Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gulsum

Gulsum
@Glsm12
BU FANİ ALEM İCİN BEKLENTİYE GİREN KALBİME DE KIRGINIM .. KUDÜS'E AŞIK AMA VURULMUS BİR KALB TAŞIYOR. sadece kitaplar konuşulur burda . skgmn-tvn.blogspot.com
Lisans
Kuduslu cocugun düs kurdugu mavi tavanli sokak.
772 okur puanı
Eylül 2017 tarihinde katıldı
Hakiki âlimler , zâlim hükümdarlara karşı hak ve hakikatı pervasızca söyleyen âlimlerdir. Risale-i Nur
Reklam
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ عَلٰى د۪ينِ الْاِسْلَامِ وَ كَمَالِ الْا۪يمَانِ Bize ihsan ettiği İslâm dini ve mükemmel iman nimeti sebebiyle Allah'a hamd olsun.
‮وَعَنْ أَب۪ي هُرَيْرَةَ رَضِيَ ‬‮اللّٰهُ ‬‮عَنْهُ: قَالَ قَالَ رَسُولُ ‬‮اللّٰهِ ‬‮صَلَّى ‬‮اللّٰهُ ‬‮عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «قَارِبُوا وَسدِّدُوا، وَاعْلَمُوا أَنَّهُ لَنْ يَنْجُوَ أَحَدٌ مِنْكُمْ بِعَمَلِهِ» قَالُوا: وَلاَ أَنْتَ يَا رَسُولَ ‬‮اللّٰهِ؟ ‬‮قَالَ: «وَلاَ أَنَا إِلاَّ أَنْ يَتَغَمَّدَنِي ‬‮اللّٰهُ ‬‮بِرَحْمَةٍ مِنْهُ وَفَضْلٍ» رَوَاهُ مُسْلِمٌ.‬ Ebû Hüreyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: –İbadetlerinizde ölçülü ve titiz olun; (fakat) bilin ki hiçbiriniz (sadece) ameli sayesinde kurtuluşa eremez. –Yâ Resûlallah (sav), sen de mi, dediler. (Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle dedi:) –Evet, Allah, rahmetiyle ve lütfuyla kuşatmamış olsa ben de kurtulamam. (M7117 Müslim, Münâfikîn, 76)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilirsin gitmeler fitratta zuhur oldu. Gidiyorum ama ağacına bir sarı çiçek ve içine yüreğimi sevgimi birakan bir beyaz çiçek bırakıp gidiyorum.sari cicekler sonbahara aşık kuruyup gitsin kavuşmalar olsun diye , beyazi senin gül tenine aşık vuslat olsun diye..beni bana getiren yollar senin bahçeden geçer. Dem vur da bahcene şu virane bir Ben'i bana yani seni getirsin. ( Hep söylerler yazdiginiz her cümle kime diye. Cümleler illa ki yaşayanlara olmaz ve karşı cinse de olmaz . RABBİM ve Rabbimin izin verdigi kadar bir ben bilirim Benden öte beni benden öte AŞK 'I)
وَعَنْ اِبْنِ عَبَّاسٍ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «لَوْ أَنَّ لِابْنِ آدَمَ وَادِياً مِنْ ذَهَبٍ أَحَبَّ أَنْ يَكُونَ لَهُ وَادِيَانِ، وَلَنْ يَمْلَأَ فَاهُ إِلاَّ التُّرَاُب، وَيَتُوُب اللّٰهُ عَلَى مَنْ تَابَ» مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ. İbn Abbâs ve Enes b. Mâlik’ten (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle demiştir: “Âdemoğlunun bir vadi altını olsa ikincisini ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah, tövbe edenin tövbesini kabul eder.” (B6439 Buhârî, Rikâk, 10; M2415-M2417 Müslim, Zekât, 116-117)
Reklam
şimdi anlat dersin Azizim anlatacak renkleri ve cümleleri gitmelere bıraktım. Özlemi kendime yurt edindim. Azizim bir kitabın sonundaki kavuşmanıN "SON" yazan kısmında kaldı gitmeler...
