu Türkoğlu Ahmet Efendi sürgünden döndükten sonra diyecektir ki: "... Simav'a Yunan birlikleri girdiğinde bayram yapanlar da kurtuluştan sonra Cumhuriyet bayramım kutlayanlar da aynı kişilerdir!”
Sayfa 118
Reklam
Soner Kandemir
Bir kitabı okumaya başladı
Sultan Murad ve Ali Suavi Olayı
Sultan Murad ve Ali Suavi OlayıSüleyman Kani İrtem
10/10 · 0 okunma
Tehdidini savurdu. Cevher Ağa ile beraber başmabeynci ve başkâtip bu haberi Abdülâziz'e götürmek için saraya vardılar. Abdülâziz halini düşünüyor ve buhran içinde elim dakikalar geçiriyordu. Arada: - Beni Sultan Selim'e döndürdüler! Ben kimseye ne ettim? diyerek zihninden geçenleri yanındakilere ifham eyliyordu. Sonra Pertevniyal Sultana hitaben: - Validem! Bu işi kim etti bana, bilir misin? Diye sual etti. Validesi de: - Avni Paşa etti! Cevabını verdi. Sultan Aziz: - Yalnız Avni Paşa etmedi! Hoşunduk Koca Rüştü Paşa, hoşunduk Ahmet Paşa... Dedi ve ağlamağa başladı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Soner Kandemir
Bir kitabı okumaya başladı
Pontus Meselesi
Pontus MeselesiYılmaz Kurt
10/10 · 0 okunma
"Anadolu'nun renkleri(!), Kürtçü ve Kızılların biraderleri"
Karar: Ateşkesten sonra Rum nüfusunun artırılmasını sağlamak için Rusya'dan ve diğer yerlerden birçok Rum göçmeni getirmek ve ötedenberi topladıkları önemli miktardaki paralar karşılığında silahlar ve cephane sağlayarak çeteler oluşturmak ve bunları donatmak ve bir başkan ile iki üyeden oluşan kurul tarafından idare edilen her köy ve
Reklam
(Prof). Dr. Yılmaz KURT, (Çev.), Pontus Meselesi, TBMM Kültür Sanat ve Yayın Kurulu Yay.
Bu Hicaz'ın hali nedir böyle? Devlet ne zaman bir ıslahat projesi uygulamak istese Emir hazretleri çeşitli mazeretler uyduruyor. Demiryolu projesi ve yollardaki güvenlik eksikliği konularında takındığı tavır da aynı şekildedir. Şimdi Medine'de idaresi bana tevdi edilen bir dârülfünûn kuurlmak isteniyor. Ama öğrendiğime göre Şerif bu projeye de karşı çıkıyormuş. Bu muhalif tavırlar yüce Halife hazretlerini üzmektedir. Eğer ortada makul bir sebep varsa, devletler babanızın arasındaki anlaşmazlıkları gidermeye hazırım. Seçkin vali ve tecrübeli kumandan Vehib Bey'in önceden kararlaştırılmış ıslahatları yapmasına imkân verilmemesi gibi son dönemde Hicaz'da meydana gelen bazı şeyler, samimiyet sahibi kişileri üzmektedir.
Sayfa 75
Hindistan Bakanlığı'nda Binbaşı'nın ayrıntılı raporlarını değerlendiren yetkililer, Noel'in cesaretinden övgüyle bahsettikten sonra "bir siyasal ünite olarak" Kürdistan'ın mevcut olmadığını, fakat zamanla gerekli zeminin yaratılarak bu yörede milli bilincin oluşturulabileceğine inandıklarını kaydediyorlardı.
Sayfa 38
Tecavüze uğrayan kadınlar arasındaki bir kadının birkaç yerinde yarası olduğu gibi gözleri de yarı kör bir duruma gelmişti. Tahkik Heyeti bu genç kadını da dinledi: Ben yangın başladığı vakit Çamoğlu Yusuf'un evinde oturuyordum. Üzerime bir Yunanlı atladı, herifi ittim. Beni dövmeye başladı. Yüzümde ve ellerimdeki yaraları o herif yaptı. Kandan bayılmıştım; ayıldığımda her yerim kan içinde ve ışığa bakamıyordum. Sonra evime gitmeye çalıştım. Sokakta yine o halde beni beş Yunanlı yakaladı ve sürüklediler. Çok ağladım, yalvardım fayda etmedi. Elcik köyünün yıkılması anında erkeklerin bir kısmı köyün mezarlığına kaçarken, kadınlar da tekke binasında toplanmıştır. Fakat kadınlar bu kutsal çatı altında da Yunanlıların tecavüzüne uğramışlardır. Kabak köyünde isimleri açıklanmayan iki bakire kız ve bir kadına köylülerin karşısında tecavüz edilmiştir. Bütün köy halkı bu olaya tanık olmuştur. Okçu köyünde isimleri açıklanmayan 20 kadın ve 10 bakire kıza sokak aralarında ve bahçe kenarlarında yapılan tecavüz, dayak ve işkence sonunda kadın ve kızların feryadını işiten köylü ağlamaktan başka bir şey yapamamıştır.