Üstadim yürek harp yeri idi. Senden başka anlamadi kimse savaşının kim olduğunu. Kimsesizdi bakışlarım baktığım her baharda . Kışı görmezdi gözlerim zaten kıştı kar altında gömdüğüm tüm benliğim. Bir ses yukseldi birgun iki kapak arasından cümleler. Evet konuşan hakikat idi. Konuşan yürekteki savaşın asıl sebebiydi ilk okuduğum cümleler;
Lokman Suresi
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْتَر۪ى لَهْوَ الْحَد۪يثِ لِيُضِلَّ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ بِغَيْرِ عِلْمٍۙ وَيَتَّخِذَهَا هُزُوًاۜ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مُه۪ينٌ‌ـ﴿٦‌ـ﴾ 6- İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır. وَاِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِ اٰيَاتُنَا وَلّٰى مُسْتَكْبِرًا كَاَنْ لَمْ يَسْمَعْهَا كَاَنَّ ف۪ٓى اُذُنَيْهِ وَقْرًاۚ فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ اَل۪يمٍ‌ـ﴿٧‌ـ﴾ 7- Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver! اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتُ النَّع۪يمِۙ‌ـ﴿٨‌ـ﴾ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ وَعْدَ اللّٰهِ حَقًّاۜ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ‌ـ﴿٩‌ـ﴾ 8-9- Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır. Bu, Allah'ın verdiği gerçek sözdür. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.
Evet insan evvela nefsini sever. Sonra akaribini, sonra milletini, sonra zîhayat mahlukları, sonra kâinatı, dünyayı sever. Bu dairelerin herbirisine karşı alâkadardır. Onların lezzetleriyle mütelezziz ve elemleriyle müteellim olabilir. Halbuki şu herc ü merc âlemde ve rüzgâr deveranında hiçbir şey kararında kalmadığından bîçare kalb-i insan, her vakit yaralanıyor. Elleri yapıştığı şeylerle, o şeyler gidip ellerini paralıyor, belki koparıyor. Daima ızdırab içinde kalır, yahut gaflet ile sarhoş olur. Madem öyledir, ey nefis! Aklın varsa, bütün o muhabbetleri topla, hakikî sahibine ver, şu belalardan kurtul. Şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur. Ne vakit hakikî sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı onun namıyla ve onun âyinesi olduğu cihetle ızdırabsız sevebilirsin. Demek şu muhabbet, doğrudan doğruya kâinata sarfedilmemek gerektir. Yoksa muhabbet en leziz bir nimet iken, en elîm bir nıkmet olur. İman ve Küfür Müvazeneleri -
اَيْوَاهْ ا۪ينْ زِنْدِگَان۪ى هَمْ چُو خَابَسْتْ و۪ينْ عُمْر۪ ب۪ى بُنْيَادْ هَمْ چُو بَادَسْتْ Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi' ettik. Evet şu güzeran-ı hayat bir uykudur, bir rü'ya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider... İman ve Küfür Müvazeneleri
Reklam
Bediüzzaman
Fenaligi kendinden, iyiliği Allah'tan bil
gençlik hiç şüphe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata -istikamet dairesinde- sarf etse onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar. Eğer sefahete sarf etse nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasını çektirir. Öyle de gayr-ı meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, âhiret mes'uliyetinden ve kabir azabından ve zevalinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübe ile tasdik eder. Şualar
Kudüs misali yürek; elif der susar, isminde gizlidir aşk. Vav der, edepten bükülür aşk huzurunda..
Başını kaldır, kendini tanıttırmak isteyen fa'al ve kudretli bir zâtın hârika işlerine bak! Sen başıboş olmadığın gibi, bu hadiseler de başıboş olamazlar. Bediüzzaman Said Nursi
Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne... Cahit Zarifoğlu
196 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.