Sayfa 262
Yunan süvarileri bu köyde kafileler halinde kadınlara tecavüzde bulunmuşlar ve kimini bayırlara, kimini tarlalara sürüklemişlerdir. 14 Eylül akşamı guruba doğru bu köye 3-4 bin kadar tahmin edilen bir Yunan tümeni girmiş ve namusa tecavüz aynı anda başlamıştır. İsimleri tutanaklarda bulunan yedi genç kız onar kişilik kafileler tarafından ayrı ayrı Kavaklık ve Efeklik ismindeki kırlara götürülmüş ve oralarda bir süre tecavüze maruz kalmışlardır. Bu arada bir şahsın 12 yaşındaki kızı da Yunan askerlerinin tecavüzüne uğramıştır. Kör Oğlu'nun eşine de alevler içinde yanan evinin önünde tecavüz etmişlerdir. Bir çavuşun cesedinin önünde sekiz aylık hamile olan kadının üzerinden bir sürü Yunanlı asker geçmiştir. Yunanlıların bu şekilde teşkilatlanmasından da anlaşılıyor ki, daha Anadolu topraklarına adım atmadan burada yapılacak zulüm, vahşet ve soykırım girişimlerini çok evvelden planlamışlar ve bu gaye ile Anadolu Türk topraklarına ayak basmışlardı.
Sayfa 260
Reklam
Ertuğrul Gazi'nin türbesi üzerindeki sanduka kırılmak suretiyle kaldırılmış, mezarı kazılmış ve üzerinde asıllı duran büyük avize kırılmış ve dökülen kristallerden mezarı üzerine haç işareti yapılmış ve Kuran-ı Kerimler yırtılarak ayaklar altında çiğnenmiş, özetle türbe içerisine çeşitli pislikler dökülmüş ve bu olayı yazmamak ve Yunan vahşetine lanetler yağdırmamak mümkün değildir. Türbenin etrafında bulunan binalar tamamen yakılmış olmakla beraber Ertuğrul Gazi'nin muhterem eşlerinin kabri üzerindeki demir parmaklıklar tahrip edilerek kabir kazılmış ve birçok yerlerine put işaretleri konulmuş, Osman Gazi'nin vefat ettiği yeri gösterir abide yıkılmış ve etrafına kalemin yazamayacağı çeşitli pislikler dökülmüştür.
Sayfa 194
Ege'nin Gediz ve kuzeyi bölgesinde yer alan şehir, kasaba ve köylerinde işlenmiş olan Yunan zulüm, işkence ve vahşetini o tarihte çıkmakta olan "Hakimiyeti Milliye (Ulus) gazetesinin sütunlarında izleyelim. Gazete, Turgutlu, Alaşehir, Salihli, Menemen, Manisa ve köylerinde işlenen cinayet, vahşet ve tecavüzleri "13 yaşında bir kızcağızımıza yüz Yunan vahşisi tecavüz ve zavallı yavrucak inleyerek ölmüştür. Bir kadının memesi oyularak barut doldurulmuş ve ateşlenmiştir." başlığı altında vermektedir.
Sayfa 248
Şehit Kubilay'ın oğlu Vedat Aktuğ
Ortaokulu niçin bıraktınız? Okusaydınız ne olmayı isterdiniz? "Şartlar uygun düşmedi.. Hayata atılmam gerekti. Bana yol gösterenler, elimden tutanlar da olmadı diyebilirim. Eğer okusaydım babamın mesleğini, öğretmenliği seçerdim." Babanızın ölüm yıldönümlerinde ya da başka zamanlarda Menemen'e gidiyor musunuz? Sizi anma günlerine, toplantılarına çağırıyorlar mı? "Gidiyorum. Fakat eskiden olduğu gibi değil, ilgi azaldı. Menemen'e gidip döndüğüm günler daha çok üzülüyorum. Çünkü eskisi gibi anma törenleri yapılmıyor artık. " Sizce bu ilgisizliğin nedeni nedir? "Esaslı bir yaraya dokundunuz. Babam unutturulmak isteniyor. Hatta üzüntü verici karşı yayınlar bile yapılıyor. Gericilik hareketlerini ve olayları hepimiz görüyor ve biliyoruz. Geçen Bayram izinli olarak Kütahya'ya annemin yanına gitmiştim. Bayram sabahı bir camiye gittim. Namazdan sonra vaiz halkı ayırıcı, birbirine düşmanlık güdücü manada bir takım konuşmalar yaptı uzun uzun.. Doğrusu gittiğime gideceğime pişman oldum."
Sayfa 94
Beş oğlum ! Sizler benim bir tek vücudumdan dünyaya geldiniz. Eğer ayrı ayrı hareket ederseniz, deminki beş ok (misali) gibi herkes tarafından kolayca kırılırsınız. Fakat, bir araya bağlanmış beş ok gibi toplu bulunursanız, size kim kolaylıkla zarar getirebilir?
Sayfa 8
Yavuz Sultan Selim
Davete icabet edip uzun yolları kat' ile memleketine girdik; fakat sen meydanda görünmüyorsun. Pâdişahların ellerindeki memleket onların nikâhlısı gibidir; erkek ve yiğit olanlar kendisinden başkasının ona elini dokundurtmazlar; halbuki bunca gündür askerimle memleketine girip yürüyorum, hâlâ senden bir haber yok. Seni korkutmamak için askerimden kırk bin kişiyi ayırıp Sivasla Kayseri arasında bıraktım; hasma mürüvvet ancak bu kadar olur. Bundan sonra da saklanıp gözükmezsen erkeklik sana haramdır, miğfer yerine yaşmak ve zırh yerine çadır (çarşaf) ihtiyar eyleyip serdarlık ve şahlık sevdasından vaz geçesin.
Sayfa 261
76 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.